Sana bir şey sorabilir miyim Çeviri İngilizce
1,165 parallel translation
- Sana bir şey sorabilir miyim?
- Can I ask you something?
Sana bir şey sorabilir miyim?
Can I ask you a question?
Sana bir şey sorabilir miyim?
Can I ask you something?
- Sana bir şey sorabilir miyim?
Can I ask you somethin'?
Lindsay, sana bir şey sorabilir miyim?
Hey, lindsay, can i ask you something?
- Sana bir şey sorabilir miyim?
- Can I ask you a question?
Sana bir şey sorabilir miyim Doug?
Hey, Doug, can I ask you a question?
- Sana bir şey sorabilir miyim, Doug? - Evet, bak, ne diyeceğim.
Doug, uh, can I bounce something off you?
Sana bir şey sorabilir miyim, Michael?
May i ask you something, michael?
Dinle, sana bir şey sorabilir miyim?
Listen, you mind if I ask you something?
Sana bir şey sorabilir miyim, Katie?
Can I ask you something, Katie?
Sana bir şey sorabilir miyim?
May I ask you something?
Sana bir şey sorabilir miyim, Harry?
Can I ask you something, Harry?
Sana bir şey sorabilir miyim, Harry?
Can I ask you something else, Harry?
- Sana bir şey sorabilir miyim?
- Can I askyou something? .
Sana bir şey sorabilir miyim?
May ask you something?
- Şimdi de ben sana bir şey sorabilir miyim? - Evet, tabi.
Can I ask you something?
Sana bir şey sorabilir miyim?
May I ask you a question?
Konuşabildiğini varsayarak, sana bir şey sorabilir miyim?
Can I ask you one question? Assuming you do speak.
Sana bir şey sorabilir miyim?
So, can I ask you something?
Sana bir şey sorabilir miyim? - Elbette.
Can I ask you something?
- Sana bir şey sorabilir miyim, baba?
Can I ask you something, Dad?
Anne, sana bir şey sorabilir miyim?
Mom, can I ask you a question?
- Sana bir şey sorabilir miyim? - Ne istersen.
But can I axe you something?
Bazen, gecenin derinliğinde onların kabus görüyor gibi homurdandıklarını duyabilirsiniz. Sana bir şey sorabilir miyim?
Sometimes, in the depth of the night, you can hear them groan, as if they were having bad dreams.
- Sana bir şey sorabilir miyim?
will you tell me something?
- Sana bir şey sorabilir miyim? - Durma.
Can I ask you something?
Joon-ah, sana bir şey sorabilir miyim?
Joon-ah can I ask you something?
- Sana bir şey sorabilir miyim?
- May I ask you something?
Baba, sana bir şey sorabilir miyim?
Dad, can I ask you something?
Sana bir şey sorabilir miyim?
Listen, okay? Can i ask you something?
Joey, sana bir şey sorabilir miyim?
Joey, can I ask you a question?
Jen, sana bir şey sorabilir miyim?
Jen, can I ask you a question?
- Sana bir şey sorabilir miyim?
Can I ask you a question? Sure.
Sana bir şey sorabilir miyim?
- Can I ask you a question?
- Ben, sana bir şey sorabilir miyim?
- May I ask you a question?
Sana bir şey sorabilir miyim?
Let me ask you a question.
- Joey, sana bir şey sorabilir miyim?
- Hey, Joey, can I ask you something?
- Tamam, Ross, sana bir şey sorabilir miyim?
- Okay, Ross, can I ask you something?
Sana bir şey sorabilir miyim?
- That's great.
- Rory, sana bir şey sorabilir miyim?
- Rory, can I run something by you?
- Jim sana bir şey sorabilir miyim?
- Jim, can I ask you something?
Marie, sana bir şey sorabilir miyim?
- All right. - Um. Marie... can I ask you something?
Ben sana bir şey sorabilir miyim?
Hey. can I ask you something?
Sana bir şey sorabilir miyim?
Can I ask you something? Shoot.
Sana bir şey sorabilir miyim?
Could I ask you something?
- Sana bir şey daha sorabilir miyim?
May I ask you one more thing?
Sana kayıt dışı bir şey sorabilir miyim?
Can I ask you something off the record?
Sana bir şey daha sorabilir miyim?
Can I just ask you one more thing?
- Sana bir şey sorabilir miyim?
Can I ask you something?
Sana özel bir şey sorabilir miyim?
Can I ask you a personal question?