Piano Çeviri İngilizce
5,351 parallel translation
İşte piyano öğretmeni Culver'dan gelenler filan.
You know, it was his piano teacher
Geri döndüğümüzde, Tom'u olduğu gibi anacak tendi cenaze törenimizi yapmaya karar verdik.
[somber piano music plays] - When we came back, we decided To have our own memorial to celebrate who tom was.
Bir düşünsene birlikte neler yapabiliriz.
[piano music plays]
Ama, eğer annemin bana piyanoda hangi şarkıyı çaldığını söyleyebilirse, onu kiralamaktan bir saniye bile geri durmam.
But if she can tell me what song my mom used to play me on the piano, I'll hire her in an instant.
Piyano öğretmeni olmuştum.
... and became the piano teacher.
Ah, Lois baksana, Harry'den çiçek gelmiş.
( PIANO SCALES BEING PLAYED ) Oh, Lois, look, flowers from Harry.
Ver onları bana.
( PIANO SCALES CONTINUE ) Give them to me. Give them to me!
Teşekkürler.
Certainly, Mrs Selfridge. Thank you. ( PIANO SCALES PLAY )
İtalyanca öğrenmek isterdim, ya da piyano çalmak tango öğrenmek.
I want to learn Italian, play the piano, dance the tango.
Ya mantar kafa saç kesimli basçı çocuksa, ya da piyanist Brad mi?
What if it's that bass player with the bowl cut, or Brad, the piano player?
Seni daima piyano başında prova yaparken bulacakmışım gibi gözüküyor.
I always seem to find you the piano, rehearsing.
Mesela futbol oynamak yada piyano çalmak gibi.
Like soccer or piano or...
Yani insanlar piyano çalan kedi ile haftanın düşüşleri arasında bir dinozor videosu izlemişler.
So a few thousand people click on a dinosaur video, in between piano-playing cat and faceplant-of-the-week.
Piyanoda notaları bulacaksın.
You'll find the music on the piano.
Hey, bazı sahne veya kareler sanki piyano parçası gibi.Ardışık.
Hey, the clips or the frames are- - Like a piano is a sequence and a - a -
Genç Ludwig'e piyano hocasından bir hediye.
Present from a piano teacher to young Ludwig...
[Beethoven Piano Konçerto No. 5]
[Beethoven's Piano Concerto No. 5]
Beethoven'ın 5. numaralı piyano konçertosu!
Beethoven's Piano Concerto No. 5!
'Yer yarılıpta içine gireyim istedim, gökten piyano düşsün de...''... Chloe'yi yerin dibine gömsün istedim.
'I wished for the ground to swallow me up, for a piano to fall from the heavens'and crush Chloe deep into the earth.
Piyano dersleri, jimnastik...
Piano lessons, gymnastics...
Dâhi Renzo Piano'nun rüzgarı yakalamak için keşfettiği şeye bir bak.
Lοοk at what that geniυs Renzο Pianο inνented tο captυre the wind.
Günlerdir o piyanonun başında.
He's been at that piano for days.
Eğer yukarıdan bir piyano düşüyor olsaydı ve insanlar "Çekilin, Bayan Ellis!" diye bağırsaydı arkamı dönüp bakmazdım çünkü o isme alışık değilim.
If a piano was falling and people yelled, "Move, Mrs. Ellis!" I wouldn't turn because I'm not used to that name.
Piyanoyu akort ettirmesini söyle 10 euro daha fazla tutacak.
Tell her tuning the piano cost 10 euros more.
Yada piyanonun akordu çok bozuk.
Or the piano is more out of tune.
Piyano çalmayı çalışmadan öğrenemezsin.
You can't learn the piano Without practice.
Vera, piyano, Simbad.
Vera, the piano, Simbad.
Bana mı öyle geliyor, yoksa piyano yüksek notalarda detone mi oluyor?
Is it me or is the piano off-key on the high notes?
Artık piyanoya kırıntı dökmek yok.
No more crumbs in the piano now.
- Piyano maketi.
A model piano.
O da benim piyanom.
He's my very own piano.
Piyanoya o kadar yakışacak ki
On the piano will be divine
Piyanoyu babamı mutlu etmek için çalıyordum.
I played the piano to make Dad happy.
Piyano dünyasında pek saygıdeğerdir.
He's highly respected in the piano world.
Piyano çalmak için bir suçlu olmanız gerekir.
You have to be a criminal to play the piano.
Ya da piyanoya.
Or a piano.
Şu piyanoyu çekmek ister misin?
Want to move that piano?
Bir piyano dışında.
Apart from a piano.
Bu piyanonun nesi var?
What's the matter with this piano?
Piyano için artık bana ihtiyacınız olmadığını düşünüyorum.
I imagine you won't need me for the piano anymore.
Bir daha piyano çalmayabilir.
He may never play the piano again.
Piano çalıyordu.
He plays the piano.
Etrafta müşteri... ya da güzel kadınlar varken biraz piyano çalardım.
If there's any customers around any nice-Iooking ladies, I just pop out a few piano skills.
Oh, piyano çalmak.
Oh, you play the piano.
Bugüne kadar hayatımın çalışması Tüm kayıt edilmiştir Satie'nin piyano parçaları, ama...
My life's work so far has been recording all of Satie's piano pieces, but...
Becky'nin piyano dersi çekinde de aynı şeyi yaptın.
You did this last week with the check for Becky's piano lesson.
Bu benim piyanom.
This piano is mine
Hiç kimse piyanoyu çalmıyor.
Nobody plays the grand piano.
Ne diyeceğini biliyor gibiydim.
[somber piano music plays] Like, I knew what he was gonna say.
Piyano öğretmeni.
A piano teacher.
Az kalsın kaçırıyordum.
( Piano playing )