Planet Çeviri İngilizce
20,579 parallel translation
Alkol alığ az daha kamyon altında kaldığın gezegende.
The same planet that spiked your drink and almost has you under a truck.
-... Xenon.
Planet Xenon!
Auramı Wakoobee gezegenine göndereceğim.
I'm gonna project my aura to Planet Wakoobee.
Gördüğüm kadarıyla hepimiz bu gezegendeyiz ve bir yolculuktayız.
The way I see it... all of us here on this planet... and we're on a journey.
Dünyanın en iyi DJ'i Kool Herc'ün semtinden.
From the home of the best DJ on the planet, Kool Herc.
Şehir sanki bambaşka bir gezegen.
It's like another planet, this city.
Dünyadaki en büyük leylek festivali. Kuşlar ve...
The biggest stork convention on the planet Earth, where birds and...
Evrim bu gezegende hayatı yaratırken sadece bir araç kullandı. O da hataydı.
Evolution... forged the entirety of sentient life on this planet using only one tool... the mistake.
Maymunlar Gezegeni, Uzay Yolu gibi.
Like, Planet of the Apes and Star Trek. Like...
Siz çocuklar başka bir gezegende yaşadığımı düşünüyorsunuz.
You guys think I live on another planet.
Pekin'de olanlar bu dünyadan değildi ama bence aslında Londra'da tüm zamanlar için kabul gördü.
Beijing was, you know, off the planet, but actually it was London, I think, that established him for all time.
80 bin yıldır Tüylüler bu gezegende yaşıyor.
80,000 years the Hairy people have been on this planet.
Bakın, D.J. Takımı gezegendeki en güvenilir yardımcı ebeveynler.
Look, it's Team D.J., the most reliable co-parents on the planet.
Seni sikerek, Siyah Giyen Adamlar'daki yaratığın gezegenine ışınlarım. " Oha!
I'll fuck you into a whole'nother planet, where that insect is from Men in Black.
Ben Planet kullanıyorum
I use Planet.
Kulağa Animal Planet kanalı gibi geliyor.
It sounds like Animal Planet.
Bu gezegeni kurtarabilecek tek şey bir yapay zeka.
An ASI is the only thing that can save this planet.
Kim bunu inkar edebilir ki?
Who else on the planet can say that?
Bak, "Aloha from Hawaii" şarkısı dünyanın yarısı bunu dinledi.
Look, "Aloha from Hawaii" was watched by half the planet.
Ya dünya üzerinde bir damla temiz su olmasa yahut içine çekecek bir nefeslik oksijen kalmasa?
What if there's not a drop of clean water, nor a breath of fresh air on this planet?
Dünya üzerinde bir damla temiz su olmasa yahut içine çekecek bir nefeslik oksijen kalmasa ne kadar para kazanırsan kazan bir anlamı olmaz.
If there's not a drop of clean water nor a breath of fresh air on this planet, then however much money you make, would be meaningless.
- Kız başka bir gezegenden neredeyse!
- She is practically from another planet!
Adamın hayattaki amacı dünyanın her ülkesinde en azından bir kez golf oynamak.
Yeah, his life goal is to play on at least one course in every country on the planet.
Evrendeki her hayvanı tanıtıyorlar. Karıncayiyenden zebra eşek hibritine kadar!
They profile every animal on the planet, from aardvarks to zebroids.
Evet, çok engel var önümüzde ama gezegenin en parlak üç beyni karşısında duruyorum.
Yes, there are many obstacles, but I'm standing in front of three of the most radiant minds on the planet.
Gezegenimizde hayat suda başladı
Life on this planet first came from water.
Dünyanın diğer bölgelerinde en fazla on iki yıI yaşayabiliyorlar.
Anywhere else on the planet, this species lives a dozen years, at most.
En azından gezegenden bir nükleer bomba eksilmiş oldu.
At least there's one less nuclear bomb on the planet.
Bu gezegende 60 sene geçirmişim ve hiçbir şey öğrenememişim.
Over 60 years on this planet, and I have learned nothing.
Tecrübeyle sabittir ki Joseph Silverman dünyanın en güvenilir insanınıdır.
Joseph Silverman is the most reliable human being on the planet, in our experience.
Bu dünyadaki en cimri multimilyonerin ta kendisi.
Stingiest multimillionaire on the planet.
Binlerce yıl önce, bu gezegende, kaderinde dünyaya hükmetmek olan bir nainsan doğmuş.
Thousands of years ago, an Inhuman was born on this planet that was destined to rule it,
O gezegende ne olduğunu bilmiyorum.
I don't know what happened there, on that planet.
Bak, Tanrıya yemin ederim, Bu gezegendeki hiç kimse lanet lazanyayı senden daha iyi yapamıyor.
- Look, I swear to god, nobody on this planet makes better fucking lasagna than you.
"Uzaylıları öldür, gezegeni ellerinden geri al."
"Kill the aliens and take back the planet."
"Bongo gezegeninde sihirli bir kupa saklıyorum ama kimseye söyleme" hariç tabii.
"Oh, by the way, there's this magic cup, I hid on, like, the planet Bongo, but don't tell anyone."
- Gezegenin neden öldüğünü merak ediyordun.
- You wonder why the planet's dying.
Ancak NASA gibi devlet kurumlarının söylediğine göre Kızıl Gezegen'e ayak basmamız onlarca yıl sürecekmiş.
Government agencies like NASA say it will be decades before we set foot on the Red Planet.
Evet ama asla geri dönemeyeceğini bilerek başka bir gezegene yolculuk etmek için oldukça üzgün olmak zorundayız.
Yes, but to travel to another planet, knowing you can never come back, you'd have to be pretty sad.
Bu gezegenden çıkamazsın.
You are confined to this planet.
Aslında var ya, haritaya baktığımda Mars'ın sadece bir gezegen uzaklıkta olduğunu gördüm.
You know, I looked at a map, and Mars is just one planet over.
Eğer beni yolcu olarak seçerlerse, yepyeni gezegenin baskın müzik şeklini caz yapabilirim.
If they choose me to be a colonist, I could make jazz the dominant music form of a whole new planet.
İki gezegenli bir insanlık türü yapmak için sizi bu göreve hangi rüzgar attı?
What brings you on this mission to make mankind a two-planet species?
Mükemmel eşitlikte bir gezegen kurulmasını umuyorum.
Well, I hope to establish a planet of perfect equality-ment.
Bu gezgende ya da başkasında.
On this planet or another.
"Uzaylıları öldür ve gezegeni geri al."
"Kill the aliens and take back the planet."
Başka bir gezegende ölüme terk etmek ondan kurtulmaya yetmedi mi?
Leaving him for dead on another planet isn't enough to get rid of that guy?
O gezegende kemiklerle dolu bir mezarlık vardı değil mi?
There was a graveyard of bones on that planet, right?
O gezegendeyken başka şansın yoktu.
You were left no choice on that planet.
Gezegendeki en iyi tenis oyuncuları sizsiniz.
You're the best tennis players on the planet.
- Diğer gezegendeki.
From the other planet.