Sarımsak Çeviri İngilizce
745 parallel translation
Ama bunun yerine kapı kenarında sattığımız sarımsak gibi kalbim yerlerde paramparça oluyor.
♪ But instead my heart is on the floor ♪ ♪ Being crushed like ♪ ♪ The garlic we sell by the door. ♪
Gümüş kurşun, kutsal su, sarımsak... Şu noktada, onu ne alt edecekse bana uyar!
[Pyunma] Silver bullets, holy water, garlic, at this point, whatever will put him down is fine by me.
Sarımsak sevdan devam ediyor ha?
Still on the garlic, you know?
Sarımsak.
- Garlic.
Keşke büyükbabası, o ufacık göğsüne birazcık sarımsak sürmeme müsaade etseydi.
If only Grandpa would let me rub just a bit of garlic on his little chest.
Yemek yaparım, becerikliyimdir, kendi çorap söküklerimi dikerim, asla sarımsak ya da soğan yemem.
I cook, I swallow swords, I mend my own socks, I never eat garlic or onions.
Sarımsak bir aşçının parfümü.
Garlic perfume for a gourmet.
- Biraz sarımsak?
- Do you mind a bit of garlic?
Ama hâlâ sarımsak ve kırmızı şarap kokusuna bayılırım.
But I still like the smell of garlic and red wine.
Antoine, sanırım Garnie'de biraz sarımsak kullanmışsın.
Hey, Antoine. I suppose in the garnis you use a small touch of garlic.
- İçine biraz sarımsak da koyarız.
Don't forget to put some garlic in it?
Belki de, o sarımsak ve yağ yüzünden.
Perhaps it's all this garlic and oil.
On-on iki diş sarımsak alıp ezin sonra da bunları koltukaltınıza koyun.
You take ten, twelve cloves of garlic and squash them....... then you put them under your armpit.
Nasıl sarımsak kokabilirim?
how can I stink of garlic?
Sarımsak!
Garlic!
Çünkü sarımsak yedim.
That's because I was eating garlic.
- ve biraz sarımsak.
- And a little garlic.
Derisine sarımsak sürüyor mu?
Does she... grate garlic on her skin?
- Bayılmam doktor... Tabi eğer ameliyattan önce sarımsak yememeye söz verirseniz.
- I won't faint, Doctor... if you promise not to eat garlic again the night before an operation.
- Sarımsak ağızlı.
- garlic mouth.
Orada kızıl saçlı bir biri vardı..... ağzı sarımsak kokan bir yahudiydi.
She went down and out for a red haired, rose pimp. He was a Jew, of garlic he smelled.
Sarımsak ve kuzu bacağı olmadan Deniz kabuklusu yemeği yapılırsa...
A paella without shellfish is like :
Bir saniye. Sarımsak.
Wait, That garlic,
Sarımsak - öcüyü uzak tutmak için.
Garlic - to keep out the Boogy man.
Zehir'e ek olarak, tüyünde sarımsak, safran ve rezene izleri bulunmuş.
In addition to the poison, there were traces of garlic, saffron, and fennel on the feather.
Bütün dünyada bouillabaisse hazırlanırken, sarımsak, safran ve rezenenin normal karışım sekli ; iki diş sarımsak bir tutam safrana katılır, hızlıca rezene ile çırpılır.
Well, sir, throughout the world, in the preparation of bouillabaisse, the usual proportion of garlic to buttered saffron and fennel is 2 cloves of garlic to a pinch of buttered saffron to a dash of fennel.
Sarımsak...
Garlic.
Sarımsak, evladım.
Garlic, my boy.
Sarımsak.
Garlic.
- Sarımsak.
- The garlic.
- Sarımsak.
- Garlic.
Lütfen sarımsak olmasın.
Please, not garlic.
Sonra sarımsak.
Next, garlic.
Her yere bol bol sarımsak.
Plenty of garlic everywhere.
Sarımsak, pencereye barikat, haçlar buraya, şuraya, şuraya.
The garlic, window blocked, crucifixer... here, there, there.
Burnuma sarımsak sosu kokuları geliyor.
There is a smell of garlic sausage.
Aynı zamanda el falına bakarım. Yemek yaparım, becerikliyimdir, kendi çorap söküklerimi dikerim, asla sarımsak ya da soğan yemem.
I cook, I swallow swords, I mend my own socks, I never eat garlic or onions.
Bazı yabani otlar, sarımsak ve kısık ateş ile randevun var.
You have an appointment with some herbs, garlic and a slow, slow fire.
1 diş sarımsak. "
"One clove of garlic."
Soğanlı sarımsak sosu!
Garlic sausage with onion!
Sarımsak?
No garlic?
Kuzuya sarımsak koyulmaz.
Never garlic in lamb!
Ve salata sosunun içinde sarımsak vardı.
And the salad dressing had garlic in it.
Sarımsak kokan bir Yahudiymiş bu. Formosa'dan gelmiş.
A garlic-reeking Jewish score Who with Formosa on his wake
Sarımsak var.
Garlic.
Sonra bir parça su, sirke ve sarımsak ekle.
Then lay a little bit of water, vinegar, and clove.
Biraz yağ kızdır, sonra biraz sarımsak at.
You start with a little oil, then fry some garlic.
Ketçap, hardal ve soğandan uzak dur... ve sarımsak, çay ve kahveden... tütün, viski... burbon, votka ve cinden...
I want you to keep away from ketchup and mustard and onions... and, uh, garlic and tea and coffee... and tobacco and scotch... "and bourbon and vodka and gin"...
Şey, merak ettiğim şuydu : Bir şeker hastası sarımsak yer mi?
Well, what I was wondering was, can a diabetic eat garlic?
Sarımsak mı?
Garlic?
Bir sürü sarımsak.
And plenty of garlic.