Ropes Çeviri İngilizce
1,613 parallel translation
"Oysa sağ yumruğu adeta bomba gibidir,..." "... özellikle rakibini iplere kıstırdığı zaman. "
That big right hand of his has dynamite in it especially when he traps his man on the ropes.
"Braddock iplere dayandı."
Braddock is back on the ropes.
Bakıcılar hayvanları sürekli hareket halinde tutmalılar, burun iplerinden çekerek, boyunlarını bükerek ya da boynuzlarını, kuyruklarını.
Handlers must constantly keep the cattle moving, pulling them by nose ropes, twisting their necks, horns, or tails.
Gücertedeki halatları kaldırmanı söylemiştim. Yaptın mı?
You run those ropes up on deck like I told you?
Kanallar kazmış ve sonra ipler kullanarak büyük ağır taş blokları yüklemiş olmalılar.
They could have dug canals then loaded the huge, heavy stone blocks using ropes. "
İplerden uzak durun.
You wanna stay away from the ropes.
Yukarı çıkınca, halatları emniyete alırız, sonra da sizi yukarı alırız.
At the top, we'll secure ropes and the rest of you will come up on ascenders.
Luke bana işin inceliklerini gösterir diye umuyordum.
I was hopin'Luke could show me the ropes.
Bu daha acemi, abi.
She doesn't know the ropes.
İpleri çözün.
Untie the ropes.
Sadece işimi öğreniyordum, Curtis.
Just trying to learn the ropes, Curtis.
Onu yeniyorum.
- I've got him on the ropes.
Dolaşırken onu da yanıma alıyordum, ona işin inceliklerini gösteriyordum.
Taking him out with me on my rounds, showing him the ropes of the job.
Ve ben hala işi öğrenmeye çalışıyorum.
I'm still learning the ropes here.
Özellikle bankacılardan biri onlara yolu gösterince olur.
Especially when they take a scared employee with them as hostage, someone to show them the ropes.
" Baer iplere doğru geriledi!
" Baer is driven into the ropes!
Bana öğretin.
Well, show me the ropes.
Yakın zamanda bende böyle düşünüyordum, yolu öğrenerek.
It was not long ago that I was going through the same thing, learning the ropes.
ve çoğu günlerini spor yaparak geçirirler ve bisiklet sürerler... ve ip atlarlar, artık çocuk oyunları oynayamayacak kadar büyüyen diğerleri
And while most would spend the day practicing their sports and riding their bikes and jumping their ropes, others were no longer engaged in child's play.
Albert kafalar, Stacie finanse eder Ash bağlayıcıdır, senle ben de içerden oynarız.
Albert ropes, Stacie's the banker... Ash is our fixer, and you and I play the inside.
Kadife kurdele yok.
No velvet ropes.
Galiba bileklerim kanıyor.
Lois, if you could just get the ropes. My hands are wet, I think wrists are bleeding.
İplerimi kemirdim ve sen gelmeden bunu hazırlayabildim.
I chewed through my ropes so I could have this set up for you when you got back.
Uyarı : Altyazı argo ve küfür içerebilir.
With these ropes I tied can we do no wrong
- Sezon 2 Bölüm 5 "Duyarlılık"
On another day C'mon, c'mon With these ropes I tied can we do no wrong
Utanç
With these ropes I tied can we do no wrong
Doğuştan asil bir Roma vatandaşıyım ve bu ipleri kesmenizi emrediyorum.
I am a Roman citizen of noble birth, and I order you to cut these ropes.
Artık yetimlerin atlayacak bir ipleri var, ben de her gün yılanbalığı gibi kokuyorum.
Now them orphans got new skip ropes, and I end every day smelling like eel.
Seni yenmelerine izin verme!
Don't let'em get you on the ropes!
İplerden kurtuldum.
I've losen my ropes.
Sana işi anlayacağım.
I'll show you the ropes.
Şimdi onu köşeye sıkıştırdı.
- Now she got him on the ropes.
Denize açılın!
Ropes away.
Rütbenin veya kaç çizginin olduğunun önemi yok, bu iplerden içeri girince garantisi olan tek şey :
Doesn't matter what your rank is, how many stripes you got, the only thing that is guaranteed when you step inside these ropes :
İplerden uzak dur Huard.
Stay off the ropes, Huard.
- İplerden uzak dur Jake.
- ( Ali ) Stay off the ropes, Jake.
- İplerden uzaklaş.
- Get off the ropes.
Ama Wyatt'lar kızlarının ipini sıkı tutuyorlardı.
The Wyatts, on the other hand, kept their firm hold on the ropes.
Tüm o iplerden kurtulabilirdim.
I could get out of those ropes.
- "Sana raconu gösteririm."
- "It's okay. I'll show you the ropes."
Buranın raconunu öğrenmeye ihtiyacım yok... beni anlıyor musun?
Now, I don't need to learn the ropes around here... you feel me?
Benim toplantıya katılmam gerek. Emilio sana yapman gerekenleri anlatacak.
I have a meeting so Emilio will show you the ropes, okay?
Monique orada 7 gün 24 saat Sebastian ile birlikte olacak, ben de düşündüm ki o da bana sosyeteye çıkmanın inceliklerini falan öğretir.
And you know Monique is gonna be there 24l7 with Sebastian, so, I don't know, I was just thinking that maybe she'd show me the ropes on the whole debutante thing.
Ama uçurumun ucundayken halatlarım bağlı ve arkadaşlarım bağırıyor :
But there I was, on the edge of this cliff, ropes on me, and my friends are yelling,
Dixon'u peş peşe yumruklarla iplere dayadı.
He drives Dixon into the ropes with a series of shots.
Balboa geri geliyor. Bir sol, bir sağ. Üst üste ikinci raunt Dixon'u iplere sıkıştırıyor.
And Balboa comes back with a left and a right, and bulls Dixon into the ropes for the second round in a row.
İplerde çetin bir savaş bu. İkinci raunt son bulurken ring karıştı.
It's an all-out war along the ropes, as round two comes to a close amid a giant tumult in the ring.
İplerle ve tüm o şeylerle ilgili tırmanma dersleri alyordu.
She took climbing lessons - how to use ropes - all that stuff.
Bana öyle söylediler.
No ropes? That's what they said.
Neden ipten plastik kelepçeye geçti?
Why switch from ropes to flex-cuffs?
Bir de iple bağladılar!
Tie me up with ropes!