Rosén Çeviri İngilizce
924 parallel translation
Rosen baba.
Poppa Rosen.
Zavallı Rosen baba.
Poor Poppa Rosen.
İhtiyar Rosen öldüğünde, seninle ilgilenmem gerekirdi. Fakat çok meşguldüm.
When Old Man Rosen died, it was up to me to take care of you, but I was too busy.
12.30, öğlen yemeği, Rosen'in süpermarketi. 200 tezgahtar için şükran duası okuyacaksın.
12.30, lunch, Rosen's department store, where you say grace for 200 salesmen.
Günaydın, Bay ve Bayan Rosen.
- Good morning, Mr. and Mrs. Rosen.
Bu kaba yonca, Bayan Rosen.
That's alfalfa, Mrs. Rosen.
- E vitamini gibi geldi bana. - Öyle, Bay Rosen.
- It looks like vitamin E to me.
Erkeklik gücünü arttırmaz mı?
- It is, Mr. Rosen. Doesn't that increase virility?
- Evlenmek istiyorum, Bayan Rosen.
- I'd like to be married, Mrs. Rosen.
Bayan Rosen, torununuzu gördüğünüzde ona söyleyin tuhafiyeci olmasın. Demek istediğinizi anlıyorum.
Mrs. Rosen, when you see your grandson tell him not to become a haberdasher.
Benim için evlilik yok, Bayan Rosen. Bir metresim var.
No marriage for me, Mrs. Rosen.
Aferin, Bay rosen.
Good for you, Mr. Rosen.
- Bay Rosen.
- Good man.
- Evet?
- Mr. Rosen.
- Bayan Rosen hemen şimdi gitmeliyiz.
- No. - Mrs. Rosen we have to go right now.
- Bayan Rosen, artık Noel ağacı olmayacak, söz.
- He's just a kid! - Mrs. Rosen, no more Christmas trees.
Tamam, Bayan Rosen.
It's okay, Mrs. Rosen.
Bayan Rosen, buradan sürünerek geçersiniz, bana inanın.
Mrs. Rosen, you'll crawl through there, believe me.
Bayan Rosen'e yardım edin.
Your turn, kid. Give Mrs. Rosen a hand.
- Nasıl gidiyor, Bayan Rosen? - İyi.
- How you doing, Mrs. Rosen?
- Bayan Rosen...
- Mrs. Rosen....
Tamam Bayan Rosen, haydi.
It's all right, Mrs. Rosen, come on.
- Tamam, Bayan Rosen.
- All right, Mrs. Rosen.
Sıkı durun, Bayan Rosen. Yalnızca sıkı durun.
Hold on, Mrs. Rosen.
Bayan Rosen beni kurtardı.
Mrs. Rosen freed me.
Teşekkürler, bayan Rosen.
Thanks, Mrs. Rosen.
Bay Rosen, şu ipi takip edin!
Mr. Rosen, follow that rope!
Bayan Rosen öldü.
Mrs. Rosen is dead.
- Sen de Bay Rosen.
- You too, Mr. Rosen.
Tanrı kutsasın, Bayan Rosen.
God bless, Mrs. Rosen.
Bakın, Bak Rosen...
Look, Mr. Rosen....
Bu taraftan Bay Rosen!
It's this way, Mr. Rosen!
Geliyor musun, Bay Rosen?
Are you coming, Mr. Rosen?
Orada bir Einstein-Rosen köprüsü olduğunu düşünüyorum.
There might be an Einstein-Rosen bridge to consider.
Savcı o, ama özel birim Rosen'a bağlı.
He's the DA, but Rosen runs the strike force.
Rosen'la konuşabilir misin?
How about Rosen?
- Rosen bunun duyulmasını neden istedi?
- Why did Rosen want it out?
Rosen'dı.
It was Rosen.
Elliott Rosen.
Elliott Rosen.
Rosen hakkında bilgiye ihtiyacım var.
I need information about this guy, Elliott Rosen.
- Belki de Rosen'a güvenmiyorum.
- Maybe I don't trust this guy Rosen.
Yani, Rosen'ın adını verince.
Telling me about Rosen.
Rosen onu enselemeye çalışıyor.
Rosen will bust him if he can.
- Rosen'nın soruşturma dosyası.
- Rosen's investigation file.
Bay Rosen'la görüşüyordum.
I was talking with Mr Rosen.
Bay Rosen nasıl olurda... dosyayı açıkta bırakıp gider, bunu ona sordunuz mu?
Did you ask Mr Rosen what he was doing leaving the file on his desk for you to read it?
Bunu da mı Bay Rosen'dan öğrendiniz?
Did Mr Rosen give you that one too?
Sizin de, görevleri konusunda tuhaf fikirleri olan...
And that you were suckered by Mr Rosen here who has some peculiar ideas on how to do his job.
Bay Rosen tarafından kandırıldığınızı, bu soruşturmaları... haber konusu yapmanızın da vakitsiz ve yanlış olduğunu söyleyeceğim.
It's gonna say it was premature and real wrong that these investigations ever got reported in the first place.
Derhal özel bölümden Rosen'i ara.
Call Rosen, from our special section immediately.
Müdahale Bürosu'ndan Müfettiş Rosen.
Inspector Rosen from the Intervention Bureau.