Scarf Çeviri İngilizce
1,956 parallel translation
Belki de Igneel'in atkısı, Natsu'yu korumak için büyüyü emmiştir.
Maybe Igneel's scarf took the brunt of it to protect Natsu...
Igneel'in verdiği atkıyı ne yürekle lekelersin!
How dare that bastard do this to Igneel's scarf!
Siyah kıyafetin üstüne siyah atkı sarılır mı?
How can I wear a black scarf with dark clothes? !
Hangimiz en fazla ketçabı mideye indirecek görürüz.
See who can, uh, scarf down the most ketchup packets?
Hermes eşarbı?
An hermes scarf?
Şunu söylemeliyim ki, yeni şapkamı seviyorum, ve kolyemi ve eşarpımı.
Well, I have to say, I love my new hat, And my necklace and my scarf.
Eşarp üzerindeki çalışma ne durumda.
The scarf we're processing...
Eşarp üzerinde biyolojik madde kalıntısı araştırıyordun.
Biologicals on the scarf.
Şu nargileyi koydun ya oraya, eşarp sardım yine de oranın konseptine uymuyor.
You put that thing there. I put a scarf around it, but the concept doesn't work.
Adamın biri atkımı kapkara yaptığı için tepem atmış durumda!
I'm super pissed'cause some guy turned my precious scarf all black!
Atkım...
H-Huh? My scarf?
Ona atkıma yaptıklarının hesabını sormam gerekiyor.
And I still have to pay him back for my scarf.
Natsu'nun atkısı...
Natsu's... scarf...
Atkısı mı?
His scarf?
Atkıyı kirletmiş olan suiniyet Natsu'nun iyileşmesine engel oluyor.
The malevolence that stains his scarf... is impeding Natsu's recovery...
Natsu'nun atkısı niye karardı ki?
Why did Natsu's scarf become black in the first place?
Fular için tekrar teşekkür ederim.
Thanks again for the scarf.
Aynı kız gözümün önünde bir başörtüsü çalarak kendini gizledi.
The girl steals a scarf right in front of me and disguises herself.
Aralarından birisi Madrid'in merkezinde başörtüsü çalan kızdı.
One of them is the girl who stole a scarf in the centre of Madrid.
# Zombinin neyine, boynunda fular? #
# Why does a zombie need a scarf?
Şalını uzat bana.
Give me your scarf.
Piazza Navona'nın arka tarafındaki küçük yerimize gitmişiz. Sana bu fuları aldığım zamandı, hatırladın mı?
We were in that little alley behind Piazza Navona where I bought you the scarf, remember?
Bana ona ait bir şey getirmeni istiyorum, değer verdiği bir şey atkı ya da eldiven veya tişört, tatlım?
I want you to bring me something of his, something that he's had close to him, like a scarf or a glove or a T-shirt, all right, darling?
Kendi fularınla boğar, öldürürüm.
I'm gonna choke you out with your own scarf.
- O yüzden fuları alnıma bağladım.
- That's why I got the scarf on my head.
Fularını ver.
I need your scarf.
İkimiz de birbirimizden habersiz bir eşarbını yürütmüştük.
Both of us had stolen a scarf from her, secretly, without the other knowing.
Sanırım fularımı sütyenime dikmişim.
I think I just sewed my scarf to my bra.
Bu atkıyı sana Reiko'yla birlikte ördük.
This scarf me and Reiko knitted together
İpek eşarp aldım.
It's a silk scarf.
Eşarp taktığımı gördün mü hiç?
Have you ever seen me wear a scarf?
Ve saçım, bu yüzden şu aptal ipek eşarbı takıyorum.
Well, and my hair, hence the silly scarf.
Those guys really had the balls Patronlarla olmak, öylemi?
Those guys really had the balls to be bosses, huh? Scarf ace.
Başkanın atkısını kardan adama taksak, öyle değil mi?
If we used the mayor's scarf for the snowman, Don't you think? It could be- -
- Ah, hayır!
I need a scarf.
Onu mideye kaç ısırıkta indirebilirsin sence?
- Hey, how many bites you think it'd take you to scarf that thing down?
Ne yani, Chanel gözüklerinle ve yeni saç stilinin etrafına doladığın eşarbınla uçaktan inip asfalta ayak basacaksın ve karşında seni bekleyen bir paparazzi ordusu bulacaksın, öyle mi?
What are you, you're going to step right off the plane onto the tarmac with the Chanel glasses and the Hermes scarf wrapped around your new do? A gaggle of paparazzi awaiting your arrival?
Kuzey Afrika'yla yapılan telefon kartlarının üstünde fikrim olan kırmızı eşarplı develer olacak.
Look at my idea for photos on phone cards to North Africa, the camel with the red scarf at Xmas.
Dünyanın en uzun atkısı bende. Özür dilerim.
I've got the longest scarf in the world.
Bu eşarbı da deneyin. Elbisenize uyumlu olur.
Why don't you try this head scarf too... they match together
Atkın muhteşem.
Your scarf's gorgeous.
Atkım sana yakışmış.
My scarf suits you.
Atkımı evinde mi bırakmışım?
Did I leave my scarf at yours?
Son olarak Elinde küçük bir kumaş parçası tutuyordu sanki bilinen bir atkıya aitti tıpkı sizin burada taktığınıza.
Lastly, she was clutching a scrap of fabric that seems to be from an identical scarf to the one you're wearing here.
Ve testlerin kanıtladığına göre, o kumaş parçası sizin atkınıza ait.
And tests prove the scrap of fabric... comes from your scarf.
Evet biliyorum, onun eşi bir atkım var.
Yes, I know, I have a scarf like that.
Öyle bir atkısı olsun ya da olmasın.
She has a scarf like that, or she doesn't.
Örneğin, atkı.
The scarf, for example.
Oh.. ipek eşarp!
Oh.. silk scarf!
- Eşarp?
- Scarf? - Yes.
Boynundaki hırka ne?
What's up with the scarf?