Quarter Çeviri İngilizce
6,263 parallel translation
Çeyrek milyon dolar.
Quarter of a billion dollars.
Ya yaktığın malları geri verirsin ya da çeyrek milyon verip zararı karşılarsın.
Replenish inventory shattered or pay me quarter of a million dollars in damages.
Beş yüz metre kadar.
About a quarter of a mile.
Son haftanın suçluları.
Last quarter's crime figures.
Bugünki çeyrek final maçında..
In today's quarter-final encounter
Ama burada dünyanın dörtte bir popülasyonu ile uğraşıyoruz.
Well, we are dealing with one quarter of the world's population.
İlk çeyrekten sonra eve dönmek isterdin.
How could I forget? You made me take you home after the first quarter.
- Saat 09.15, gidelim mi?
- It's quarter past nine, let's go?
Ancak anahtari bana verir vermez beni seni testislerinden ipe dizip adamlarimin seni sürükleyip kör biçakla dörde ayirmalarina... -... izin vermekten ne alikoyacak?
But once you've given me the key, what's to stop me stringing you up by the bollocks and letting my boys draw and quarter you with blunted knives?
Beni Bölge'nin dışına çıkarabilmemizin imkanı yok.
There is no way to sneak me out of the quarter.
Bölge'nin neredeyse tamamı tutulmuş durumda. Yürümemiz gerekecek.
Most of the quarter is shut down right now, we'll have to walk,
Bölge'ye gelmeye bak.
Make your way to the quarter.
Klaus, eğer Davina'yı ya da Josh'ı herhangi bir şekilde incitecek olursan seni tüm Dünya'ya duyururum ve Fransız Bölgesi'ne sonsuza kadar elveda öpücüğü vermek zorunda kalırsın.
Oh, and, Klaus, if you hurt Davina or Josh in any way, I'll expose you to the world, and then you can kiss the French Quarter good-bye. Forever.
Nasıl oluyor da 16 yaşındaki bir kız koca Fransız Bölgesi'ni yerle bir ediyor?
How can a 16-year-old girl shake the entire French quarter?
Buranın vergi değerlendirme ofisi Bölge'nin hemen dışındaymış.
The parish tax assessor's office is just steps outside of the quarter.
Bölge'deki casusları olan tek kişi sen değilsin Nik.
You're not the only one with clever little spies in the quarter, Nik.
Yarım metre sonra, sağa dönün.
In one-quarter mile, turn right.
Bu kısmın şu çeyreğinde hakların vardır ama bunu biraz geçersen...
You can be all right in this quarter section, but if you get off a little bit...
Bir çeyreklik ve gülümsemeye kendi babanesini satacak bir adamdı.
There's a man who'd sell his own grandmother for a quarter and a smile.
Bir zaman memleketin dörtte biri Eküristik Kongresine katılmak için Dublin'e gitmeyi planladığında, ve geri kalan dörtte üçü Athlone radyosunu dinlediklerinde, bir ülke sadakat, kardeşlik, barış ile fevkalade birleşip, dünyada hristiyanlığın temsilcisi olurlar.
At a time when a quarter of the country is planning to travel to Dublin for the Eucharistic Congress, and the other 75 percent will be tuning into the radio from Athlone, a country supremely united in faith, in love and respect,
Dışarıdaki insanların ona güveni var, ve buna saygı duymalısınız ki herhangi başkası konuşsa, kim olursa olsun, Jimmy'nin çeyreği kadar etkili olmaz.
He's got the confidence and trust of the people out there, and with all due respect to the rest of you here, you wouldn't pull a quarter of the support of what Jimmy would.
Ölüm, bu gezegende hüküm sürmeye çeyrek milyar yıldır hiç bu kadar yaklaşmamıştı.
Death has never come so close to reigning supreme on this world in the quarter billion years since.
- Saat altıya çeyrek var.
It's a quarter to six.
Alaylı konuşmanın şimdi sırası değil, Spencer.
