Rigby Çeviri İngilizce
327 parallel translation
Rigby Reardon Dedektiflik bürosunda sakin bir gündü.
It was a quiet day at the Rigby Reardon Detective Agency.
- Hayır, ben Rigby.
- No, it's me, Rigby.
Benim, Rigby.
It's me, Rigby.
Rigby?
Rigby?
Hayır, Rigby.
No, Rigby.
- Rigby, ben gideyim senin yerine.
- Rigby, I wish you'd let me go instead.
Rigby, dur!
Rigby, wait!
Sakın... bana Rigby deme.
Don't... don't call me Rigby.
Seni önemsiyorum, Rigby.
I care about you, Rigby.
- Oh, Rigby.
- Oh, Rigby.
Pardon, Rigby.
- Sorry, Rigby.
Bir dakika Bay Rigby.
Just a minute, Mr Rigby.
Kim olduğunuzu biliyoruz Bay Rigby.
We know who you are, Mr Rigby.
Görüyorsun bir şeyler buldum, Rigby.
You see, I just found out something, Rigby.
Rigby Reardon'ı tanıyan herkes bilir ki ben asla normal ölmem
People who know Rigby Reardon know I'd never die a natural death.
Rigby!
Rigby!
- Rigby...
- Rigby...
- Gördün mü Rigby?
- You see, Rigby?
Karen, Rigby'yi bir denesin.
Get Karen to try the Rigby.
İkizler... Cathy Rigby ile olan evliliğimden olmalı.
the twins... from my brief marriage to cathy rigby.
Cathy Rigby konuşmadıkça öğrenemez!
not if cathy rigby keeps her mouth shut.
Bu Cathy Rigby, öyle değil mi?
it's cathy rigby, isn't it?
Şu Cathy Rigby dışında hiçbir sorunumuz yok.
I ain't got nothing to worry about except Cathy Rigby over here.
- Stan Rigby.
- Stan Rigby.
Ne zaman ki Rigby laboratuardan örneklerini geri aldı o zaman şaşırtıcı bir buluş yapmış oldu.
So when Rigby got his samples back from the laboratory he made a startling discovery.
Ve dahası, Harbiyeli Yüzbaşı Rigby'nin referansı ile girmeyi başarmışsın.
And that furthermore. on the recommendation of Cadet Captain Rigby. you've made it,
- Harbiyeli Binbaşı Rigby üstesinden gelebilir.
- Cadet Major Rigby can handle it,
Tam üçhaftadırhep alışverişyapıyorum, dün çok güzel ipek eldivenler aldımmesela.
Three pairs of three-quarter length, Hermes glaces kid gloves at 12 guineas per pair. One lavender, satin nightgown with marabou peignoir from Rigby and Peller.
Insan olduğundan epeyce emindin, ama ben sadece veterinerim, bu yüzden Andrew'ı aradım, Dr. Rigby'i, ve o da insan olduğunu düşündü.
I was pretty sure it was human, but I'm a vet, so I called Andrew, Dr. Rigby, and he thought it was human, too.
Dr. Rigby, bir yamyam hakkında bir şey söylemedim.
Dr. Rigby, I never said anything about a cannibal.
Dr. Rigby.
Dr. Rigby.
Soruşturmayı sizinle tartışamam, Dr. Rigby.
I can't discuss the investigation with you, Dr. Rigby.
Ve Andrew Rigby, ve belki bir kaç kişi daha.
And Andrew Rigby, and maybe a couple others.
Hem Dr.Rigby'nin hem de benim bunu gözden kaçırdığımıza inanamıyorum.
I can't belie both Dr. Rigby and I miss these.
Fırından uzaklaşın, Dr. Rigby.
Step away from the incinerator, Dr. Rigby.
Demek istediğim, Rigby gerçekten insan eti yedi.
I mean, Rigby actually ate human flesh.
Rigby'de Prion hastalığı vardı, Bu da çok uzun bir süredir bir yamyam olduğu anlamına geliyor.
Rigby has a prion disease, which means he's been a cannibal for quite some time.
Çünkü ben Peter Pan'ı gördüm ama sen aynen jimnastikçi Cathy Rigby gibi giyinmişsin.
Because I sawPeter Pan, and you're dressed exactly like Cathy Rigby.
Karanlığın içinde kalkıyor, yalnız, ürpermek, holding mumları şu şarkıları seviyor "Where Have all the Flowers Gone?" ve "Eleanor Rigby."
Standing out there in the dark, alone, shivering, holding candles and singing songs like "Where Have all the Flowers Gone?" and "Eleanor Rigby."
Tracey, Jin, Jane, Marie Ann, Eleanor Rigby.
If you work here any longer you're gonna feel smaller than my eye floaters.
Böylece hem paramız bitti hem de kalbimiz kırıldı.
- "Tracy," "Jean," "Jane" "Mary Ann," "Eleanor Rigby."
Bu kızı tanıyor musun? Eleanor Rigby.
– [Angell] You know this girl?
Tanıyorum.
– Er, Eleanor Rigby. Sure.
Ama bunları 11 yaşındayken Donna Riby'sin partisinde yapmıştık.
But we made them when I was 11 years old at Donna Rigby's birthday party.
Hayır, bu sadece Donna Rigby'nin partisi gibi.
No, it's just like, uh, Donna Rigby's party.
Dört aslında bir de "Rigby" adını verdiğim var.
Four, actually... And a phantom one that I call Rigby.
Rigby onu aya yolladı.
Rigby sent him to the moon.
Rigby, siz Skips'i getirin.
Rigby, you guys go get Skips.
Rigby, bir gün insanların konsere gitmekteki nedenlerini anlayacak kadar büyüyeceksin.
I can't believe you're going to a Fist Pump Concert just for some lady pecks!
Ne olabilir ki, müzik dinlemek için. Zaten biliyorum.
Rigby,
Bakalım doğru anlamış mıyım - sen ve Rigby, benden fazla mesai istiyorsunuz, normal çalıştığınız zamandaki işlerinizi bitirmemenize rağmen, size daha çok iş vermemi mi istiyorsunuz?
Let me get this straight - you and Rigby want me to give you overtime, and even though you can't even finish the regular amount of work that you normally have, you want me to add on even more.