Real Çeviri İngilizce
123,543 parallel translation
Peki ya yoğurt ister misin?
And how about some yogurt real quick?
"Evet, bebek gerçekten çok güzel bir şey."
"Yes, the baby is cute in real life."
Ayrıca arkadaşın Duke ile tanıştım, herif tam bir andaval,
And also I ran into your friend Duke, who's a real dick,
Asıl parti işten sonra Joe'nun Tavernasında.
The real party's happening after work at Joe's Tavern.
Aslında bugün burada konuşmamamı istemesinin asıl nedeni, bu mikrofonu alıp konuşmayı hakeden başka birinin olduğunu bilmesiydi.
But I think the real reason why he didn't ask me to speak was that he knew there was someone else who was much more deserving of this mic than me.
Baba, sen büyükbabamın şapkasını takacaksın.
Daddy, you wear Grandpa's real one.
- Evet, ama ben gerçek bir işten bahsediyorum, maaşı olan.
- Yeah, I mean-I mean a real job, with a salary.
Gerçek bir kız o. Daha doğrusu kadın.
She's a real girl... a woman.
Deli olduğuna inanıyor ama bir yanı da tüm bu gücün gerçek olduğunu biliyor.
Well, he believes he's mentally ill, but at the same time part of him knows that the power is real.
Gerçek değil bu.
This is not real.
Hiçbiri gerçek değil.
It's not real.
Bütün bunlar gerçek mi?
Is this real?
Gerçek misin sen?
Are you real?
Gerçeğim.
I'm real.
Bütün bunlar gerçek, tamam mı?
This is real, okay?
Sizinle tanışmak zevkti.
Real pleasure meeting you all.
East Peck 3'lüsü.
That is the real East Peck trifecta.
Bundan da ötesi, gerçek suçluyu... kasıtlı olarak korumakla suçladı.
More than that, he accused her of deliberately protecting the real offender.
Huntley'in gerçek suçluları koruduğu... suçlaması hala doğru olabilir.
That his accusation that Huntley was protecting the real offender could still be true.
Bu gerçek suç ve bunu yaşamak için yapıyorum.
This is real crime and I do this for a living.
Biliyor musun Ted, sanırım... Matthew Cottan'ın faaliyetlerinin yarısını bilmiyoruz... Ve kayıtların geri kalanını gizli tutmanın gerçek nedeni...
Do you know, Ted, my guess is that we don't know the half of Matthew Cottan's activities and the real reason you're keeping that full recording secret is because of the ammunition it'll give AC-12's critics.
Bunun gerçek mi yoksa eski bir... davayla karıştırdığımdan emin değildim.
Now, I wasn't sure if that was a real memory or I was confused with an old case.
Bana göre, efendim, Roz Huntley, kocasını korumak için... soruşturmayı yanıltmış olması çok büyük bir ihtimal.
In my view, sir, there's a very real possibility Roz Huntley's been misleading the inquiry to protect her husband.
Tim'e bir komplo kuruldu, efendim - gerçek katili korumak için Michael Farmer'ın suçlanması.
Tim was onto a conspiracy, sir - - the framing of Michael Farmer to protect the real murderer.
Ama şeytan olsun ya da olmasın kötülük gerçekten de var.
Now, Devil or not, evil is real, it exists.
Ya gördüğün imgelem gerçekse?
What if it's real? Your vision?
Mikrop'un gerçek adı Michael Sale.
Germ's real name is... Michael Sale.
Garcia, asıl alfa kızlardan biri.
Garcia, the real Alpha is one of the women. She's from the area.
Ailenin emlak firmasında çalışan Kendra adında bir kız kardeşi var.
She has a younger sister Kendra, who works at the family's real estate firm.
Ajan Rossi dünyayla tek gerçek bağı.
Agent Rossi is the only real human connection he has to the world.
Asıl adı Tommy Yates.
His real name is Tommy Yates.
Brandi'nin gerçek adı Stephanie Wetherbee.
Brandi's real name is Stephanie Wetherbee.
Erkekler gerçek.
Men are real.
Bu, gerçek bir Lichtenstein.
That is a real Lichtenstein.
Gerçek kristal, annemin bardakları gibi değil
Real crystal, not like my mom's glass,
O konuşmalar gerçekti.
Those calls were real.
- Gerçek bir erkek gibi vurmamı mı istersin?
Want me to hit you like you're a real man?
Herkes nasıl gerçek adımı biliyor?
How does everyone know my fucking real name?
Kermit çoraptan bir kukla taktı ve kardeşim gerçekmiş gibi onunla güreşti.
Kermit put on a sock puppet. My brother had to wrestle it like it was real.
Hiç gerçek bir güreş izlemedin mi?
Have you never been to a real wrestling match?
Gerçekten yapamaman çok kötü.
It's too bad you can't do it for real.
- Gerçek hayatta mı?
- Like, in real life?
Gösteriyi ben yapıyorum ama gerçek gücü ve ustalığı olan o.
I sell it, but he's the one with the real strength, the real craft.
Ama burada gerçek bir şeyler olmalı.
But there's gotta be something there that's real.
Gerçek olanı istiyorum diyorsun ama aptalca sorular sormaya devam ediyorsun.
You say you want real thing, but you keep asking stupid questions.
Evet, hepsi çok basit.
Yeah, it's all real simple.
Eski apartmanının önündeki bankta adı olan emlakçı adam kimdi?
Well, who is that real-estate guy whose name was on a bench outside your old apartment?
Bunun gerçek ismin olması mümkün değil.
That can't possibly be your real name.
Her şey açığa çıktı ve gerçek bir arkadaşlığı berbat etti.
It all came out and... fucked up a real friendship.
En son ihtiyacımız olan şey senin... gerçek olsun ya da olmasın, bir zindana düşmen.
The last thing we need is you in some dungeon... real or fake or whatever this place is.
Evet, bu gerçek.
Yes, it's real.