Poulet Çeviri İngilizce
29 parallel translation
Tavsiyem bir poulet à galettes.
And I would suggest a poulet à galettes.
On bir buçukta personelimle toplantı yapıyordum. Bilirsiniz onları çekilmez müşterileri memnun etmelerini söylüyordum. Ve özellikle Andrea'ya yemeği o kadar sıcak yapmasına... gerek olmadığını anlatıyordum.
At half past 11 I was having my staff meeting... giving the hired help a pleasing stream of the old rancid... and in particular pointing out to Andreas that there was absolutely no point in making your curry de poulet vindaloo
Poulet.
Poulet.
Size biraz tavuk, mısır ekmeği ve kanat pişirir.
She cook you some chicken, some cornbread, some poulet.
( "Evet, bunları su çiçeği olduğumda öğrendim. )" Oui, je les ai appris quan... ( "Şimdi gitmem gerekiyor çünkü büyük annem yanıyor." ) " Je dois partir...
"Oui, je les ai appris quand j'ai les pox de poulet. " Je dois partir maintenant parce que ma grandmère est flambée. "
Tavuk.
Le poulet.
Belki, "galantine de poulet..." ... "mesclun" salata, ve bir şise de Barolo.
Maybe a galantíne de poulet......mesclun salad, nice bottle of Barolo.
Gelecekte pişmiş tavuk ile birlikte bir şişe Pulse öncesi St. Georges şarabı görüyorum.
I see a poulet chez Cale in your future, with a bottle of pre-Pulse Nuit-St-Georges.
Pişmiş bir tavuğun var, yeşillik,
You got a half a poulet chez Cale, leafy green stuff,
Hey, ben de.
I can whip up my famous poulet au vin avec champignons à la Carl. Hey, me too.
"Voulez"... "poulet"... falan filan?
"Voulez"... "poulet"... something or other?
Poulet Tchoupitoulas. Poulet Tchoupitoulas.
Poulet Tchoupitoulas.
Şimdi, Poulet Tchoupitoulas'mız için... belki biraz beyaz şarap işe yarayabilir.
Now, for this Poulet Tchoupitoulas, maybe some of this fume blanc would work.
Çünkü bu "Broodje pudding" li "Poulet Tchoupitoulas".
'Cause the Poulet Tchoupitoulas with the bread pudding.
Poulet roti'de yarım saatlik yalama muamelesi.
Half an hour of cunnilingus in the "poulet rôti"!
- Poulet rôti!
- Poulet rôti!
Sonra Normandiya usulü fırında tavuk yapıyordum, İçine tavuk ciğeri ve krem peynir koyup karnını dikiyordum ki yere düştü ve içindekiler yerde kocaman yapışkan bir yığın oldu.
And then I was trussing the poulet rôti à la normande, which is roast chicken stuffed with chicken livers and cream cheese, and it fell on the floor and the stuffing fell out into a big gooey mess.
Saucisse de poulet.
Saucisse de poulet.
O "poulet roti" bile taşınmak için başlı başına bir neden.
Oh, that poulet roti is reason enough to move.
Bir şişe doğal kaynak suyu, bir tavuk ve bir tel.
One bottle of fresh aqua minerale, and one poulet and a string.
- Çiftlikteki tavuk mudur? - İşte bu.
'Est-ce que le poulet...'
Le poulet en croûte.
Le poulet en croûte.
Kıpır kıpır tavuklar
♪ Bobbing poulet
Ha, bu arada, Papa Poulet's Chicken Palace'da ücretsiz mısır varmış.
And by the way, you're one step away from a free corn on the cob at Papa Poulet's Chicken Palace.
Yeni sarayımızda oturup bir kâse lezzetli mi lezzetli tavuk ve erişte çorbası içmeyi tercih etmez misin?
Wouldn't you rather just stay here in our new palace and eat a delicious bowl of soupe poulet et nouilles?
Bilmiyorum, denizdeydi, ben kayalıktaydım. Au cran Poulet.
- I don't know, he was on the sea, I was on the cliff.
- Evet,'poulet'.
The poulet. Yeah.
Poulet Basquaise'lerine bayılırım.
I love that poulet basquaise.
Kremalı tavuğun varmış.
Oh! You've got the poulet à la crème.