Osman Çeviri İngilizce
468 parallel translation
- Aleyküm selam Osman ağa.
- Ailekum Salam, Osman agha.
Osman ağzından çıkan lafı tartarak söyle bakalım. Senin gayrı kulağın işitmiyor ağzından çıkanı.
Maybe you don't realise what you're saying.
Osman bizimle şaka yapma arkadaş...
Don't kid around.
Su toprağın kanıdır Osman Ağa. Sen bizim kanımızı kesmek istiyorsun.
Water's the earth's blood, you can't cut it off.
Osman suyu kesse bile Hasan bu işe razı gelir mi gayrı?
Even if Osman does it, Hasan is on our side.
Olacak iş mi bu? Hasan ne güne duruyor? Osman suyu keserse Hasan bu işe razı gelir mi gayrı?
Yes, if Osman tries to cut off the water, Hasan won't let him.
Osman dediği gibi suyu keserse o zaman rezilliğin alası olacak.
If Osman cuts off the supply, there'll be big trouble.
Bu iş vicdana sığmaz arkadaş, Osman bu kötülüğü edemez bize.
Even he must have a conscience. He won't do it.
Len bizde bu uyuşukluk varken, Osman suyumuzu keser.
Osman can cut off the supply, seeing as we're so lazy.
Hele bir biz elimizdeki suyu Osman'a kaptırmayalım. Üst yanını sonra düşünürüz efe.
Don't waste the water we've got, we'll think about the rest later.
İşte suyu kestiler.
Osman's gone and done it :
Osman dediğini yaptı.
he's cut off our water supply.
Akan suyu nasıl kesebilirmiş Osman!
How could he do such a thing?
Ah su toprağa yapıştı lan Osman. Alacağın olsun!
Osman, we'll show you!
Bunun sonunda bir kötülük olursa Osman bu iş senin başına patlayacak gayrı.
If things turn nasty, it'll be your fault.
Len Osman benim damarıma basıp durma. Çok fena olacak diyorum sana!
Don't antagonise me!
Köy içinde ikilik çıkmasın, kavga niza olmasın diye fazla ileri varmadım. Yoksa Osman bana vız gelir tırıs gider.
I held back so as not cause more trouble in the village.
Siz işi bana bırakın dedim. Hadi kalkıp hep beraber bir Osman'a varalım.
Leave it to me, we'll all go to see Osman.
- Merhaba Osman.
- Hello, Osman.
Pek hoş gelmedim Osman Efendi.
I can't say it's good to see you.
Osman kendine gel. Kızdın mı gözün bir şey görmüyor.
When you get mad, you go blind.
Bana Osman Kocabaş derler. İnsanın boğazında kalırım alimallah.
My name's Osman Kocabas.
Tahkikat sonucunda dava mevzusunun Osman Kocabaş'ın tapulu arazisi dâhilinde çıktığı anlaşıldığından önce onun tasarrufu altına verilmesine karar verilmiştir.
"Our findings prove that the spring is on Osman Kocabas'land, " therefore he has first claim to the water. " Put the dam back.
Şey, sen Osman'a uyma Hasan.
Hasan, don't listen to Osman.
Osman çok merhametsiz. Bunun sonu iyi olmayacak.
He's ruthless, things will turn nasty.
Eğer biz Osman'ın merhametine kalırsak yandık gitti.
We can't depend on Osman's pity.
Ben suyumu Osman'a yedirmem.
I won't let Osman have my water.
Acaba kim vurdu Osman'ın köpeğini?
I wonder who killed Osman's dog.
- Osman'ın kendi bulmuş.
- Osman himself.
- Osman'ın günahını Karabaş çekti.
- He paid for Osman's sins.
Bu iş hayra alamet değil arkadaş, bugün köpeği vuran yarın da Osman'ı vurur.
It's a bad omen : If they killed the dog, they'll kill Osman too.
Osman'ı orada buluruz. Yürüyün! Onun işi bu.
Osman did this, that's where we'll find him.
- Hoş gördük Osman ağa.
- You too, Osman agha.
Eğer sorarlarsa tüfeğin benim elimde, çiftenin Osman'ın elinde olduğunu söylersin.
But if they do, say that I had the rifle and Osman had the double barrel.
Hadisedeki ağır tahrik göz önüne alınarak 51. madde mucibince üçte iki nispetinde tenzil suretiyle cezasının 8 seneye indirilmesine sanıklardan Osman Kocabaş'ın suçu sabit olmadığından beraatına karar verildi.
But since the crime was committed following a provocation, the sentence will be reduced by two thirds : eight years. The defendant Osman Kocabas was found not guilty and has been acquitted.
Osman sana nasıl bakıyor?
- How's Osman treating you?
Osman'a bakma sen. - Bağırsa bile kulak asma ona.
If Osman starts yelling, don't listen to him.
Osman bekâr, her ne kadar Hasan'ın ağası da olsa bir dam altında oturmanız kötü söz oluyor.
Osman's not married, and even if he is Hasan's brother, you and him under the same roof doesn't look good.
O yüzden Osman'ı ever. Bul güzel bir kısmet, bitsin gitsin bu iş.
You've got to find him a wife, then they'll stop gossiping.
Nevruze doğru söylüyor, Osman'ı ever Bahar.
She's right, marry him off.
Osman ağa, senin gayrı evlenmen lazım.
Osman agha, you must find a wife.
Osman Ağa, sen adam akıllı dayak yemişe benziyorsun, tutan yerin kalmamış.
Osman agha, you really took a beating, you're in a bad way.
Osman söylediğin sözü kulağın duysun. Kapağı biz açmadık ama gelen nimeti kullanmakta haklıyız.
We didn't open anything, but if the water's running, we'll use it.
Getirdiysen çabuk oku Osman ağa.
Read it to me!
Osman len, senin Hasan hangi mahpushanede yatıyor?
Where are they holding Hasan? Why?
Başın sağ olsun Osman.
My condolences.
Konuşsana Osman ağa. Hasan'a bir şey mi oldu yoksa?
Has something happened to him?
Tüh! Halt ettin Osman.
I'm such an idiot!
Senin Osman'da hiç vicdan kalmamış.
Your Osman is really mean.
Osman öteye kalsın. Ben gözden çıkarttım onu.
He doesn't want to know, he's forgotten me.
Osman'ın artık suyuyla bu iş yürümez.
We couldn't keep depending on Osman for water.