Runaway Çeviri İngilizce
1,094 parallel translation
Kaçak kız, öfkeli baba.
Runaway daughter, enraged father.
Bu, büyük zorluklarla bilim sayesinde elde ettigimiz bilgilerin tehdit altinda olmasi anlamina geliyordu.
The wealth and scientific ingenuity of our civilization was being squandered on a runaway arms raise.
Venus üstündeki sera etkisi sızıntısı, yine, Dünya üstündeki sera etkisini neden bu denli ciddiye almamız gerektiği konusunda önemli bir gösterge..
The runaway greenhouse effect on Venus is a valuable reminder that we must take the increasing greenhouse effect on Earth seriously.
Bir araç kaçtı.
We got a runaway vehicle.
Ben bir kaçağım!
I am a runaway
2 Polis memurunu öldürmekten aranan bir kaçağım
I'm a runaway who has killed government officials
- Çavuº Traven'a boºtaki atlardan birini getir.
- Bring up that runaway for Sergeant Traven.
Yaklaşık 100 yıl önce köpekler, kaçak köleleri yakalamak için yetiştirilmeye başlandı.
Well, over a hundred years ago, they raised dogs to catch runaway slaves.
Daha sonra bu özellikleri, kaçak zenci mahkumları takip edebilmek üzerine geliştirildi.
Then they progressed - to track down runaway black convicts.
Peki ya kaçak beyaz mahkumlar?
What about runaway white convicts?
Hıçkırık falan tutsa ne yapılır biliyorum ama durmayan çeneye...
What can I do to stop? I know what to do with hiccups, but with runaway chattering...
Bir bozukluk var!
We got a runaway!
- Herhalde evden kaçmış.
Probably a runaway.
Kız onaltı yaşında, Salina, Kansas'tan evden kaçmış.
Sixteen-year-old runaway from Salina, Kansas.
Bir omuzum kırık, dizlerim berbat insanlar sakatlanıyor bu yüzden Bel Air'den kaçmış 1 3 yaşında biri gibi davranabilirsin.
I have a broken shoulder, both my knees are shot guys are crippling themselves so you can act like a 1 3-year-old runaway from Bel Air.
Bir yere çarptım.
- It's terrible. A gigantic runaway zit.
Freni bozulmuş.
It's a runaway.
Tüm yerel birimleri, destek gruplarını, acil hatları taradım.
I've checked every local agency, Every support group, runaway hotline.
Eşiniz evden mi kaçtı, dostunuz borç mu taktı.
Your runaway husband, that non-paying louse.
"Kalem ve Kılıcın Uyumu"
- Action... "Runaway Horses" 4
Size doğru gelen denetimsiz bir tren var ikinci rayda
You've got a runaway coming your way on track two!
Sana denetimsiz bir tren var diyorum Bu yönden geliyor.
I said we got runaway units! Four of them! They're headed this way!
Frank, kaldır kıçını dostum 11 üzerinde denetimsiz bir tren var!
Frank, get your ass out here, man. We've got a runaway on 11!
11 inci ray kontrolden çıkmış bir tren var Makinist trenden düşmüş
We got a runaway on track 11. Goddamn engineer fell off the train!
- Frenler tamamen yanmış diyorum
- The brakes on the runaway burnt off.
- Size doğru kontrolden çıkmış bi tren geliyor.
- There's a runaway coming at you.
Ben herhangi bişey göremiyorum
I don't see any runaway.
Trenden kimseye bahsetmeyin
Don't tell anyone about the runaway.
Mr. MacDonald, tren köprüye geldiğinde 90 a ulaşmış olacak hızı.
Mr. MacDonald, by the time that runaway reaches this bridge, it'll be doing 90.
Treni Jordan ın orda raydan çıkarın
Get that runaway on the spur in Jordan and derail her.
Birinci hatta doğu yönünde denetimsiz bir tren sana doğru geliyor
There's an unmanned runaway heading west on track one.
- Sizin yanlış duymadıysam tren sahipsiz olacaktı öyle değil mi?
- Listen, did I hear you right... that that runaway is supposed to be unmanned?
Dinle beni bu tren en sonunda bir yerlere çarpacak.
Listen! This runaway's gonna run into something very fast.
- Tren hakkında birşey mi biliyor?
- Know anything about the runaway?
Size doğru gelen bi denetimsiz tren var.
There's a runaway coming your way.
- Tren yavaşladı
- The runaway. It slowed down!
Trende üç kişi varmış
There are three people on the runaway.
Keşke yapabilseydim ama beş dakikamız kaldı ana yolu kapat yoksa Northeast Express le çarpışacaklar.
I wish I could, but we got five minutes to get the runaway... off the main line, or else it's going head-on with the Northeast Express.
Yaklaşık bir dakikanız var treni eski raylara göndermeye
You have about one minute to line the runaway under the old spur...
O sokak kızı için üzülmeyi kes.
Stop feeling sorry for that runaway girl
Burada patlamak üzere olan bir reaktör var.
We've got a runaway reactor to worry about here.
Sen bir kaçaksın, hatırladın mı?
You're a runaway, remember?
Başıboş giden bebek arabasından kaçmakla meşguldüm.
Well, I was busy avoiding the runaway baby carriage.
Hangi bebek arabası?
What runaway baby carriage?
Süpermarkette park alıştırması yapıyorduk ki kontrolden çıkmış hızla giden bir market arabası park yerine doğru gelmeye başladı.
We were practicing parking at the supermarket when all of a sudden this runaway shopping cart came hurtling across the lot.
- Evden mi kaçtın?
- What are you, a runaway?
Arkada 80 yaşında bir kaçak önde evden kaçmış biri.
We got an 80-year-old fugitive in the back a runaway in the front, man.
Sen çok bilmiş birisin.
You're just a runaway with a quick mouth.
Bir kaçak olarak yere bak.
As a runaway, you watch the floor.
Eğer kaçaksan, büyümezsin.
When you're a runaway, you don't get big.
Kaçak Atlar Basım Tarihi : 1969
Runaway Horses Published 1969