Recover Çeviri İngilizce
3,307 parallel translation
Bu kadar çabuk nasıl düzelttiler?
How could they recover so quickly?
Organlarını almak için öldüreceksiniz çocuğu.
You have to kill him to recover the organs.
- Asla iyileşmeyecekti o biri. - Sevgilisi bunu istedi- -
S-someone who wasn't going to recover, someone who's partner had asked him to- -
- Tommy'nin cesedini bulabildiler mi?
Did they recover Tommy's body yet?
Son tahkikte, iyileşmesi için zamana gerek olduğu söylendi.
Recent research says you must give him time off to recover.
Hekim bacağı hiçbir şey olmamış gibi eski haline dönecek dedi.
The doctor assured me his leg will recover as though nothing happened.
Bu skandaldan nasıl iyileşmeyi planlıyorsunuz?
How do you plan to recover from the scandal?
Çünkü senin iyileşmeni istedim.
I needed you to recover.
Bir borcu tahsil etmeyi amaçlıyorum.
I am intending to recover a debt. Debt?
Asıl soru, telafi edilmesini istediğim borcun ne kadarını karşılar?
The question is, how does it compare to the debt I wish to recover.
Tablet ikiye ayrıldı Winchesterlar kayıp parçayı bulmaya çalışacaklar.
The tablet has split in two and the Winchesters are trying to recover the missing piece.
- Bana tüm kalbinle güveniyorsun. - Güveniyorum. Ben de sana tüm kalbimle güvenmeliyim.
Emma followed Mr. Gold's instructions to recover the potion her father had hidden many years ago.
Onun toparlanmasına Yardım sağlar.
It gives him time to recover.
O daha sonra kendini Toparlar.
He'll recover later.
benim iyileşme yeteneğimin üzerine yoktur.
I'm normally really quick to recover from things.
Geri getirebildikleri bir şey var mı?
Were they able to recover anything?
Böylesine acı verici bir şeyi atlatmak kolay değil.
That's not an easy thing to recover from.
Uçuş kaskını bulabildiniz mi?
Did you recover his flight helmet?
Bu arada şu fotoğrafları kurtarmayı başarmış.
But in the meantime, he managed to recover these photos.
Bay Gerrard'ın cep telefonunu bulabildiniz mi?
Did you recover Mr. Gerrard's cell phone?
Yeniden göndermeden önce iyileşmesi için zaman tanıyalım biraz.
He's gonna need some time to recover before he can be sent back.
Eğer bu külçeleri tahsil edemezsek şöyle diyelim ; Çinlilerin tekrar Hawaii'ye sahip olmasını istemeyiz.
If we can't recover it, well, let's just say we don't want them to repossess Hawaii.
Aslında biz sadece düşen bir insansız uçağı kurtarmak için Afganistan'da keşif görevi yaptık.
Actually, we just did a recon mission if Afghanistan to recover a downed drone.
Onu kurtarabilir misiniz?
Would you two be able to recover it?
Ama bombaları bulamadınız?
And you did not recover the bombs?
Sadece çalınmış çok sayıda piyasaya sürülmemiş milyon doları geri almadık aynı zamanda iki cinayeti de çözdük.
Not only were we able to recover several million dollars of stolen, uncirculated currency, but two murders were solved in the process.
Yalnızca Mansa Musa'nın hibeleri sayesinde Kahire ekonomisinin on yıllık bir iyileşme trendini yakaladığı söylenir.
Indeed, merely because of Mansa Musa's tips, the economy of Cairo, it is said, took ten years to recover.
Jenner onu iyileştirdi.
Jenner allowed him to recover...
Birincisi, bir buluşmanız sonrasında telefonu yanlışlıkla bıraktığınızı ve geri gelip telefondan kurtulacağınızı düşündü polisin telefonu önce bulacağını düşünemedi.
One, he thought you left it there by mistake after a tryst, and you were planning to go back, retrieve it, dispose of it, having no idea that the police would recover it first.
- Dün gecenin etkisinden kurtuldun demek?
So did you recover from last night? Yeah, you too?
Rusya'da kışın sona ermesiyle birlikte Almanlar iyimserliklerine geri döndüler.
With the disappearance of the Russian winter, the Germans started to recover their optimism.
İyileşmen 18 hafta mı alır?
Do you need 18 weeks to recover from this?
Vinç kullandığın zaman vücudunun bir parçasını bile bulamayız!
You crazy motherfucker. Don't you know that if we use equipments we won't be able to recover even the bodies in one piece?
Hafızanı kazanman için elimden geleni yapacağım.
I will do my best to help you to recover your memory.
Seo Eun Gi'nin hafızası orada kaybolmaya başladı.
That's where you are going to start to recover your memory.
Doktor, seni görürse hatırlamasına yardımcı olabileceğini söyledi.
If she saw you it will help her recover her memory, according to her doctor.
O zaman daha çabuk hatırlayıp her şeyi düzeltebilirim.
Then I will recover my lost memories... and everything will go back to as they were.
Söyleyeceğim her şeye dayanacak güce geldiğin zaman sana anlatacağım.
When you recover and gain enough strength to handle what I have to say I will tell you then.
Tamamen iyileşebilir miyim?
Do you think I can fully recover?
Sadece bir gecede Majesteleri'nin sağlığı düzeldi,
In just one night she can make His Majesty's body recover,
Vücudu iyi gibi görünebilir ama, Hala dinlenmeye ihtiyacı var.
Even though your body has already started to recover, it's still better to rest.
Sadece elimizdeki tüm imkânlarla onurunu geri kazanmaya çalışan yaralı insanlarız.
We're just a ravaged people who are fighting with whatever we can to recover our dignity.
Bir daha asla gidemeyeceğim, korkunç bir yerdeydim.
To an awful, terrible place I may never recover from.
Arka tarafa geçmeden biraz dinlenin.
Recover before we get back into it.
Sanki bir şeyi hatırlamak istiyormuş gibiydi.
As if he wanted to recover something.
Gemindeki herkes boğulduktan sonra insanlarımı kurtarmak için soğuk cesetlerinizi ezip geçeceğim.
And after every single person aboard your ship suffocates, I will walk over your cold corpses to recover my people.
İnsanın her şeyi geride bırakabileceğinin.
That man can recover from anything.
Bekle.
- Can you recover the contact list?
Dixon...
I probably would never fully recover. Dixon...
- Kurşunları çıkardın mı?
You recover the slugs?
Hitler karizmatik görünmek için çok çalıştı.
With the disappearance of the Russian winter, the Germans started to recover their optimism.