Osborn Çeviri İngilizce
220 parallel translation
- Her şey yolunda mı, Bay Osborne?
- Everything under control, Mr. Osborn?
Bay Osborne yolculuk sırasında... -... sağlığımızla ilgileniyor.
Mr. Osborn's been assigned by the C.S.I.R. to look after our health on the trip.
- Bay Osborne bizim için çalışıyor.
Mr. Osborn is doing a good job for us.
Osborn, aşağıya, kulübeye doğru sür bakalım bu devrim niteliğindeki motoru Oxford yolunda denemiş olalım.
Osborn, drive to the lodge and perhaps we might test this revolutionary engine on the Oxford road.
- Pekâlâ Osborn, ısıt kızı bakalım.
- All right, Osborn, warm her up.
Osborn, şimdi de düz dene bakalım.
Osborn, try it flat out now.
Osborn aynadan görebilir.
Osborn can see you in his mirror.
Teşekkürler Osborn.
Thank you, Osborn.
Osborn.
Oh, Osborn.
Bay Osborn.
Mr. Osborn.
Bu, Osborn'un temsil ettiği Americalı yazar Henry Miller.
This is Henry Miller, the American writer Osborn is putting up. My wife.
Osborn evde olacağını söyledi, ve Henry e süpriz yapmak istiyorum.
Osborn said he'd be home, and I want to surprise Henry.
Lanet olası Alice Harikalar Diyarında okuyun.
Read fucking Alice in Wonderland. Huh, Osborn?
Huh, Osborn? Herkes aklını kaçırmış.
Everything's out of whack.
Osborn da gitti.
Osborn's gone, too.
Osborn un çılgınlığını kutluyoruz.
We're celebrating Osborn's madness.
Bu Osborn'un himayesindeki Amerikalı yazar Henry Miller.
This is Henry Miller, the American writer Osborn is putting up.
Osborn evde. Henry'ye sürpriz yapmak istiyorum.
Osborn is home, and I want to surprise Henry.
Osborn'un evine gittim.
I went to Osborn's place.
- İş için gitti. Osborn da gitti.
Osborn's gone, too.
Kesinlikle. Osborn'un çılgınlığını kutluyoruz.
We're celebrating Osborn's madness.
Osborn.
Osborn.
Osborn'u gidip yakalayamıyoruz.
We don't just go and grab Osborn.
Bu hafta Osborn'dan sahte 50 dolarlık desteler istedi.
He's picking up a bundle of phony $ 50s from Osborn this week.
Osborn'a tesadüfen sipariş verdiğini sanıyordum.
I thought he ordered a hit on Osborn.
Şu Osborn'un evi.
That's Osborn's house.
Bayan Robberson, Osborn'u oraya biz koymadık, ama orada ve o bir katil.
Mrs. Robberson, we didn't put Osborn next door, but he's there and he's a killer.
Şimdi, emin olun, kapıdan çıkabiliriz ama Osborn hala orada olacak.
Now, sure, we could walk out the door but Osborn will still be there.
Şimdi Osborn buraya aitmişiz gibi düşünüyor, Bunu bozmamalıyız.
Now that Osborn thinks we belong, we can't be relieved.
11 sayfa belgenin dediği Osborn'un bir oda dolusu mobilya ve 12 yatak sipariş ettiği.
Eleven single-typed pages stating Osborn has a room full of lawn furniture and has ordered 12 mattresses.
Osborn hakkında bildiklerimiz Robberson'un sayesinde.
The reason we know what we do about Osborn is because of Robberson.
Ona Osborn'larda güç bir durum olduğunu söyle.
Tell him there's trouble at Osborn's.
Ben Osborn değilim, benim adım yeşil Goblin!
I'm not Osborn! I am the Green Goblin!
Bunu ödeyeceksin Osborn!
You'll pay, Osborn!
Artık Osborn diye biri yok Parker!
There's no Osborn anymore, Parker.
- Peter, bu babam, Norman Osborn.
- This is my father, Norman Osborn.
- Bay Osborn.
- Mr. Osborn.
- Dr. Osborn.
- Dr. Osborn.
Dr. Osborn lütfen.
Dr. Osborn, please.
- Bay Osborn.
- Mr. Osborn?
- Bay Osborn Dr Stromm öldü.
- Mr. Osborn, Dr. Stromm is dead.
Norman Osborn'u iflas ettirmek bana büyük bir zevk verecek.
Nothing would please me more than to put Osborn out of business.
Sağ ol, Bay Osborn.
Thank you, Mr. Osborn.
Harry Osborn.
Harry Osborn!
Kalbe Osborn.
The heart, Osborn.
Tamam, Bay Osborne.
All right, Mr. Osborn.
Bay Osborne.
Mr. Osborn.
Osborn?
Osborn?
Osborn'un evine uğradım.
I went to Osborn's place.
Kesinlikle düzüşme üzerine.
- Osborn!
Bırak kızı gitsin Osborn!
Let her go, Osborn.