English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İngilizce / [ S ] / Sallanıyor

Sallanıyor Çeviri İngilizce

678 parallel translation
Şu sandalye rüzgar esmiyor ama sallanıyor.
See that chair over there? Do you see how it's rocking back and forth even though the wind isn't even blowing?
Dram neredeyse dalların uçlarından sallanıyor gibiydi...
Tragedy almost seemed to hang from the tips of the branches...
Bu golf sopası fazla sallanıyor, şaşkaloz.
Little too much whip in that club.
- Neden öyle sallanıyor?
- What makes her roll so?
Kiler mi sallanıyor.
Is the cellar shaking?
George! Harry! Ev sallanıyor.
George, Harry, you're shaking the house down.
Buraya geldiğimden beri yer ayaklarımın altında sallanıyor.
The ground's been shaking under my feet ever since I got here.
# İp daracağında sallanıyor.
# Rope hanging from the gallows
Kalçaları da salıncak gibi sallanıyor.
Right nice swing to them hips too.
Biz şu anda ya sallanıyor ya da Yankiler için savaşıyor olacaktık.
We'd either be swinging right now or fighting for the Yankees.
Kafaderin bir Apachenin mızrağında sallanıyor zannettik.
Figured your scalp would be hanging in some Apache wickiup by now.
Güverte çok sallanıyor.
Deck is pitching badly.
Kimononun kolları gökyüzünde yüzen beyaz bulutlar gibi sallanıyor.
Your kimono sleeves move with such grace like floating white clouds
Gerçekten dünya sallanıyor, Lordum.
It is a reeling world indeed, my lord.
Neden hareket ediyor ve sallanıyor?
Why does it move? And rock?
Sanki bottaymışım gibi.. .. hala herşey sallanıyor.
Everything's pitching like I'm... still on the raft.
Savaş ya da seviş, ev sallanıyor!
Fightin'or Iovin', the house shook!
Sandık sallanıyor.
The box is moving.
Dostlar, takma dişleriniz sallanıyor mu?
Friends, do you have wobbly dentures?
Bu otel sallanıyor'.
This hotel's rockin'.
Rüzgarda biraz sallanıyor, ama hala bizi bekliyor.
It's whipping around a bit, but still waiting for us.
Kayık sallanıyor.
The boat rocks.
Ay, öyle görünüyor ki gerçekten bir çan gibi sallanıyor aynen 1000 yıldan daha kısa bir süre önce asteroit çarpmış gibi.
The moon, it turns out, is gently swinging like a bell just as if it had been hit by an asteroid less than 1000 years ago.
Neden burada sallanıyor?
Why would she hang about here?
Palmiye ağaçları rüzgarda hafifçe sallanıyor. Ham papayaların kokusu geliyor. Mavi kıyı gölü, beyaz kum ve altın tenli kızlar.
Palm trees swaying in the breeze a smell of ripe papayas a blue lagoon, white sand, golden-skinned girls.
- Şey, zıplarken anladım ki Buranın zemini sallanıyor.
I'm actually here... to warn you for a possible flooding.
Bugünlerde hepimizin başının üstünde kılıç sallanıyor.
These days, we all walk on the sharp edge of a sword.
Damalı bayrak sallanıyor ve Barlini kazandı.
There's the flag, Barlini wins for Ferrari.
Her şey sallanıyor.
Everything's tilting.
Ev çok sallanıyor.
The house shakes so much.
- Sen sallanıyor musun?
- You're staggering.
Oops. ama sağlam duramıyor, beşik gibi sallanıyor..
Oops! But he's not as solid as a barrel!
Sarhoş gibi sallanıyor, değil mi?
Beats being drunk, don't it?
Kanunları kendi başına sağlamaya bi'çalış yemin ediyorum sana, dışardaki şu ilmiklerin birinde sallanıyor olursun.
You take the law into your own hands and I promise you, you'll swing from one of those ropes out there.
Uzakta bir kızın kıçını görüyorsun, bir sağa bir sola sallanıyor.
You see a girl's ass in the distance, swaying back and forth.
Nasıl da sallanıyor bak!
Look at them jiggle!
Bir el sallanıyor, diğeri yana çivilenmiş gibi!
One hand is swinging and the other's like nailed to his side.
Sallanıyor.
That's a dilly.
Kazazedelerden ikisi şu anda boşlukta sallanıyor!
Two people are hanging above the abyss.
Allah'a yemin ederim ki, Arthur vücudum sallanıyor, dizlerim titriyor ve kalbim de hasta durumda.
I swear to God, Arthur I'm shaking and my knees are trembling, my heart is sick.
Şafak vakti geldiğinde o şişman rahip darağacında sallanıyor olacak.
That fat friar is gonna dangle from the gallows come daybreak.
Araba sallanıyor.
The car's vibrating.
Sallanıyor.
Wobbly.
Damocles'in kılıcı sallanıyor başımın üstünde
The sword of Damocles ls hanging over my head
Damokles'in kılıcı sallanıyor başımın üstünde
The sword of Damocles ls hanging over my head
- Evet, ama sallanıyor.
- Yes, but it is shaky.
- Ağaçlar sallanıyor! Dallar kırılıp kopuyor!
The trees are swaying, and the branches part!
Toprak sallanıyor!
Now the earth booms.
Taksitlerle ilgili olan kontrat... şimdi ağaçta sallanıyor... ve onu köpeklere atacaklar.
She's gone, that contract about the installments now he's hanging in the tree and they'll throw him to the dogs.
Goliath sallanıyor!
Goliath is moving!
Goliath yine sallanıyor.
Goliath is on the move again.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]