Range Çeviri İngilizce
8,077 parallel translation
Bence Range Rover seçmiştir.
Er, I thought, I reckon he's gone for Range Rover.
Hammond farların bu kadar mı aydınlatabiliyor?
Hammond, is that the full range of your lights?
Ancak son dağ geçişimize geldiğimizde moraller gayet iyiydi.
'Spirits, though, were high as we reached'what would be the final mountain range.
Farklı tipte su dalgalarını inceleyen cankurtaran botu ekiplerini eğitiyor.
It's used to train lifeboat teams to deal with a range of different kinds of water waves.
Yakıt tasarrufu et, iticileri az kullan ama Miller'ın gezegeninin menzilinde kalalım.
Conserve fuel, minimize thrusting, but make sure we stay in range of Miller's planet.
- Uzun menzilli bir verici lazım.
- You'll need a long-range transmitter. - Got it.
Menzil 30 metre.
Range 30 meters.
EMD'sinin menzilindeyiz.
We're well in range of its EMP.
Bu şeyler bozulmadan menzile bile girilmiyor.
Can't even get in range without these things going haywire.
Bizim bütçemizdeki bütün evler böyle.
All the houses are like this in our price range.
Haftalık golf maçına giderken yakın mesafeden vuruldu.
Roger Wheeler was gunned down at close range as he left his weekly golf game.
Bu silahın isabet yüzdesi çok yüksek. 5 kilometreye yakın atış menzili var.
This weapon is so accurate, it has a three-mile range.
- Yolda güreşme yeri buluruz.
We'll find a wrestling range along the way, heh.
Gezegen üzerinde yaşamış en büyük hayvandan tutun da en küçük minik böceklere kadar hepsinin ses kayıtları mevcut.
So there's this range of sounds from the largest animal ever to live on this planet to the tiniest, little insects.
Haftada bir beni poligona sürüklerdi.
He used to drag me to the firing range once a week.
Pazardaki en geniş ürün yelpazesi ile
'... with the largest range of LRDs on the market,
Erişim alanı dışında olduğunda bile.
- Even when you're out of range.
Tamam, onun eski denizci olduğunu ve insanların buraya poligon olarak geldiğini biliyorum ama bu biraz ürkütücü değil mi?
Okay, I know he's ex-marine and people come here for the gun range, but that's creepy, right?
Şu üç zirvesi olan dağ sırası mı?
Oh, you mean the mountain range with the three points.
Muhtemel tehlikeler küçük çaplı radyasyon sızıntılarından evrenin içine çöküşüne kadar gidiyor.
Possible dangers range from manageable radiation leak to... well, the universe collapsing onto itself.
Eğim uzaklığı 22,000 fit ( 6500m ).
Slant range 22,000 feet.
Uzaklık eğimi. Ayarlandı.
Slant range set.
- Bu çocuğun yaraları sıra dağlar gibi.
This boy with scars like a mountain range.
Bütçe aralığımıza uygun tek yer.
It's the only one in our budget range.
Yakınlarda bir poligon var.
There's a firing range nearby.
Sana 6 tane ısı güdümlü, kısa menzilli füze ve bir tekne dolusu paslı mal göndermiştim.
I sent you six short-range heat-seekers and got a boat full of rusted parts.
Yandaki poligonun da etkisi olduğunu düşünüyorum.
I don't think that that crazy gun range is helping.
Poligonda en iyilerimizi gördün.
Now, you seen the best of us on the shooting range.
Neredeyse menzilimize girdi!
Almost in range.
- Bana batı bölgesinin bir haritasını bulun.
Bring me a map of the western range.
Şu boş alan, dağ sırası oluyor.
This empty area is a mountain range.
İstihbaratımız Ramsey'nin silahlı bir araç kafilesiyle... Kafkas sıradağlarından taşınacağını söylüyor.
Our intelligence suggests that Ramsey will be transported by an armed motorcade through the Caucasus mountain range.
Bu sıradağları aşıp hedeflerine ulaşırlarsa Ramsey gitmiş olur.
If they clear this range and reach their destination, Ramsey is as good as gone.
Üç kilometrelik menzilde değillerse sistemlerine giremeyiz.
We can't start a hack on them until they're within a two-mile range.
Kötü adamlara, Ramsey'nin sistemlerine girebileceği kadar yakın mesafede olmalıyız.
We gotta stick close enough to the bad guys in order to get in range for Ramsey to hack them.
Menzildeler.
They're in range.
- Beş oktavlık ses aralığı var.
And word is she has a five-octave vocal range.
Evcilleştirilemeyen serbest midilli gibiyim.
I'm a free-range pony that can't be tamed.
Kuzeydeki sıradağlarda güvende olacak.
He'll be safe in the northern range mountains.
Tüm girdiler mesafede.
All inputs within range.
- Yakın mesafeden.
At close range.
Park görevlileri bölgedeki uçsuz bucaksız arazide bir zamanlar 25-30 civarında hayvanın olduğunu şimdi ise yaşam alanlarının sadece 8-10 km uzağında olduğunu söylüyor.
Park officials say there may be 25 to 30 of the animals in the area that at a one time was a vast range and is now just five miles from housing developments.
Menzile girdiklerinde de... Çan'ın radyofarının sinyallerini alacaklardır. Bilemiyorum!
But once they're in range... they'll pick up the bell's location beacon.
Onun menzili ne kadar ki?
And its range is what?
90 dakika içinde sizin belirttiğiniz koordiatların orada oluruz.
COMMANDER We should be in range of your coordinates within 90 minutes.
Gemi, bir saat içersinde menzile girer.
The ship should be in range within the hour.
- Bastır D! - Conlan kısa mesafeden Creed'i cezalandırmaya çalışıyor.
Conlan trying to punish Creed at short range.
- Belki de kapsama alanı dışındasınızdır.
Perhaps you are out of the range for them.
Envanter kontrolü isteyeceğim.
I'll call for an inventory at the range.
Formda kalmak için.
You never know when somebody wants to come out here... and hike, shoot, range type of things. Got to stay in shape.
Kısa mesafe.
Short range.