Pictures Çeviri İngilizce
16,990 parallel translation
Resimler.
Pictures.
Telefon numaraları, resimler, makbuzları var...
They have phone numbers, pictures, receipts...
Dostum bu resimlerin bazıları en az 6 ay öncesinin.
Man, some of these pictures are from at least 6 months ago.
Bana bir kaç fotoğraf gönder.
Send me some pictures.
- Ziyaretin sırasında fotoğraf çekme o zaman.
Okay, just don't take any pictures of the service
Fotoğraf çekmeme konusunda ciddiyim Bird.
I'm serious about not taking any pictures, Bird.
Onunla mezarlıkta fotoğraf falan mı çekiyordun?
What're you... Taking pictures of the cemetery or something?
Yüzbaşı, hazır oradayken çim biçme makinesinin resimlerini çeksin diyor.
The Captain wants to know if you can take a few new pictures of the John Deere before you leave.
Resimleri ben çizmedim.
I didn't draw those pictures.
Audrey hepburn resimlerinden haberdar oldu.
She knew about the Audrey hepburn pictures.
Eskiden Audrey Hepburn'un resimleri gibiydi.
It used to be pictures of Audrey hepburn.
Fotoğrafları göstermenin sakıncası var mı?
Would you mind showing me those pictures?
Tamam, dünya gözükene kadar daha fazla çekim yapmayalım bence.
Okay, we shouldn't take any more pictures on this roll until earth comes, I don't think.
Bu arada isim, mekan adı, fotoğraf ya da beni bu makaleyle ilişkilendirecek hiçbir şey olmayacak. Yoksa işin biter.
By the way, no names, places, pictures, nothing that can tie me to this article, or I will rip your balls off.
Sonra da bir PowerPoint sunumu hazırladım. Fotoğraflar, penis boyu tahminleri falan. Harika bir şeydi.
I made a list of the guys that I had sex with in school, and I put it into this PowerPoint presentation with pictures and things like dick size estimates, and, I mean, it was awesome.
Yalnızca kiminle yaptığını bilmeyi ve resimleri ele geçirmeyi istiyorum.
I just wanna know who he did it with and get the pictures.
Şu Trent amcanın fotoğrafını gördün mü hiç?
Have you seen any pictures of this Uncle Trent?
Bir zamanlar Adolph Zukor ile tanıştım. Paramount Pictures'ın kurucusu.
You know, I once met Adolph Zukor, the founder of Paramount Pictures.
Yüz sayfa resim çizmişti.
A hundred pages of pictures.
NSA'nın çocuklarının fotoğraflarını görmesini istemiyorlar.
They don't want the NSA monitoring pictures of their kids.
Resimleri gördüm, o yüzden...
I saw the pictures, so...
Bana birkaç köstebeğin resmini gösterdiler. Sen ve birkaç kişi daha vardı.
You know, they had some snitch pictures, man, of you and some other cat.
Resimde senle Dominikli bir zenci şeyin önündeydiniz Kulüp Miami'nin.
- I don't... It was pictures of you and some Dominican nigga in front of, um Club Miami.
Mangal başındaki fotoğraflarını internette paylaşıyor.
He puts barbecue pictures online.
Uyarmam gerek. Böyle fotoğraflar biraz ağır olabilir.
I have to warn you, pictures like this can be kind of... gritty.
- Sana bazı fotoğraflar göstermek istiyorum.
I'd like to show you some pictures.
- Resimlere bakmana izin verilir.
You're allowed to look at pictures.
Bu akşam Vera'yı yine sinemaya götürüyor.
He's taking Vera to the pictures again tonight.
Beni tekrar sinemaya getirdiğin için sağ ol Frank.
Thank you for taking me to the pictures again, frank.
Resimlerinizden daha güzel görünüyorsunuz.
You look prettier than your pictures.
- Fotoğraf mı çekiyorsunuz?
- Are you taking pictures?
Bunlar sadece fotoğraf.
They're just pictures.
Ama üçünüzün fotoğrafının yanına gidip sizde kendimi görüyordum.
But I walked by the pictures of the three of you... And I see me in each of you.
Resmimizi çektilerse geri almak zorundayız.
If they got pictures of us, then we need to get them.
Sinemaya gideceğiz.
We're going to the pictures.
Sinemaya demek.
To the pictures.
Baba sinemaya gideceğim.
Dad, I'm going to the pictures.
Onların resimlerini de göstermek ister misin?
You want to show me their pictures, too?
Biz de Columbia Pictures'un kamyon şoförlüğüne girdik.
So we landed jobs at Columbia pictures driving trucks.
Kızı dövdükten sonra yüzünün fotoğraflarını gördün mü hiç?
Did you ever see the pictures of her face after he laid into her?
Fotoğraf yok.
No pictures.
Lütfen, fotoğraf yok.
Please, no pictures.
Çocuklarının çerçeveli fotoğrafları.
Those are framed pictures of his kids!
O.J.'nin beyaz arkadaşlarıyla golf oynadığı resimler nerede?
Where are all the pictures of O.J. with his white golfing buddies?
Ama beraber aynı liseye gittiğim ve şimdi evlenip de çocuklarının bandanalı resimlerini her gün Facebook'a koyan geri zekâlıların hayatı çözdüğüne inanmayı reddediyorum.
But I refuse to believe that all those dipshits I went to high school with, who are married now and putting pictures on Facebook every day of their kids in little headbands have it all figured out, right?
Fotoğraflarını hatırladım şimdi.
I remember your pictures now.
O resimler terapiste gönderilmeme neden oldu.
Those pictures gave me a therapist.
"Pictures of Matchstick Men" listenin ilk sırasına yükseldi.
Whoa, whoa, whoa, whoa. "Pictures of Matchstick Men" topped the charts.
Sadece resimlerimi geri istiyorum.
I just want my pictures back.
- Sadece resimlerimi ver, ben gideceğim.
- Just give me my pictures and I'll go.
Onlar fotoğraf.
Those are pictures!