Perdeler Çeviri İngilizce
585 parallel translation
Perdeler idam cezası üzerine inene dek kendime şöyle dedim. "Bu bir oyun değil. Bu hayatın kendisi."
And it was not until the curtain was rung down on the death sentence, that i said to myself... this is not a play, this is life.
20 yıl önceki sahneleri kullanıyorsun. Ahşap perdeler, tabanlar.
You're using the same scenery you used 20 years ago, wood wings and flats.
Ben ipek perdeler, danteller ve güzel kızlarla bir gösteri yapmak istiyorum.
I want to do a show with silk drapes, with lace, with beautiful girls.
- Yeni perdeler almışsınız.
- You've put up new curtains.
- Bu perdeler çalışma odan için.
- These curtains are for your den.
Yerinde olsam daha açık renk perdeler takar ve bu kanepeyi de buradan kaldırırdım.
If I were you, I'd hang lighter curtains, and move that sofa out here.
Eski bir duvar kâğıdı ve başka perdeler vardı.
It had an old paper and different hangings.
Perdeler ve pijamamın düğmelerini mi dikeceksin?
Gonna run up diminity curtains and sew my underwear?
Etrafta çiçekler ve mutfakta yeni perdeler isterdim.
I wanted to have flowers around and fresh curtains in the kitchen.
Evet, yeni perdeler istiyordu.
Yes, she wanted these new ones.
Perdeler indiğinde, seyirciler benim aşkımla birlikte ayrılır.
At the final curtain, the audience leaves with my love.
- Dotted Swiss perdeler için ideal.
- Dotted Swiss is nice for the curtains.
Yeni perdeler beni mutlu eder sanıyorsun.
You think new curtains are enough to make me happy.
Ama duvarlar yoktu, sadece üzerinde göz resimleri olan perdeler vardı bir adam elinde makasla dolaşarak bu perdeleri kesiyordu sonra çok açık giyinmiş bir kız geldi ve herkesi öpmeye başladı.
But there weren't any walls, just a lot of curtains with eyes painted on them. A man was walking around with a large pair of scissors cutting all the drapes in half. And then a girl came in with hardly anything on and started walking around the gambling room kissing everybody.
Tüm gün, güneş girmesin diye perdeler ve ses gelmesin diye de camları kapalı tutuyoruz.
We sleep all day long with the shades pulled down to keep out the sun and the windows shut to keep out the noise.
Mavi renk perdeler.
The curtain is blue.
Pity, bunu perdeler açıkken parlak günışığının altında yapamazdık.
Pity we couldn't have done it with the curtains open in the bright sunlight.
Perdeler.
The curtains.
Perdeler tam olarak hoşuma gitmedi. Ama kumaşı güzel.
I'm not completely happy with the drapes, but the material's good.
Perdeler, Jonnie.
The curtains, Jonnie.
Perdeler hala burada.
The curtains are still here.
Bir mobilya takımı, perdeler ve danteller, Will Daneher'den kız kardeşine verilmiştir.
A collection of furnishings, linen, and pewter goes with the sister of Will Danaher.
O da, asılı olan perdeler için.
That's for doing the top of the curtains.
Perdeler yukarı!
Curtain up!
Perdeler bu koğuşa çok uygun olurdu.
Curtains would do wonders for this barrack.
Kral, başpiskoposa hediye eder, başpiskopos manastıra çevirir, ve kankanda perdeler iner.
He presents it to the archbishop, who turns it into a convent, and it's curtains for our cancan.
Perdeler kapalı.
The blinds are closed.
Ben medyaya açılış konuşması yapacağım, perdeler açılacak ve sen hepsinin gözlerini kamaştıracaksın!
I make my speech to the press, the curtains will open and you dazzle'em!
Perdeler alabilirdim...
I could have some curtains...
Perdeler çekildi, gece oldu.
Them blinds are drawn, night's fallen.
- Perdeler beni asla çekmez.
- They would never hold my weight.
Evi beyaza boyamak istiyorum, mavi perdeler olacak.
I want our house painted white, with blue curtains.
Bütün aynaları kaldırdılar. Ama camda yansımamı görebiliyorum,.. ... perdeler açıkken.
They've removed all the mirrors, but I can see my reflection in the glass when the windows are open.
O zaman tüm perdeler ve kapılar açılır ve asla yalnız kalmazsın... asla.
And all the blinds'll go up, all the doors'll open, and you'll never be lonely ever again.
Her zaman söylerim, tüm farklılığı... yeni perdeler yapar.
I always say, new curtains... make all the difference.
Bu perdeler buraya ait değil.
These curtains don't belong in here.
Babana yeni perdeler ve birkac ; koltuk aldlrdlm.
I made your father buy new curtains and a couple of extra chairs.
Eski perdeler ve öteberi şeyler işte.
old curtains and hangings.
Kapalı perdeler, kepenkler, kapıları yeterince kapattım.
I've had enough of closed doors, closed shutters, curtains closed.
- Perdeler!
- Hey, curtains!
Gündüz olduğu halde perdeler kapalı.
Drapes closed in broad daylight.
Pencerelerin bu yüzden kapalı olduğunu anladım, peki ya perdeler?
I understand the closed windows, but why the drapes?
Ve perdeler!
And draperies!
Eğer Venedikli körler olmasaydı hepimiz için perdeler olurdu. Bunu fark ettin mi?
If it weren't for Venetian blinds, it'd be curtains for all of us.
Oda için, güzel ipek perdeler, Birinci sınıf duvar kağıdı istiyorum.
And for our room, I want fabric against the walls. A bit of class.
Bay Kolbaba, perdeler lütfen.
Mr. Kolbaba, the blinds!
Bay Kolbaba, perdeler.
Mr. Kolbaba, lights!
Bay Kolbaba, perdeler!
Mr. Kolbaba, the curtain!
Bay Kolbaba, perdeler!
Mr. Kolbaba, light!
Hala aynı sıcak hoşgeldin... aynı perdeler.
Still the same homey welcome... the same drapes.
Perdeler ateş almış.
And the curtains took fire.