It's about a quarter past sarcasm, Spencer.
Güneş yediye çeyrek kala batıyor.
Sun goes down about a quarter to 7.
- Üstünkörü aradınız. Burası son görüldüğü yerden sadece yarım kilometre uzaklıkta.
This is only a quarter mile from the point he was last seen.
- Yılın çeyrek raporları gelmeden paranın kimden geldiğini bilemeyiz.
- We can't trace the money until this quarter's filings come in.
Lanagin bu çeyrekte bir kuruş bile vermemiş.
Lanagin hasn't given a dime this quarter.
Bu çeyrekte ne yaptıysan unutulabilir.
So whatever you've done this quarter can be forgotten.
Çeyreklik lazım mı?
Do you need a quarter?
Bir metelik yere sırt üstü düşmez, öyle değil mi Aidan?
Well, a quarter can't land on its side, can it, Aidan?
Sakızımı yersen sana bi çeyreklik veririm.
I'll give you a quarter if you eat my gum.
Bana yağsız vanilyalı dondurma üzerinde çeyrek çay kaşığı şekersiz karamel ve 9 değil 11'de değil tam 10 tane yaban mersini.
Give me one scoop of the no-fat, non-dairy vanilla, with a quarter teaspoon of the sugar-free caramel, and 10... not 9, not 11... blueberries.
Erkeklerin dörtte biri eşcinsel.
A quarter of the guys are gay.
Bölge'deki bütün cadılar yüce Papa Tunde'yi görmeye gelmiş.
Every witch in the quarter is here, come to see the great Papa Tunde.
Fransız Bölgesi'nin cadıları. Geldiğiniz için teşekkür ederim.
Witches of the french quarter, thank you for your welcome.
Fransız Bölgesi cadıları adına konuştuğunu mu söylüyorsun?
Are you suggesting that you speak for the french quarter witches?
Ayrıca eskiden bir cadıyla çıkmış olmasını ve Fransız Bölgesi cadılarını iyi tanımasını da seviyorum.
I also like that he used to date a witch, so he knows about french quarter covens.
Gece olduğu vakit Bölge'deki tüm vampirleri toplamanı istiyorum.
When night falls, I want you to gather every vampire in the quarter.
Yurt dışındaki bir savaş için bölgedeki bir savaşı kaçırdın.
You see, you've traded a war abroad for one here in the quarter.
Ya bana ne biliyorsan söylersin ya da seni parça parça Bölge'de dağıtırım.
You can either tell me what you know or I can distribute tiny pieces of you throughout the quarter.
O, Bölge cadısı.
She's a quarter witch.
Eğer Bölge'de kalmak, senin buyruğun altında yaşamaksa en kısa zamanda buradan çeker giderim.
If staying in the quarter means living under your rule, I'd just as soon get the hell out.
Fransız Bölge'sindeki cadıların adına benim için onurdur.
In the name of the witches of the french quarter, it is my honor.
Bu mezar Deveraux ailesine ait. Bölge'de cadılık üzerine olan güçlü bağlarıyla bilinirler.
This tomb belongs to the Deveraux family, known throughout the quarter for their strong connection to witchcraft.
Sonra da seni dışarıda Klaus ile konuşurken gördüm. Sanki Bölge'de böyle şeyler normalmiş gibi.
And then I see you talking with Klaus out in the open, like it's business as usual in the quarter.
Bölge'de herkes senden bahsediyor.
Everyone in the quarter's been talking about you.
Bölge güvenli değil.
The quarter isn't safe.
Fransız Bölge'sinin cadıları yanımda Monique Deveraux var.
Witches of the French quarter, I have with me Monique Deveraux.
Ya güzellikle ya da zorla Fransız Bölge'sinin cadıları yeniden güçlenecek.
By choice or by force, the witches of the French quarter will rise again.
Her nereye götürdülerse Bölge'de bir yerde değil.
Wherever they got him, he ain't in the quarter.