English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İngilizce / [ S ] / Sahte

Sahte Çeviri İngilizce

17,169 parallel translation
Gibbs sahte olan bir kanıt getiremez, bunu sen de biliyorsun.
She is not gonna enter false evidence, and you know it.
- Anladım. Bu da aynı senin gibi sahte.
This is a fake, just like you.
Sahte Red ile tanışın.
Meet the fake Red.
Ayrıca kayıt defterine göre adı Maximiliano Cartier havalı bir isim olmasının yanında muhtemelen sahte.
Also, according to the registry, his name is Maximiliano Cartier, which however awesome is obviously a fake.
Bende kalıyorlar. Arkadaşın Vasilia Patinka, sahte bir isimle Gaithersburg'da yaşıyor 1632 Güney Perry Yolu.
Your friend Vasilia Patinka- - she's living under an alias in Gaithersburg,
Bize sahte bir yem attılar, biz de takip ettik.
They gave us a false trail, and we followed the scent.
Diplomatik dokunulmazlıklarını ilaç, elmas ve sahte para kaçırmak için kullanıyorlar.
They're using their diplomatic immunity to run drugs, diamonds, and counterfeit cash.
Millete verdiğim sahte numara değil, gerçek olanı. Öteki Halkla İlişkiler'in.
This is the real one, not the bullshit one that I give out, and it goes to the PR people.
Birisi Lucy'nin sahte I.P. adresi ile Derek'in pompasına sızmış.
Someone spoofed Lucy's I.P. address to infiltrate Derek's pump.
On bin yolcudan fazla eder, ve sanırım sahte isim kullanmış.
Over ten thousand passengers, and it seems he used a fake name.
O kaza hariç her şey sahte.
She faked everything except the accident.
O sahte doktora yapışıp kaldın.
You were the stubborn one.
Sahip olduğum tek gerçek ebeveyn o! Sahte doktor için sahte doktor.
All right, he's the only real parent I ever had.
Sahte doktor.
Quack!
Sahte doktor.
Quack! Quack!
Sahte doktor. Sahte doktor.
Quack!
Yani Northlake bu askerleri kaçırdı ve yerine sahte cesetler koydu.
So Northlake kidnapped these soldiers, faked their deaths.
Sahte kimlik kullanmışlar.
They used a fake ID.
Sahte kaçışımı düzenleyin, Ahktar ile buluşayım ve sonra hapse geri döneyim.
You fake my escape, I get you Ahktar, and then I'll go right back to prison.
Resimler sahte.
These paintings are fakes.
Neden diğerleri sahte çıktı?
Why were the others fakes?
Crab taratana kadar sahte değillerdi ki ben şiddetle taramasına karşı çıkmış ve hatırlarsanız hangi sırayla yaptığına çok fazla dikkat etmişti.
They weren't, until Crab scanned them, which I was very strongly against, if you'll recall, and he was very particular about what order we did them in.
Ahmadi ailesinden üç kişinin sahte evraklarla ABD'ye girdiği bilgisini aldık.
We received intel the three members of Ahmadi family entered the U.S. on false papers.
Sahte isim kullanmışlar.
Used a fake name.
CIA'deki arkadaşlarımla sahte istihbaratın yayılması için çalışmaya başladım.
I'm already working with our friends at the CIA to spread false intel.
Tam da seçim arefesi, sahte bomba saldırısı düzenlemek için teröristle işbirliği yapan ve seçmenlerine ulusal güvenlik niyetlerini hatırlatan bir kadın görüyorum.
I see a woman who colluded with a terrorist to fake a nuclear bomb attack right at the eve of the elections to remind her voters about her national security bona fides.
- Sahte fıstık ezmesini kullanmam herhâlde.
I think I'll pass on the fake peanut brittle, though.
Sahte bir sakal taktı. Erkek kıyafetlerinin yardımıyla öyleymiş gibi göründü ve buna göz yumuldu.
And she wore a fake beard and men's regalia to help them... look the other way, as it were.
Bir şekilde sahte tabanca dolu bir 11 mm ile değiştirilmiş.
Somehow, the prop gun got switched with this loaded 45.
Hala sahte silahı arıyoruz.
We're still looking for the prop gun.
- Sahte silahı buldunuz mu?
Did you find the prop gun?
Gerçek silahı tutunca sahte olmadığını nasıl fark etmediğini anlamadım.
What I don't get is how do you pick up a real gun and not realize it?
Bu sahte.
Is a prop.
Bugün sahte tabancalı birkaç sahnen varmış.
You had a few scenes today with the prop gun.
Wyatt sahte silahını bırakmadığı konusunda çok emin gibiydi.
Wyatt seemed pretty adamant about not putting down his prop gun.
Buna karşın, Wyatt her şeyi ayarladıysa neden sahte silahı bırakmadığını söylesin?
Although, if Wyatt set the whole thing up, why not say you put down the prop?
Wyatt bize sahte silahına her zaman dikkat ettiğini söyledi.
Um, Wyatt told us he never lost track of his prop gun.
Sahte tabanca ustası olarak Jordan'ın cahil başrol ortağı Wyatt'ın eline gerçek silah verebileceğini düşündün.
As prop master, you figured you could slip that.45 into the hands of Jordan's clueless co-star, Wyatt.
Donnie bebek işi sahte, bir önemi yok.
Donnie, the baby's fake, it doesn't matter.
Alison muhteşem sahte kimlikler yapıyor.
Uh, this is you. Alison makes kick-ass I.D.
Felix'in biyolojik kardeşinin gerçek mi sahte mi olduğunu anlamaya çalışıyorum.
'Cause I'm trying to figure out if Felix's bio sister is real or not.
Yani Rus kızın V'yle evlenmesini önlemeye çalışıyorsun çünkü V senin sahte eşin?
So you want to keep the Russian girl from marrying V'cause V's your fake wife?
- Evlilikleri sahte olacak.
Their marriage would be fake.
Yani onların gerçekten evlenmesini önlemeye çalışıyorsun çünkü onunla sahte evlisin ve bir gün onunla gerçekten evlenmek istiyorsun?
So, you want to keep them from getting real-married because you're fake-married and you want to get real-married someday?
Polisler sahte kimlik yapamaz sanki.
Like cops can't make a fake license?
Sahte kimlik istiyor musun istemiyor musun dostum?
Do you want a fake identity or not, man?
Sahte bir açmayı yaptıktan sonra.
After they dig a false trench.
Çoğunlukla sahte açmalar.
Mostly false trenches.
Düzeltme, ben sahte geyim. Hepimize para yağdıran güzel bir insan evladı ile.
Correction, I'm fake gay... with a beautiful human who's making it rain for all of us.
Sahte doktor.
A quack for a quack.
Sahte.
Fakes.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]