Onyx Çeviri İngilizce
101 parallel translation
Duvarlar oniks taşı.
The walls are onyx.
Beyaz, oniks ve yeşil mermer.
The white, the onyx and the green.
Bir tekne dolusu Onyx ve Alabaster mücevherleri.
one vessel each of onyx and alabaster.
Onyx'ye geri gidebiliriz.
- Might as well go back to the Onyx, huh?
Onyx'te trompeti boğuyorlardı.
At the Onyx they drown out the trumpet.
Bu giysilerin görüntüsü bile bizim için bir işkence.
The sight of these garments will onyx be a torment to us.
İyi arkadaşımı size takdim etmeme izin verin. Onyx, Gnaz'lı Digeed.
Allow me to present my good friend, Onyx the Digeed of Gnaz
Hadi Onyx, bize küçük bir gösteri yap.
Go ahead, Onyx, give us a little demonstration
Onyx moleküler yapısını bütünüyle kontrol edebiliyor ve onu sonsuz şekle sokabiliyor.
Onyx fully controls his molecular structure and can change it in an infinite number of ways
Onyx, kendini gizli bir silaha çevir.
Hey, Onyx change yourself into a secret weapon
# Yolladigin akik tas için tesekkür ederim.
Thank you for the onyx.
Türkuaz bir kravat.
It was a turquoise and onyx bolo tie.
Siyah ve akik olanı da var.
It also comes in ebony and onyx.
- Akik, çok cafcaflı.
- Onyx is so showy.
Sabahtan beri akik küpelerimi arıyorum.
I've been looking for my onyx earrings since this morning.
Hem de gerçek akik, Graham niye zahmet ettin?
Real onyx, Graham you shouldn't have!
Kol düğmemdeki oniks düştü. Yerine yapıştırırım diye düşündüm.
Well, the onyx has popped out of my cuff link, and I was just hoping I might be able to reaffix it.
Adamda aynı zamanda sahte inci bir kolye sahte oniks yüzük ve sahte pırlanta yüzük de vardı.
He would've had a faux-pearl necklace, faux-onyx. I don't deal in faux.
Hava nektar gibi. Akik gibi düşün.
Air like nectar, thick as onyx.
Bayanlar ve baylar, Onyx klübü gururla sunar, Chicago'nun en sıcak şovu.
Ladies and gentlemen, the Onyx club proudly presents Chicago's hottest show.
Onyx'teki arkadaşınla tanışmam için iyi bir zaman olduğunu düşünmüyor musun?
But don't you think it's about time for me to meet your friend down at the Onyx?
Fred Casely, Onyx te bana seyirci önüne çıkacağıma garanti verdi.
Fred Casely assured me to get me an audition down at the Onyx.
Akik ve amber kolyeler. Hepsi gitti.
Oh, that onyx and amber necklace,
Onyx adındaki kulüpte tecavüz edilip öldürülen kızı araştırıyoruz.
Rape-homicide of a sex worker at a nightclub called Onyx.
Bizi şaşırtmak için ardında küçük oniks heykelcikler bırakırdı Gece Tilkisi bizim en öncelikli hedefimiz olmalı.
So named for the small onyx figurines he leaves behind to taunt us the Night Fox must be considered our number-one priority.
Nadir olanları, Yakut zümrüt, ve inci ve- - Firûze.
Oh, well, that would be the ruby, then the emerald, then the pearl... and then the- - Onyx. Got you.
Onyx Pass yakınındaki bir kampa götürülmesi gerektiği gibi bir şeyler söyledi.
He said something about needing a lift to a camp near Onyx Pass.
Onyx Pass'e yaklaştık mı? .
We're getting close to Onyx Pass.
Oniks, perido ve Peru opali.
- Onyx, peridot and Peruvian opal.
Hey, adam Quentin, senin hilekar,... güney sahilinin aşağı tarafındaki Onyx isimli yerde takılıyor.
Hey, so this guy Quentin, your con artist hangs out at a club down in south beach called Onyx.
Ama ne zaman kampüste dolaşmaya çıksak beni anlatan kuşun kırlangıç, taşın akik olduğunu söylemeye devam edince dayanamayıp neden böyle yaptığını sordum, ne cevap verse dersin?
But as we would walk around campus and he'd go on about how the swift was my bird, the onyx was my stone, I finally asked him why he kept doing that and do you know what he said?
Hayır bu gece yarısı alacası.
No, it's Midnight Onyx.
O zaman bana onun kayıp haçının nerede olduğunu söylersin.
Then i suppose you can tell me where her missing onyx crucifix is...
Asa, Xak Tsaroth'a ulaşsa bile Mishakal Diskleri'nin elimizde olduğundan emin ol böylece kehanet gerçekleşemez.
Even if the staff reaches Xak Tsaroth, Onyx will make sure the Disks of Mishakal remain in our hands, so the prophecy can never be fulfilled.
Onyx'i uyar ve seçkin birlikleri Solace'e gönder.
Warn Onyx, and send my elite troops north to Solace.
Onyx'in Xak Tsaroth'ta yendildiği haberini aldık.
We have just received word that Onyx was defeated at Xak Tsaroth.
Brennen'ın daha çok diğer bankalar ile olan transferleri var, Sadece hesap numaraları, ve bir de şirket... Onyx İnternational.
Brennen's movin'a lot of money, mostly to... other banks, some numbered accounts... and a company called...
Barry üzerinde çalışıyor.
Onyx International. - Barry's workin'on'em.
Bana "Onyx Uluslar arası" ndan bahset.
- Tell me about Onyx International.
- Oniks taşından oyulmuş, terk edilmiş bir çocuk gibi.
Like a foundling, Carved out of onyx!
Üç ay önce tırnak parçası bulmuştuk.
Well, three months ago we found an onyx bead.
Koyu, akik siyahı.
It was dark, black as onyx.
Bu benim son işim- - iki küçük akik aslan başı ve bir parça işlenmiş deri.
That's my last job - - two little onyx lion heads and a piece of tooled leather.
Burası akik aslan başlarının girdiği yer.
This is where your onyx lion heads fit in.
Akik.
The onyx.
Ya da Crosby'nin akik taşından yapılmış satranç taşlarını kırdığı zamanı o zaman çok öfkelenmiştin ya da Sarah ve Seth'in konserden gece yarısından sonra kafaları uçmuş halde eve gelmelerinde.
You know, or when Crosby broke those black chess pieces made out of onyx, you know, you were so enraged about... Or when Sarah and Seth came home stoned 00 A.M. from that concert.
Kız da ona akik kol düğmesi almış.
And she was getting him these vintage onyx cuff links
Onun ötesinde en küçük yavrusunun Yuggoth olduğu, sınırda siyah eterin içinde dönüyor.
Down the onyx steps he comes, hearing our call bourne on the wings of night, out beyond space, out beyond the final gate to That whereof Yuggoth is the youngest child, rolling alone in the black aether at the rim to bring us tidings...
Bence o...
- I love onyx.
Başka ne var?
- Uh, a few L.L.C.'s, haven't been touched in years... uh, this Onyx International, some "S" corp... - What else?
Şu Onyx Uluslararası, vergi kalkanı gibi görünüyor.
- looks like a tax shelter -