Sacré Çeviri İngilizce
69 parallel translation
" - Korkunç bir sis!"
- Sacré brouillard!
Dış çekim, Sacre Coeur.
Exterior, le Sacré Coeur.
- Rue Leandre, Sacré Coeur yakınında.
Rue Leandre, near Sacre Coeur.
Aman Tanrım!
Sacré bleu!
Hadi, Sacre Coeur'un resmini çekelim!
Let's get a picture of Sacré Coeur!
Seni lanet olası!
Sacré nom di Diou!
Harika.
Sacré.
Yok artık!
Sacré!
Yok artık, Hastings!
Sacré, Hastings!
Bir öğleden sonra, "Sacré-Coeur" da.
One afternoon, up by Sacre-Coeur.
Lanet olsun!
Sacré!
Aynı anda Sacre Coeur'ün bahçesinde, rahibeler tenis oynuyordu.
Meanwhile, at the Sacré Cœur, the nuns are practicing their backhand.
Sonunda zürafamı bir kutuya koydum.. .. ve bir ağacın dibine, duvara dönük bir biçimde gömdüm.
Finally, I placed my giraffe in a box... a bisquit box and buried it near the Sacré Coeur under a tree at the foot of the hill.
Sonra, müttefik kuvvetler geldiklerinde.. .. bütün patlayıcıları bulmuşlar, düğmeye de basılmamış.. .. ve aynı şey Sacre-Coeur, Eyfel Kulesi..
Then, when the Allied troops came in they found all the explosives lying there and the switch unturned and they found the same thing at the Sacré-Coeur, Eiffel Tower couple other places, I think.
Yüce tanrım.
Sacré bleu.
Sacre Coeur Hastanesine götürdüler, sizi arabayla bırakırım.
He wasn't moving. He's at Sacré Coeur. I'll drive you.
Sana bir sürü mesaj bıraktım. Bugün Montmartre'a gideceğini söylemiştin. Bulunduğum yerden Sacré Coeur'ü görebiliyorum.
Since you said you were going to Montmartre, and I'm looking at Sacre-Coeur,
Her gün, maketlerim için Sacré Coeur'e gidiyorum ve her seferinde, kalbim yerinden firlayacakmis gibi oluyor.
I prefer Paris. Every day, I go to the Sacré Coeur for my models, and every time, I feel my heart skipping.
Kutsal azize *.
Sacré bleu.
Sacré-Coeur.
Sacre-Coeur.
Seni dün Sacré-Coeur'da gördüm, değil mi?
I saw you at Sacre-Coeur yesterday, didn't I?
Sacré Coeur'a gidiyorduk.
We were going to Sacré Coeur.
Montmartre'deki Sacré-Cœur bazilikasına gittim.
I went to Sacré-Cœur, the basilica at Montmartre.
Vay canına!
Sacre bleu!
Lanet olsun!
Sacré bleu!
Yok canım!
Sacre!
Yazık.
Sacré.
Tanrı aşkına!
Sacre bleu!
- Sacre-Coeur'a bakana mı?
Overlooking the Sacre-Coeur?
.. bütün patlayıcıları bulmuşlar, düğmeye de basılmamış.. .. ve aynı şey Sacre-Coeur, Eyfel Kulesi.. .. ve birkaç yerde daha olmuş sanırım.
Then, when the Allied troops came in they found all the explosives lying there and the switch unturned and they found the same thing at the Sacre-Coeur, Eiffel Tower couple other places, I think.
Sacre bleu!
Sacre bleu!
Kutsal mavi!
Sacre bleu!
Kahretsin!
Sacre bleu!
Ulu Tanrım, Pip, şuraya bak!
Sacre bleu!
Transfer başlasın.
Sacre bleu. Dude, we're surrounded by perverts. They're all over the place.
Burda da "Sacre-coure"'un önünde.
AND HERE WE ARE IN FRONT OF THE SACRE-COEUR.
Aman Tanrım!
Ah, sacre bleu!
Gelmenize sevindim.
Vive le sacre Legionnaire. Welcome aboard. - I'm glad to have you here.
" sacre bleu.
" sacre bleu.
"Sacre du Printemps" daha uygun olmaz mıydı sence?
Wouldn't sacre du printemps be more appropriate?
Bakın! "Sacre Coeur" orada!
Look, the Sacre Coeur!
Lanet olsun.
Sacre bleu.
Beni tekrar görmek istersen, saat 9'da Sacre Coeur'da ol.
If you wanna see her again, the Sacre Coeur, 9PM.
- Tanrım!
Sacre! -
- "Sacre Coeur" u beğendin mi?
- Did you like this "Sacre Coeur"?
- Tanrım!
- Sacre!
Tanrım!
Sacre!
Sacre bleu!
Sacre bleu.
Kahretsin!
- Sacre bleu!
Lanet olsun!
Sacre bleu!
Lanet olsun.
( normal voice ) : Sacre bleu. ( laughs )