Roxane Çeviri İngilizce
123 parallel translation
Kuzenin, Roxane.
Your cousin, Roxane.
Roxane.
Roxane.
Hatta Roxane'da bile betbeniz kalmamıştı sen düello ederken.
Well, then, Roxane herself, watching your duel, pale.
Küçük Roxane, uzun saçlı, kısa etekli tatlı bir fırtına.
Little Roxane, a sweet tyrone with short skirts and long hair.
Roxane senden mektup bekliyor.
Roxane expects a letter.
Böylece Roxane hayal kırıklığına uğramaz.
I mean, that Roxane should have no disillusionment.
Ama, Roxane, seni seviyorum!
But, Roxane, I love you.
Roxane!
Roxane!
Bütün damarlarımda...
Along my veins... Roxane.
Madam Roxane Robin'in evini arıyordum.
Well, sir, I am looking for the house of madame Roxane Robin.
Ah, Roxane.
Ah, Roxane.
Allahaısmarladık, Roxane.
Farewell, Roxane.
Roxane mı?
Roxane?
Ne var?
What of Roxane?
Roxane...
Roxane...
Roxane, inan öyle zor ki, ilk defa söyleyecek kelime bulamıyorum.
Roxane,... believe me this is difficult, and for once I lack words.
Evet, Roxane.
Yes, Roxane.
Evet, öyleydi, Roxane.
Yes, Roxane.
"Roxane, ölüyorum, Allaha ısmarladık."
"Farewell, Roxane, because today I die."
- Roxane.
- Roxane.
Hayır, Roxane, hayır.
No, no, Roxane, no.
"Kızım Roxane'la evlen ki..." "... Darius ve Philip'in zürriyeti onun içinde birbirine karışsın... "
"Take my daughter, Roxane, for your wife, so that the seed of Darius and of Philip may be mingled in her, and that our worlds may become as one."
Yeryüzünün zürriyeti için, bu birleşme bereketli olsun bir Yunan olan Alexander ve bir Persli olan Roxane'ın çocukları iki dünyanın tek vücutta birleşmesi olsun.
Make this union fruitful as the seeds of the earth, and let the children of Alexander, a Greek, and Roxane, a Persian, be of both worlds and live in one.
Richelieu'nun yeğenidir karısı bu üzgün beyle evlendirmek istiyor Roxane'ı.
He's married to Richelieu's niece. So he wants to see her married to that grim monsieur.
Roxane istemiyor ama de Guiche güçlü.
Roxane says no but de Guiche is potent.
- Evet, Roxane.
Roxane.
Ama bu akşam Roxane da izledi düellonu.
I saw Roxane's face tonight.
Roxane bu ne kutsanmış bir an.
Roxane... This is indeed a blessed moment.
Kısa etekli Roxane'ın adı Madeleine'di.
Little Roxane was called Magdeleine.
- Roxane ile konuştun mu? - Hayır.
She spoke to you?
Roxane'ın!
Roxane's!
Roxane, bu akşam senden mektup bekliyor.
She wants a letter... from you.
Roxane değerli, titiz ve zarafete düşkündür.
Roxane is precieuse, demanding charming.
Eğer Roxane beğenirse üslubu, kendisi için yazılmış sanacaktır mektubu.
Her love is such that she'll believe this is for her.
Roxane! Gitmeliyiz.
Roxane!
Bu kininizi aşkınızın kanıtı olarak görmek istiyorum.
I should like to see this as a sign of love, Roxane.
- Roxane, çabuk ol!
Come, quickly. Coming.
- Roxane! - Lysimon!
Lysimon!
Ne hoş olurdu, Roxane, seviyor musun söyle!
Tell me you love me.
- Ne diyorsunuz?
Listen, Roxane...
Ne kadar ince, harikulade bir insandı değil mi?
Wasn't he a marvellous spirit? Yes, Roxane. A supreme, lovable poet?
Unutulmaz, tapılası bir şairdi değil mi?
A sublime being? Yes, Roxane.
- Ne yüce ruhu vardı... - Evet, Roxane. ... duyguları ne derin, ne saf bir ruhu vardı.
A deep, saintly herat a magnificent and pure soul?
- "Roxane, elveda, ölüyorum."
Roxane, farewell, for I must die.
Ve başkaları da, o kara gözlerinin dışında hiç bir tarafının, hiç bir kimse tarafından görüldüğünü sanmadığım Roxane Rita'ya aşık olduğunu söylediler.
And yet others said Alexander truly fell in love. Who Roxane really was i doubt that any of us ever saw further than the pools of those black eyes.
Magdeleine Robin yani Roxane.
Madeleine Robin or Roxanne. Refined, Precieuse...
- Roxane mı gidecek?
Will it suit her?
- Roxane mı?
To Roxane? Who else?
Roxane.
Roxane...
Elveda, Roxane!
Farewell Roxane.
- Hayır, Roxane, hayır.
No, Roxanne, no...