Ortağım Çeviri İngilizce
6,888 parallel translation
Benim, suç ortağım.
My accomplice.
Bu da ortağım Dedektif Maslow.
This is my partner, Detective Maslow.
Arayan iş ortağım da.
It's, uh... it's my business partner.
- Ortağım.
- Well, my partner.
Benz, bu Mikey, ortağım.
Benz, this is Mikey, my partner.
Ortağım verilebilecek en iyi cevabın size 11 nolu hükmü gönderip kabul ettirmek olduğunu söyledi ama ben oldu bittiye getirmek istemedim.
My partner suggested to send a Rule 11 letter and have you sanctioned. But I didn't want to jump to that immediately.
Bayan Shah, bu benim iş ortağım Dr. Pierce.
Ms. Shah, this is my associate, Dr. Pierce.
Ortağım.
She's my partner.
Bay Eichhorst benim iş ortağım.
Mr. Eichhorst is my business associate.
Dövüşü durdur ben de ortağımı alabileyim.
Call off the fight and let me have my partner.
- Tabii hedef ortağımın götü değilse, bir iyilik yap da gözetlemeye devam et.
- Unless the target is my partner's ass, do me a favor and keep surveilling?
Şu anda başım çok kalabalık seni lime lime ederek cevap almamı istemiyorsan söyle ortağım nerede?
I have a lot I'm dealing with right now, so unless you want me to vent my frustration by frying the crap outta you, tell me : where's my partner?
Ortağım, Montgomery Burns...
My partner, Montgomery Burns...
Büyüyü daha önce tamamlayamamıştım ama daha önce senin kadar güçlü bir iş ortağım da olmamıştı.
I've never actually completed the spell itself, but then, uh, I've never had an accomplice quite as powerful as you.
Tamamen deliyim buna tanıklık eden Afrikalı ortağım gibi.
I'm fucking batshit meshuga, as my African demigod associate can certainly vouch for.
O benim ortağım.
That's my partner.
Görevin ilk gününden bu yana Ruslar bizim ortağımız, dolayısıyla Birleşmiş Milletler yerine demektense Birleşmiş Milletler adına demeyi tercih ederim.
The Russians have been our partners in this mission from day one of deployment, so I would say that they're conducting their own investigation on behalf of the United Nations, not instead of.
Ama olanlar oldu. O artık benim ortağım, benim mürettebatım.
But I also know that whatever happened then, he is on my crew now, he's my partner.
Ortağım sürücüyü yakalamış.
My partner got your driver.
Ben ve benim ortağımın, bir, uh, toplantımız var kartelle.
Well, me and my associate, we have a, uh, meeting with the cartel.
Ortağım zanlıyı yayan takip ediyor, nereye gittiğiyse bilinmiyor.
My partner is in foot pursuit, and his direction of travel is unknown.
Ortağım, adı Ben Caspere.
My associate. His name's Ben Caspere.
İş ortağım paramı alıyor işkence görüp, öldürülüyor ve ne oluyor?
My business partner takes my money, gets tortured and murdered, and what?
Eski ortağım, kayıp kızın en son bu adresten arandığını söyledi.
My ex-partner got this address where the missing girl last called from.
Seni o gözle bakmaktan vazgeçmeliydim, ya da ortağımı değiştirmeliydim.
I should have stopped thinking of you that way or switched partners.
Başka şansım yoktu, ortağıma saldırdı.
I had no choice, he jumped my partner.
Wade, Wade, Zoe'yi ortağım yaptığımı duydun mu?
Wade, wade! Oh, you old so and so, uh, did you hear
Ben Dedektif Bosch, bu da ortağım Dedektif Edgar.
I'm Detective Bosch. My partner, Detective Edgar.
Ortağım gündüz vakti oğlunuzla aşağı yukarı aynı boyutlarda bir mankeni aynı tepeye çıkarmaya çalıştı, bayağı da bir zorlandı.
My partner carried a dummy the same size as your son up the same hill, broad daylight. Had a hell of a time.
Ortağımı bu yüzden mi tehdit ettin?
This is why you threatened my partner?
Bir ortağımı daha kaybetmek istemiyorum.
I don't want to lose one of my best snipers.
Bay Volkof, ben Trevor'ın iş ortağıyım.
Mr. Volkov, I'm Trevor's business partner.
Bunu kardeşimin dallama ortağından duymak zorunda mıyım ben?
Uh, why did I have to hear about this through my brother's prick of a law partner?
Ortağın mı?
Your partner?
Gelir elde etmeye başlaması için bazı dokümanların belgelenmesi gereken prestijli bir avukatlık bürosunun ortağıyım ve sen de bu sırada kendine ait, özel alanında...
Yes, but I am a partner at a prestigious law firm with very important documents needing to be documented so we can start generating some revenue, while you are... also very integral in your own special, manager...
Ben onun ortağıyım.
I'm his partner.
Louis, gerçekten böyle bir isim ortağı mı olmak istiyorsun?
Louis, is this really the kind of name partner you want to be?
Nasil isim ortağı olduğuna sinirlisin, ama bu meseleyi kapatman gerek. - Bak, bunu yapmayacağım.
I know you're pissed about how he got his name on the door, but I need you to bury the hatchet.
Senin ortağın mı yoksa patronun mu?
She your partner or your boss?
Şerif Stilinski sana henüz yardımcıyken ortağının çatışmaya girdiğini anlattı mı?
Did Sheriff Stilinski ever tell you about the time he was still deputy and how his partner got caught in a shoot-out?
Ben Efendi'nin ortağıyım.
I am the Master's partner.
Yeni ortağın benim, Deena Pilgrim.
I'm your new partner, Deena Pilgrim.
Suç ortağı mı?
His accomplice?
Bana da mı suç ortağı diyeceksin?
You'll charge me as an accessory?
Ortağın olacağım.
I'll be your partner.
Ya sen de suç ortağısın ya da tanıdığım en saf kızsın.
You're either complicit or the most naive girl I ever met.
Quintana'yı tanımadığımız iş ortağı ile konuşurken yakaladık.
We got Quintana talking to an unknown associate.
Ortağına hava mı atıyorsun abi?
Trying to show off for your partner, brother?
- Ben suç ortağı olmuyorum.
- I'm not being an accessory.
Ortağını geride bırakmak mı?
Leaving your partner?
Çaldın ve yaraladın, ve tüm istediğin ortağından bağışlanma mı?
You stole and you hurt, and all you want is forgiveness from your partner?