Signals Çeviri İngilizce
2,350 parallel translation
Burada çok karışık sinyaller alıyorum Brent.
I'm just getting a lot of mixed signals here, Brent.
Nefis bir kelebek şeklinde bir yıldızın göz alıcı ölümü.
An exquisite butterfly signals the spectacular death of a star.
Kilitlenmenin iletişimimizi kesmemesi ya da telsiz ve telefon sinyallerini bozmaması gerekiyordu.
Lockdown shouldn't cut off our communications or jam our radio and phone signals.
160. Cadde'deki ışıkları kırmızıya çeviriyorum.
I'm activating signals up to 160th.
Dönüş sinyalleri artıyor.
The return signals are amplifying.
Kafam aslında karışık şu anda.
I'm getting mixed signals.
Yol işaretlerini okumada iyi olduğum söylenemez.
I'm not very good at reading signals.
Yol işaretleri mi?
Signals?
Hayır, bunlar el işaretleri.
No, they're hand signals.
Tamam mı? Senin el işaretlerini öğrendim, o eğitimlere çalıştım ve her gece geç saatlere kadar çalıştım. Ve bu görselliğe kalbimi verdim.
Okay, I Iearned your hand signals, I studied those tutorials, and I worked late every night and I poured my heart into these visuals.
Operasyon sonuna dek sizin sorumluluğunuzda olacak ve haberleşmeyi koordine edecektir.
So he will accompany you on the extraction and operate signals.
Sanırım sende yanlış bir çağrışım bıraktım.
You know, I must have gotten my signals mixed.
Çok şanslıyım böyle inanılmaz, büyüleyici bir işe sahip olduğum için çünkü bana göre, hayatın potansiyeli ile büyülenmemek gerçekten imkansız.
Way back, it's gone! That's a home run for Jackie Robinson. Invisible radio signals that connected millions of people and synchronized us all.
Sıvı suya ihtiyacımız var ama, tüm olasılıkları yenerek kaynayan sıcaklıkta ve donma noktasının altında yaşayabilen organizmalar da olabilir.
The Internet time service sends out signals that let computers synchronize their clocks to within a millionth of a second, and the number of devices that need precise time is skyrocketing.
Bluetooth bağlantılarına sızmak telefon sinyallerine sızmaktan zordur.
Bluetooth connections are harder to hack into than phone signals.
Sana sinyal vermiyor da değildim.
It's not like I haven't been giving you signals.
Ve sonra Brian karmaşık sinyaller göndermeye başladı.
And then brian started sending me mixed signals.
Karmaşık sinyaller.
Mixed signals.
Bay Spencer, bunu sormak zorundayım. Bu psişik sinyalleri neden şimdi alıyorsunuz?
Mr. Spencer, I have to ask, why are you just now receiving these psychic signals?
En son Avrupa'da bir yerlerdeki Signals turnesini kaçırmıştım.
The last time I missed a show anywhere in Europe was on the Signals tour.
( Terry Brown ) Signals'da büyük bir değişiklik meydana geliyordu Geddy açısından keyboardlar daha da ön plana çıkıyordu.
( Terry Brown ) There was a big shift happening on Signals, the keyboards were becoming more and more important, from Geddy's standpoint that is.
Çünkü berbat sinyallerin var.
'cause you have terrible signals.
Sinyallerim çok iyidir.
I have brilliant signals.
- Kesinlikle gerçek niyetimi anladın...
- Oh, you've definitely picked up my signals.
Bütün sinyalleri karıştırmalıyız.
We must jam all communication signals.
El işaretleri.
Hand signals.
Bundan daha bariz pas verilemez.
The signals could not have been clearer.
Beyinle kaslar arasındaki sinyalleri bloke ederler.
They block signals from the brain to the muscles.
Koç, karıştırdım sanırım.
Coach, I got the signals mixed up.
# Sinyaller karıştığında #
♪ When signals cross ♪
Bence bu gürültü Pam'in vücut sinyallerini algılamasını engelleyecek.
- Yes! - I feel like this noise is gonna prevent pam From being able to listen to her body's signals.
- Tüm yanlış sinyalleri verir.
- No? - It sends out all the wrong signals.
Sanırım işaretleri algılamada pek iyi değilim.
I guess I'm super bad at picking up signals.
Harekete geçmem için her türlü işareti bana yapıyordu.
She was giving me all sorts of signals That she wanted me to make a move.
Doğal nesnelerin iç moleküler yapısını yankılamak için bio-sinyaller kullanırsın!
You use bio-signals to resonate the internal molecular structure of natural objects!
Sıcaklık sinyalleri.
Heat signals.
Telefon sinyallerinden mahrum kalmamız ilk defa başımıza gelmiyor.
It's not the first time we've had no mobile or phone signals.
Trafik işaretlerinin hatalı olduğu bir yere yaklaşıyorsunuz.
You're approaching an intersection where the traffic signals are malfunctioning.
Karşıdaki Canceron'lu ve onun arkadaşıyla işaretleşiyorum.
Now, I've been trading hand signals with the Canceron and his buddy across the way.
ısıdan ve radyo dalgalarından uzak dur.
Stay away from heat and radio signals.
Karışık hareketlerim için üzgünüm ama sevgilimle tanışman gerekiyor.
Sorry about the mixed signals, but... I need you to meet my boyfriend.
Tecrit içeriye veya dışarıya sinyal göndermeyi engelliyor.
The lockdown prevents any signals from getting in or out.
İnsanlar birbirleriyle iletişim kurmak için birçok farklı işaret kullanırlar.
There are different kinds of signals people use to communicate valuable information to each other.
Diğer kocaların yanıtlayabildiği bir sürü işaret verdim sana.
I gave you so many signals, other people's husbands were responding.
Siz ailelere çok kolay gelebilir, biliyorum ama sosyal etkileşimler bir çoğumuzun bildiği gibi, insanın doğası gereği bazen çok garip bir hal alabiliyor.
Now, I know this all looks easy, parents, but social interactions can be awkward for people who don't inherently pick up the signals or cues most of us take for granted.
Duyular, sinir hücrelerinden uyarı salınımına sebep oluyor. Bu uyarılar da önceden olduğu gibi hafızanın depolanmış olduğu beynin aynı bölgesine geri gidiyor.
The senses make the neurons express signals that go right back to the same part of the brain as before.
Takip implantının sinyalleri azalıyor, ama görünüşe göre S-11 güneye gidiyor.
Signals from the tracking implant are fading, but it looks like S-11's heading south.
Ama hala S-11'in kıyı sularında olduğunu gösteren hayalet sinyaller alıyoruz.
But we're still receiving ghost signals indicating S-11's presence in the coastal waters.
Sinyaller her şeyi yukarı aşağı oynatıyor.
Signals move things up and down.
Ne mutlu ki bu adam gibi bilim adamları etrafımızdaki görünmez dalgaları, kesin bir şekilde ölçerek farkına varabilmemizi sağlıyor. Alo. Anne.
And, happily, scientists like this man can precisely measure those signals so that we can visualise this invisible world all around us.
Lois'le aramızda bir karışıklık oldu.
Lois and I got our signals crossed.