Reef Çeviri İngilizce
1,063 parallel translation
Mercan kayalığı!
Reef!
İleride mercan kayalığı var!
Reef ahead!
Efendim, kayaları geçene kadar motoru çalıştırmalıyız.
Sir, shouldn't we motor out past the reef first?
Gemiyi resif olarak kullanan bir sürü balık var.
There are hundreds of fish using the boat as a reef.
Bence de. Babana kalsa çoktan bir kayaya çarpmıştık.
So am I. The way your father drives, we'd have probably hit a reef by now.
Bir deniz kabuklusu için incelemelerde bulunuyorlar.
They're reseeding the reef for abalone.
Enkaz daha derin bir çukura sürüklendi.
She dropped down to the lower reef.
Bir sualtı araştırması yaptığınızı duydum.
Heard you were reseeding the reef.
Av peşinde olduğum sırada Fin Quest'ten gelen bir kaç adamla karşılaştım.
I was following a reef when I saw some of those guys from the Fin Quest.
Zamanının çoğunu Mavi Sakal denilen mercan kayalıklarında geçiriyor.
Spends a lot of his time at a place called Bluebeard Reef.
Mercan kayalıklarına uzak mı?
Is it far to the reef?
Kıyıya yanaşın!
Close reef!
Kıyıya mı yanaşalım, efendim?
Close reef, sir?
Kıyıya yanaş.
Close reef.
Kıyıya yanaşın, Bay Cole.
Close reef, Mr Cole.
Kıyıya yanaşmaya hazır olun!
Stand by to close reef!
Evet, beyler, evimizle aramızda 27,000 deniz mili dışında... Endeavour Geçitleri ve Büyük Kayalıklar var.
Well, gentlemen, between ourselves and home are 27,000 sea miles, the Endeavour Straits and the Great Barrier Reef.
Ve oradan, arkadaşlar, Tanrı'nın izniyle, Büyük Kayalıklar'a doğru ilerleyeceğiz.
And from there, my friends, God willing, we shall proceed onward to the Great Barrier Reef itself.
Önümüz şeytan kayalığı.
Devil reef ahead.
Kayalıklara.
Reef.
Kuzey kıyısında kayalık var. Gerçek bir kumsal ya da doğal iniş olanağı yok. Buradaki insan yapımı tahta kümesi hariç.
There is a reef on the northern shore and there is no actual beach or natural landing facilities except for a manmade wooden piling, here.
Merçan kayalıklarına dalmadan hemen önçeydi.
That was just before we went diving off the coral reef.
Büyük Tanner kayalıkları değil!
Not the great tanner reef!
Öylesine değiştim ki... bu harika dünya bana verimsiz kayalıklar gibi geliyor.
I've changed so much - that this wonderful world looks like a barren reef.
Ben sana küçük bir gölet kuracağımızı söyledim, Tanner kayalığı kuracağız demedim!
I said we'd build a little lagoon, Not the great tanner reef!
Beytlehem, Helsinki, Batı Berlin ve Mercan Adalarından canlı olarak,
Bethlehem, Helsinki, West Berlin, and the Great Barrier Reef,
-... bilmiyoruz. - Resifin hemen ilerisinde, her gün buraya gelen gemiler olduğuna inanıyorum. Biri bizi...
I bet you out past the reef lots of boats come by every day, and one of them could rescue us.
Yelkenleri büzmeyi, dümen kullanmayı öğrenip ortalama bir denizci oldum.
I learned to reef, hand and steer, and became a tolerable seaman.
Bütün resifin sana ait olduğunu sanıyorsun.
You think this whole reef is yours.
Resifin efendisi!
Master of the reef!
Resif'in efendisi olduğunu bilmek beni canlandırıyor.
It feels all alive when I know I'm the master of the reef.
" Resifin efendisi.
" The master of the reef.
Resifin efendisi. "
The master of the reef. "
Tüm kıyıyı dönen lanet olası büyük bir mercan kayasına çarptık.
We hit a reef. Huge son-of-a-bitch. Ran the whole coast.
- Büyük Bariyer Mercan Kayalığı mı?
- Great Barrier Reef? - You heard of it?
Reef şundan bir fırt çeksene.
Hey, Reef, why don't you go and get a little hit of this?
Mercan resiflerini geride bıraktıkça... 15 metre derinlikte daha fazla alışılmamış deniz canlısı... göreceksiniz.
Now, as we continue to move out further over the coral reef you'll find more and more unusual kinds of undersea life here at fifty feet.
Ocean Reef'te bir atlayış var.
There's a big jump this weekend at Ocean Reef.
Can yeleğim ve tırmanış ayakkabılarım var.
I got a dry jacket and a pair of reef walkers.
"Kayalar ve mercan adaları".
"Reef and coral heads."
Dönün!
Reef, men!
Dönün!
Reef!
Lawson kayalığında petrol sızıntısı.
A major oil spill at Lawson Reef.
40 yaşındaki Liberya tankeri Dakar dün gece 24 : 05'te Lawson kayalığına oturdu ve binlerce varil ham petrol dökerek bu orkaları ve diğer hayvanları tehlikeye attı.
The "Dakar", a 40-year-old Liberian oil tanker ran aground on Lawson Reef at 12 : 05 last night spilling thousands of gallons of raw crude endangering these orcas and other wildlife indigenous to this region.
Lawson kayalığında durum kötüleşiyor.
The situation at Lawson Reef is worsening.
Her bir aile grubu, resifin bir yamacında çalıştı. Onlar, bir bahçe gibi bu resife baktılar.
Each family group worked a patch of reef They tended this reef like a garden
Sularımız, bir engel resifi tarafından korunur.
Our waters are protected by a barrier reef
- Rotayı bozmayın!
- Reef the topsails! - Aye, sir!
Ayrıca resif geçen yıl bozuldu.
Besides, the reef broke up last year.
Ama onları aldatacağım! Başka bir kayalığa daha götürüp, onları oyalayacağım.
I'll shake out another reef and daddie'em again!
Sizi beklemem.
We got a shallow reef to cross, and I'm not going to wait.