Radovan Çeviri İngilizce
77 parallel translation
Radovan Karadjic'ten izin belgesi al. Böylece Sırp hattını geçebiliriz.
Got a permission letter from Radovan Karadjic so we can get behind Serb lines.
'Bosnalı Sırp lideri, Radovan Karadzic tarafından. 'ITN'e bu kamplar için giriş izni verilmiş.
'lTN was given permission to visit these camps'by Radovan Karadjic, the Bosnian Serb leader.
Radovan, sen hatırlayabildin mi? Dün görüşecek miydik?
Radovan, can you remember if we had an appointment yesterday?
Radovan benimle gelirse, 50,000'i getirebilirim.
If Radovan comes with me now, I can get you 50,000.
Radovan gidip getirir.
Radovan will get it.
Radovan Karadjic'ten izin belgesi al. böylece Sırp hattını geçebiliriz.
Got a permission letter from Radovan Karadjic so we can get behind Serb lines.
'Boşnak Sırp lideri, Radovan Karadzic tarafından. 'ITN'e bu kamplar için giriş izni verilmiş.
'ITN was given permission to visit these camps'by Radovan Karadjic, the Bosnian Serb leader.
Radovan Karadziç tehditlerini sunmak için fazla beklemedi.
Radovan Karadzic didn't wait long to carry out his threat.
Radovan Karadziç'le buluştuktan sonra Sarabosna havalimanını açtı ve büyük ölçekli insani yardım başlattı.
After meeting with Karadzic, he opened Sarajevo airport... and started wide scale humanitarian aid action.
- Radovan'dan bir bilgi var mı?
- Any word from Radovan?
- Radovan.
- Radovan.
Radovan!
Radovan!
Dediler ki : "Radovan kimin sorumlu olduğunu biliyor mu"
They said : "Does Radovan know who's in charge?"
Radovan, dostum benim.
Radovan, my friend.
Radovan burada mı?
Is Rodovan here?
Radovan para istiyor.
Rodovan wants his cash.
Radovan'a ödeme yaptığımı biliyorsun.
I pay to Radovan and you know it.
Radovan'ın adamları yaptı.
It was Radovan's guys.
Radovan'ın yerine girmek zor olmadı da Petronije kafesten çıkmak istemedi.
I easily got into Radovan's, but it was hard to get Petronije out of his cage.
Radovan'ın adamları aradı.
Radovan's guys called.
Milutin. Radovan'la görüştüm. Her şey hallolacak.
Milutin I met with Radovan... lt'll be alright.
Radovan'ın adamları.
Radovan's guys.
Radovan'ın adamları mı?
Radovan's people?
Radovan mi?
Radovan?
- Radovan mi?
- Radovan?
Kaptan Piyasa'nın Radovan Kristic olduğunu düşünüyor muyum?
Do I think Radovan Kristic is Captain Industry?
- Radovan...
- Radovan...
Radovan Kristic.
Radovan Kristic.
Radovan Kristic eğer Kaptan Piyasa'ysa, evet, herkes ona çalışır.
Well, if Radovan Kristic is Captain Industry, yes, because everybody works for him.
Radovan Kristic, Kaptan Piyasa değil.
Radovan Kristic is not Captain Industry.
Radovan başımın etini yiyor ve dışarıdaki herfilerin nasıl davrandığını görüyorsunuz.
Radovan is nagging me and you see how the fuckers at the door are acting.
Radovan da seni sordu. Kızgındı.
And Radovan asked for you He's pissed.
Radovan onun en kısa zamanda bulunmasını istiyor.
Radovan wants to find him asap.
Radovan'a çalıştığın sürece.
You're a fucking pussy as long as you work for Radovan.
Radovan'ın mekana gidiyoruz.
We're going to Radovan's.
O kadar kolay değil, Radovan.
It's not that easy, Radovan.
Radovan'ın işi.
It's Radovan.
Radovan.
Radovan.
- Radovan yaptı.
- It's Radovan.
- Abdul, Radovan'la durum ne alemde?
- Abdul, what's up with Radovan?
Radovan ve politikacılar, uluslararası kanallara yalakalık mı yapacaklar?
Radovan and politicians will bee kissing international tv's ass?
Radovan'i aramam gerekiyor.
I must call Radovan.
Radovan, beni kandirdilar.Dediler ki...
Radovan, they tricked me. They said...
Radovan için çalisan bir adam var :
There is a man who works for Radovan :
Misha, Radovanin "muhasebeci".
Misha, Radovan "accountant".
Ben Radovan ile çalistigim zaman, parayi Misha'ya teslim ederdim.
When I worked with Radovan I delivered the money to Misha.
Radova'nin cebine kar gibi beyaz girerdi.
Coming out white as snow to Radovan pockets.
Ve Radovan... küçük para fahiselerini sever.
And to Radovan... He loves his little cash whore.
Ama Radova'nin bilmedigi birsey var.
But there is one thing Radovan not know.
Radovan aradı.
It's going down.
Radovan'a ödeme yaptım.
I paid to Radovan.