Remainder Çeviri İngilizce
394 parallel translation
Seni ve yandaşlarını ben yaşadığım sürece İngiltere'den men ediyorum.
I banish you and your followers from England for the remainder of my lifetime.
Geri kalanlar tüfek çatıp çalışmaya hazırlansın.
The remainder will pile arms and prepare for work.
Geri kalanlar sıraya girsin!
Fall in the remainder!
14 numaranın mülkiyeti 12 numaradaki Bay Mallen'ın elinde.
- The remainder of Number 14's lease... is in the hands of Mr. Mallen of Number 12.
Terekemin geri kalan kısmını taşınır, taşınmaz veya kişisel eşyalarımı sevgili kızım Charlotte'a vasiyet ediyorum.
All the residue and remainder of my estate real, personal or mixed I give, devise and bequeath to my beloved daughter Charlotte.
Her taraftan sıkışmış Napoleon, ordusunun geri kalan kısmıyla Berezina Nehri kenarına çekildi.
Pressed from all sides, Napoleon retreated to the Berezina River with the remainder of his army.
Dünya üzerindeki günlerinizin geri kalanı merhametiyle hayatlarınızı bağışlayan Tanrı'nın hizmetine adanmış olacak.
The remainder of your days on Earth will be dedicated to the service of the God who mercifully spared your lives.
Evet, işin gerisi bu, onun gerisi de şu :
Thus it remains, and the remainder thus.
Tüm bunlara rağmen, ben kendisini ömrümün sonuna dek güvenebileceğim bir erkek olarak görüyorum.
I nevertheless regard him as a man to whom I can happily entrust the remainder of my life.
Yolculuğun geri kalan kısmında bu bölmede kalacağım.
I will remain in this cabin for the remainder of the journey.
Biz çoktan kalan futbol fiktsürünü iptal ettik.
We've already canceled the remainder of our football schedule.
Kalan az zamanını çok iyi değerlendirecek.
See that she enjoys the brief remainder.
Gen. Pershing'in günün geri kalanında çok önemli bir toplantısı var.
Gen. Pershing has an important staff meeting scheduled for the remainder of the day.
Hissesinin geri kalan kısmı!
The remainder of his portion!
Şu anda filomuzun diğer gemileri yerkürenizin çevresinde dönüyor.
At this moment, the remainder of our fleet is circling your globe.
Sarjöre sadece bir gerçek mermi koyup şömineye ateş ettikten sonra diğerlerinin sahte mermi olduğunu anlamanız daha zor oldu.
By putting one real bullet into the clip and letting you fire it into the fireplace... you'd be less likely to realize that the remainder were blanks.
Şu anda büyük bir polis kuşatması maske kullanmış olan haydutlar için 23 eyalete yayılmış durumda. Lâkin 10 milyon dolarlık altının kalanını taşıdığına inanılan kamyondan hâlen bir iz yok.
A huge dragnet for the white stocking - faced bandits has now spread to 23 states, with still no trace of the truck believed to be carrying the remainder of the $ 10 million in gold.
Yetkililer, çetenin geri kalanının başka bir kamyon vasıtasıyla hâlen bulunamayan altınların üçte biriyle kaçmakta olduğundan emin.
Authorities are certain that the remainder of the gang and the still-missing third are in another truck, still at large.
Yarısı aktif asker, kalanlar ise eğitimsiz.
Half active service, the remainder untrained.
Kalanın 4 / 5'ünü kesersek...
Of the remainder, we cut off four-fifths.
Kalan eğitim uçuşlarını Scott idare edebilir.
Scott can lead the remainder of the practice flights.
Artık onun adını duymak istemiyorum.
Nor do I wish to keep hearing her name for the remainder of the day.
Geri kalanlar, üç adım ileri, marş!
Remainder, three paces forward, march!
Geriye kalan, insanları arayacak.
The remainder will search for the humans.
Kalanlar ise anında öldürülüyordu.
The remainder would be immediately put to death.
Ziyaretinizin geri kalanında evimde misafir olursanız onur duyarım.
Mr. Kelly, I'd be honoured if you'd accept the hospitality of my home for the remainder of your visit.
- hatırlatmasını almak ister.
- the remainder of his payments off his back.
Normal bir hayat sürecek ve ölecek.
He'll live the remainder of a normal life span, then die.
Filmin devamı, bu fare partilerinden birinde tarla faresi kılığındaki bir BBC kameramanı tarafından çekildi.
