Oturmaz mıydınız Çeviri İngilizce
50 parallel translation
Oturmaz mıydınız?
Won't you sit down?
Oturmaz mıydınız?
Won't you be seated?
Oturmaz mıydınız?
Will you be seated?
Oturmaz mıydınız efendim?
Won't you be seated, sir?
- Oturmaz mıydınız?
- Won't you sit down?
- Oturmaz mıydınız?
- Will you sit down?
Biraz oturmaz mıydınız?
Would you sit down for just a moment?
Ah, oturmaz mıydınız?
Ah, won't you, ah, sit down?
- Doğru. - Ne yazık ki henüz o zevke nail olamadım, oturmaz mıydınız?
- No, I've not had that pleasure.
- Oturmaz mıydınız?
Won't you sit?
Oturmaz mıydınız?
Won't you have a chair?
Oturmaz mıydınız?
Wouldn't you like to sit down?
- Oturmaz mıydınız?
Won't you sit down?
- Siz de oturmaz mıydınız efendim? - Şey...
Would you not like to sit down, sir?
- Oturmaz mıydınız? - Teşekkür ederim.
1 8 OR 1 9 TO BE EXACT.
- Nasılsınız? Oturmaz mıydınız?
Won't you please sit down?
Oturmaz mıydınız, Bay Boldwood?
Will you sit down, Mr. Boldwood?
- Oturmaz mıydınız?
- Take a seat.
- Oturmaz mıydınız?
- Would you care to sit down?
Madem ata o kadar sıkı oturuyorsunuz, buraya da oturmaz mıydınız?
I see. Well, since you are so well mounted, would you mind sitting down?
- Oh, oturmaz mıydınız?
- Oh, won't you sit down?
Şöyle oturmaz mıydınız?
Please, won't you sit down?
- Oturmaz mıydınız?
Can you sit with us?
Oturmaz mıydınız?
Won't you have a seat?
Oturmaz mıydınız?
Will you sit down?
Şimdi oturmaz mıydınız?
Would you care to sit down now?
Oturmaz mıydınız Bay Cobblers?
Would you like to sit down, Mr Cobblers?
- Oturmaz mıydınız lütfen? - Teşekkürler.
- Would you care to sit down, please?
Oturmaz mıydınız?
Take a seat, why don't you?
Oturmaz mıydınız?
Would you care to sit down?
Evet beyler oturmaz mıydınız?
So would you guys li To have a seat?
Siz iki muhabbet kuşları oturmaz mıydınız?
You two lovebirds care for a sit?
- Oturmaz mıydınız?
Sit down, won't you? - No, no, no.
Başınız sağ olsun bir dakika oturmaz mıydınız?
My sincere sympathy would you like to sit for a moment?
- Oturmaz mıydınız?
- Won't you have a seat?
Lütfen beni mazur görünürüz, bir masaya oturmaz mıydınız?
Well, I beggeth thy forgiveness. Haveth a seat-eth in the booth-eth.
Oturmaz mıydınız, Bayan Dunajew?
Would you like to sit down, Frau Dunayev?
Oturmaz mıydınız masama?
Join me. Won't you?
Oturmaz mıydınız?
I hope that you had a pleasantjourney.