Senor Çeviri İngilizce
2,797 parallel translation
Kuzenimin teknesi beni ilgilendirmez, seÑor.
My cousin's boat is of no concern to me, senor.
Emir filan almadım, seÑor.
I received no orders, senor.
Belki de seÑor Castro'nun milk shake ini içecek kadar naziksindir.
perhaps you would be so kind as to drink senor Castro's milk shake.
- Pardon, bayım.
- Oh, sorry, senor.
Bayım?
Senor?
Yolda bir kütük var efendim.
There's a log on the road, senor.
Lütfen bunu, Bay Lorenzo Daza'ya iletiniz. 1879 CARTAGENA, KOLOMBİYA
Deliver this, please, to Senor Lorenzo Daza.
Bay Lorenzo Daza.
Senor Lorenzo Daza.
Bayım, bayım!
Senor, Senor!
Bayım.
Senor.
"Sevgili Bay Urbino, size babamla konuşmanız için izin veriyorum."
"Dear Senor Urbino, I give you my permission to speak to my father."
- Bay Ariza?
- Senor Ariza?
Bay Ariza, size teşekkür etmek istedik.
Senor Ariza, we wanted to thank you.
Senor Vargas bir müşteri için gelmiş, bu da onlardan kalanlar.
And senor Vargas is here for a client, and those were left over.
Margaritanız bayım.
Margarita for you, senor.
Bay Bill?
Senor Bill?
Ne yapıyorsunuz, Bay Bill?
What are you doing, Senor Bill?
Oo, evet, Bay Bill.
Oh, si, Senor Bill.
- Bay Bill?
- Senor Bill?
- Oo, Afedersiniz bayım.
- Oh, I'm sorry, senor.
Karın cadalozun biri galiba, bayım.
She sounds like a real bitch, senor.
Aslında, bayım, yanına git, ona soğukkanlılık deriz.
Actually, senor, down here, we just call it a standoff.
Bayım, Sanırım blöf yapıyorsun!
Senor, I think you're bluffing!
Bak, bayım, bu benim işim.
Actually, senor, this is my business.
Sen bayım, ya çok cesursun ya da çok aptal.
You, senor, are either very brave or very stupid.
Bayım!
Senor!
Bu buralarda çok hassas bir konu, bayım.
That is a sore subject around here, senor.
- Küçük bir sorun, bayım.
- Minor problemo, senor.
Herkese iyi akşamlar, bu Senyör Obando.
Buenas noches, everyone. This is Senor Obando. - Hola.
Küba'da bitmez bayım.
Not in Cuba, senor.
Sonra Dan Senor'a söyledi...
Then he was saying to Dan Senor...
Dan Senor, basın danışamnı bremer, Arapça'konuşmaz
Dan Senor, the spokesman of press of Bremer, he does not speak Arabic.
Senor Vasques'in meyve toplayıcıları sendikalarıyla anlaşmadaki deneyimleri sayesinde, son dakikada anlaşma sağlandı ve sezon kurtuldu.
Thanks to Senor Vasquez's experience dealing with the fruit-pickers'unions, he was able to broker a last-minute deal, and the season was salvaged.
- İki "karidesli taco", Luis. - Hola, Sinyor Cohen.
- Hola, Senor Cohen!
Fakat bir zamanlar "Mr. Pibb" kolasına "Senyor Kahverengi Su" deniliyordu.
Although, little-known fact, Mr Pibb, originally called Senor Brown Water...
- luchar... con senor...
uh, usted, al Senor Belmont...
- Teşekkür ederim, efendim.
- Gracias, senor.
İyi akşamlar Bay ve Bayan Duran.
Buenas noches, señor y señora Durán.
Çok iğrenç birisin, bunu biliyor muydun?
- Señor, por favor. You are truly disgusting, do you know that?
- Hevesinize ne oldu, bayım?
Where is the fire, señor?
Pekâlâ, Bay hokus pokus, yaptığınız hatayı düzeltme vakti geldi!
Okay, Señor Hocusy-Pocusy, the time has come to rectify some wrongs!
Bay Z?
Señor Z?
Hayır, señor.
No, señor.
- Buenos dias, señor, señorita.
- Buenos dias, señor, señorita.
Buenos dias señor, señorita.
Buenos dias señor, señorita.
Buenos dias señor...
Buenos dias señor...
Korkarım ki sonuçlar sizin için hiç iç açıcı değil, Señor Griffin.
Her hand was right beneath my pillow.
Yerinizde durun artık Senyör Infante.
Just stop moving, Señor Infante.
Bana uyar, Bayım.
That's fine with me, señor.
Hola, Senor...
Hola, Senor...
uh, usted, al Senor Belmont...
Javier... vio jamas...