The remainder of this film was taken secretly at one of these mouse parties by a BBC cameraman posing as a vole.
Şimdi, elimizde olan Tugay Karargah Bölüğü'nün kalanı... çoğu benim alayımdaki adamlardan oluşuyor... bunların içinde de oldukça tuhaf tipler ve her türden insan var... Singapur dışında savaşırken katılmışlardı bize.
Now, what we really have is the remainder of a Brigade HQ Company... consisting largely of chaps from my regiment... brought up to strength by a rather bizarre variety of odds and sods... who joined us when we scrambled out of Singapore.
5000 peşin, diğer yarısı mal teslimatı sonrası.
Five thousand in cash and the remainder when the work is completed.
Tinselcilerin ektoplazma dediği şey medyumun bedeni tarafından oluşturulduktan sonra kalıntıları havaya, medyumun kıyafetindeki liflere ve toz parçacıklarıyla filan karıştı.
What spiritualists refer to as ectoplasm derives almost entirely from the medium's body. The remainder is a mixture of air, the costume fibrous remains, food and dust, et cetera. But the bulk of it is organic, living matter.
Görevliler bazı örneklerde, cesetlerin yalnızca bazı kısımlarının alınmış olduğunu rapor ettiler. Bazılarında kafa, bazılarında ise el ve ayaklar kesilmiş cesedin geri kalanına ise dokunulmamış.
The head, or in some cases... the extremities removed, and... the remainder of the corpse left intact.
Şerif Rhesus Maldonado'ya göre bazılarından kafa ve eller çıkarılmışken, bazılarından yalnızca eller ve ayaklar alınmış ve cesetin geri kalanına dokunulmamış.
Maldonado, there are ones from which only the head and... extremities are removed, and others and others from which only a hand or foot removed, with the... remainder of the cadaver left intact.
Vücudun diğer kalanı ise karanlıktan ibaretti.
The remainder of her body is shrouded in darkness,
Serüvenden arta kalan zamanda titizce günlük tut.
Keep a strict log, the remainder of your journey.
Tüm sabah, dostlarımı arayıp durdum.
The remainder of the morning I was spending seeking my companions.
Arka raflarda unutulur gidersin!
They'll bury you in the remainder racks!
Başka bir hikayeye göre, bir koyun budundan kalanları yedi diye komşunuzun kedisini mahkemeye vermişsiniz.
One tells a story how not long since you prosecuted a neighbour's cat because it had eaten up the remainder of a leg of mutton.
Bu programdaki geri kalan zamanını hücrede tecritte tamamlayacaksın.
You'll serve the remainder of your time in this program in solitary confinement, starting now.
Diğerleri soğuktan, pislikten ve yetersiz beslenmekten öldüler.
The remainder have died of cold, dirt and malnutrition.
Bu geminin güvenliğini düşünmek dışında seçeneğimiz yok.
We have no choice now... but to consider the safety of this vessel and the remainder of the crew.
Uçuş rotasının geri kalanı yerleşim dışımda.
The remainder of their flight plan is over civiliyation, sir.
Acil hareket için hazır olarak kalın
The remainder in readiness for immediate movement
Bunun olmasını engellemek için... dava sonuçlanıncaya kadarjüri üyeleri kimseyle görüştürülmeyecektir.
To ensure this doesn't happen, - - I will sequester the jury for the remainder of this trial.
Önceki yıldan itibaren gözetime alındık.
We have the remainder of the year before we're put on probation.
Bali Hai ise üçüncüde. Bunlar diğerleri içinde en önde gidenler. All Serene dördüncü sıraya koşuyor.
Bali Hai is third and these are well clear of the remainder, All Serene running into fourth place.
- 500'ü şimdi.. .. kalanı ise ilk dönem sonunda.
- Five hundred now and the remainder at the end of the first semester.
Yolculuğun geri kalanında... kamaranızda kalmanız gerekiyor.
You are restricted to quarters for the remainder of this voyage.
Servetinin geri kalan kısmı, Bay Inglethorp'a kalacak.
The remainder of his fortune it goes for you. Inglethorp.
Daha sonra öğleden sonranın geriye kalan kısmını geçirmek için saat 3'de yeniden yatağa dönerdim.
I woke at 9.30, did a little exercise and shopping, and returned to bed at 3 o'clock for the remainder of the afternoon.