Plume Çeviri İngilizce
203 parallel translation
Sıcaklık sondasını bu su çıkışına soktuk ve sonda yalnızca 30 dereceye kadar ölçebildi.
We stuck the temperature probe into this plume of water and the probe could only measure it up to 30 degrees.
İyi ismimle örtünmüş ve özgürlüğün beyaz tüyüyle taçlanmış.
Mantled in my good name, and crowned with a white plume of freedom.
Ödlek gibi davranman.
Your white plume.
Lekesiz, kötü talihime rağmen tertemiz kalmış bir şey ; bu benim gururum.
One thing without stain, unspotted from the world, in spite of doom, mine own,... and that is... my... white... plume...
İngiliz valilerin kasklarına taktıkları kuş tüyüne benzetmek için.
To imitate the plume worn by British Governors on their helmet.
Giacomo benim takma adım,
Giacomo is my nom de plume,
Şuraya parlak bir şeyler ve Marilyn Monroe'daki gibi kuş tüyü.
With some glitz here... and a plume like Marilyn Monroe's.
- Doktor Goudron ve Profesör Plume yöntemi var.
The Doctor Tar and Professor Feather method.
Kurdele de, şerit de, bilmiyorum, İtalyanlaştır.
It's called a tassel or a plume.
Tam da izlediğimiz volkanlardan birinin üzerindeydi.
The plume was in exactly the position of one of the suspected volcanoes.
Gözlemlerken farkettik ki vokanik bir hareketti, aslında bir patlamaydı.
We realized then that what we were observing was a volcanic plume and, in fact, a volcanic eruption.
Ya da bir tüy otu deponuz olabilir.
Or a plume of grass can be a reservoir.
Ben tüylü yılan, Quetzalcoatl.
Quetzalcoatl, I am the plume serpent.
Ben tüylü yılan.
I am the plume serpent.
- Ve ya o bir takma isim mi?
- Or is it a nom de plume?
- Evet o bir takma isim.
- It is a nom de plume.
Beğendiğinizden emin olana kadar o mahlasın arkasında saklanıyordum.
I was only hiding behind that nom de plume until I made sure that you liked it.
Rotamızdan karanlık duman kayboldu.
The dark plume of smoke from the pathmaker disappeared.
Sadece bir erkek adı kullanıyor. Takma ad dedikleri türden.
Just use a man's name is what they call a'Nom de plume'.
Beni dinlemiyordun, o bir takma ad, biliyorsun.
No, you have not understood, is a'nom de plume'.
Belki de takma ad kullanmıştır. Ben olsam öyle yapardım.
Maybe he used a nom de plume.
Tek bir kara tüyünü bile bırakma, İşareti olarak ruhunun söylediği o yalanın.
Leave no black plume as a token Of the lie thy soul hath spoken
Ne ad var ne soyadı, herkes takma ad kullanıyor.
No names, no pack to do, everyone's using a nom de plume.
Bir daha takma isim alacağım...
Next time gonna use a nom de plume
- Lois Hope ve Thomas Plume.
- Lois Hope, Thomas Plume. - Done.
Onun yerine geçmek ve iki başarıyla kendimi taçlandırmak...
To get his place and to plume up my will in double knavery...
Boğucu dumanın kibiri ve pistonların sıcak buharı...
The plume of suffocating smoke and the hot steam from the pistons...
Tekrar yukarı çıkmayı düşünmeye başladık ama kuvvetli rüzgar zirveden hâlâ kar süpürüyordu dolayısıyla bu, iyi bir fikir gibi görünmüyordu.
We started to think about going up again, but a strong wind was still blowing a huge plume of snow off the summit, so it didn't look all that great.
Elektrik verme işlemi tekrar başladı kafasından hafif dumanlar yükseldi ve tavandaki pencereden geçip gitti.
And she was given more electricity which started again and a kind of a ghastly plume of smoke rose from her head and went up against the skylight overhead.
Bu senin hazırlık okulunda sosyete köşesini yazarken kullandığın takma adın değil miydi?
Wasn't that the nom de plume you used in prep school for your society column?
Sonra da seni Ma Plume Blanche'ye götürdü, kulenin tepesine.
And then he took you to Ma Plume Blanche, at Top of the Tower.
Keşfettiğim şey lo'nun yüzeyinden 270 kilometre yüksekliğe çıkan ve sonra aşağı yağan, volkanik bir patlamanın devasa su kümesiydi.
'I had discovered a huge plume of a volcanic eruption'rising 270 kilometres over the surface of Io'and raining back down onto it.
Yakıtı bittiğinde ve kritik radyasyon hasarlarından yıprandığında, ölmekte olan uzay aracı ; lo'daki püsküren bir volkandan çıkan korkutucu kül kümesine balıklama dalarak, jeologların hazinesine son nefesiyle bir örnek gönderecek :
With its fuel spent and suffering critical radiation damage, the dying spacecraft will dive headlong into a plume of fiery ash from an erupting volcano on Io, sampling with its last gasp the geologist's Holy Grail :
Bunlar havuzlar. Atıklar şuradan geliyor. Hinkley de burada.
Here are the ponds, the plume comes down and Hinkley is down here it's 14 years of hexachrome flowing into the groundwater.
Doğduğundan beri atık üstünde yaşıyor.
Lived on the plume since birth.
Abisi, yengesi, yeğenleri Robbie Jr., Martha, Ed, Rose ve Peter da orada yaşamış.
His brother and his wife and their kids Robbie Jr., Martha, Ed, Rose and Peter also lived on the plume.
Pek çoğunuz bu konsepti daha popüler olan takma adıyla "en güçlünün hayatta kalması" olarak bilebilirsiniz.
Are weeded out of the gene pool. Many of you may know this concept By its more popular nom de plume -
Bilinen takma ismi ise John McKenzie.
If it comes to that, he had a "nom de plume" as well : John McKenzie.
Zehirli bulutun yere inmesi sadece 1dk alır, ev yayılması da sadece 4 dakikayı bulur.
It takes a minute for the plume to hit ground level and four minutes to dissipate.
Bir gurup hacıya Great Plume of Agosoria'da eşlik ediyorum
I'm escorting a group of spiritually minded men on a pilgrimage to the Great Plume of Agosoria.
Şu Great Plume ne zaman olacak?
When is this Great Plume due to erupt?
Geleneksel olarak Plume'nin ruhu aydınlığa..... kavuşturduğuna inanılır.
It's a spirit traditionally consumed as the Plume reaches its full brilliance.
Ve Great Plume of A... Ago...
- And the Great Plume of Aga...?
Great Plume bir çok kişiye ilham kaynağı olmuştur.
Many who see the Great Plume are often inspired by it.
Eğer grubunuzdan her hangi biri Great Plume'yi Yemek haneden izlemek isterse yarın onları misafir etmekten memnunluk duyarız.
If any of your group would like to watch the Great Plume from our mess hall, they're welcome to come back tomorrow.
Eğer bunu yapmasalardı, ark reaktör çekirdeğine ulaşacaktı... ve bu olsaydı gemi Great Plume of Agosoria gibi havaya uçacaktı.
If they hadn't, that cascade would have continued right into the reactor core, and this ship would have gone up just like the Great Plume of Agosoria.
Anlamı, "Plume hep yolunuzu aydınlatsın"
It means, "May the Plume light your way."
Pulme nekadar sürecek?
How long before we see the Plume?
Hayır. Plume daha yeni başladı.
- No, the Plume is just beginning.
Buhar bulutu olmalı.
It could be a plume of steam.
Yanmamış barutun dumanı bu şekilde olmaz.
Unburned gunpowder wouldn't plume this way.