Pookie Çeviri İngilizce
219 parallel translation
Tamam Şeker, töreni başlat.
Okay, Pookie, do the honors.
* Ateş yeni bir şey değil * * Ateş uzun süre önce başladı *
You see, pookie, since you're the only one buying your cosmetics, you're not really making any money.
Steve and Marcy'nin muslukçusunu içeri aldım.
Is that what I spent on you, pookie?
Canım, konuşabilir miyiz?
Pookie, can we talk?
Merhaba bir tanem.
Hi, pookie.
Çünkü şekerparem, biz meteliksiziz, sen de aptal. Bu ikisinin bileşimi aileye pek faydalı olmuyor.
See, pookie, we're broke, and you're stupid and the combination just doesn't work out for the family.
Bunu yapabilir misin, şekerparem?
Do you think you can do that, pookie?
Fıstık!
Pookie!
Bana fıstık deme.
Don't call me Pookie.
Ne dersin Pookie?
So, what do you think, pookie?
Memnun oldum Pookie.
Nice you meeting, pookie.
Senin adını.
"Pookie" Benny Robinson. Your name.
Tamam.
All right, Pookie.
Pookie, biz sana güveniyoruz.
Pookie, we're counting on you.
Pookie, gelsene bir dakika.
Pookie, come here, man. Come here.
Onun Crack dolu bir odaya gireceğini sanmıyorum.
I don't think Pookie's ready to be in a room full of crack.
Pookie'ye ne oldu, böyle?
What's happening with Pookie?
- Pookie'ye dokunursan, patlar.
- Touch Pookie, it blows.
Hoşçakal, Pookie.
Goodbye, Pookie.
Pookie boşu boşuna ölmedi.
Pookie didn't die for nothing.
Operasyon bitti Nino serbest, Pookie öldü.
Operation's gone Nino's loose, Pookie is dead.
Pookie'yi ben öldürdüm.
I got Pookie killed.
Pookıe'yi öldürdüm deyip deyip acınmayı kes artık.
Cut out this self-pitying shit about you killing Pookie.
Pookie'nin ölümüne nasıl sebep olabilirsin ki?
How you going to tell me you killed Pookie?
O halde onun cenazesinde ne işim vardı?
When what the hell was I doing at Pookie's funeral anyway? Remember?
Ben de bir Pookie'ydim.
I used to be Pookie.
Sen nasıl Pookie, olurmuşsun?
How the hell you used to be Pookie?
Ben fakir beyaz bir Pookie'ydim.
I was a poor white trash Pookie.
- Ya Pookie'nin video'su?
- What about the Pookie video?
Kusmuğum? !
- Pookie?
- Yiyebilirsin tatlım.
- You have it, pookie.
Tanrım, Pookey!
Jesus, Pookie.
Ondan tek istediğim beni sevmesiydi.
All I ever wanted, was just love him, pookie.
Evet, bazen ona Pooky derim ; o da bana The Supremes der.
Yeah, see, sometimes I call her pookie and then she calls me "The Supremes."
Oyalanmıyorum...
I'm not, pookie.
Bingo nasıl geçti?
Hey, pookie. How was bingo?
Çünkü yarın Meryl ile Clint'i küvette sünger saklambacı izleyecek havada olacağımı sanmıyorum.
Pookie, tomorrow I may not be in the mood to see Meryl and Clint playing Hide the Loofa in the bathtub.
Benim küçük kurabiyem.
My little pookie.
İyi geceler pıtırcığım.
Good night, pookie.
Çok doğru hayatım.
That's right, pookie. Excuse me.
Elbette yolladım minik kuşum.
- Well, of course I did, pookie.
- Pookie!
- Pookie!
Beni özleyeceksin bebeğim.
You'll miss me, pookie.
Gel buraya potuğum!
Come here, pookie.
Evet. "Pookie".
Yes, Pookie?
You see, pookie,
Take me, big man.
Winky'yi satamazsınız.
- Pookie, Winky's dead.
Kulaklarını kapat Pookie.
Close your ears, pookie.
- Şekerim?
Pookie?
Pookey, polisi ara!
- Pookie, call the station.
Pookie?
Pookie?