Silk Çeviri İngilizce
2,587 parallel translation
İpek bu.
It is silk.
Kırmızı örümcek ağıymış.
It was spider mite silk.
Hodgins, gizemli ayaklarda da Çiftlik'ten kaybolanlarla aynı örümcek ağından bulunduğunu belirledi.
So Hodgins determined that the mystery feet had the same mite silk that was found on the other feet missing from the Farm.
Ayaklar ve ayakkabılarda bulduğumuz örümcek ağı Oligoychus ilicis'ten geliyormuş.
The mite silk we found on the feet and sneakers came from the Oligonychus ilicis.
O ağ cırt cırt bant gibidir.
Mmm. That silk is like Velcro.
Sanırım bu kalıntılarda bulduğu örümcek ağı olabilir.
I think it might be the mite silk he found in the remains.
Bunlar da ağın üstünden belirlediğim bütün böcekler.
These are all the bugs I identified from the mite silk.
Küveti doldurdum, bir bardak şarap koydum, John Legend'ı açtım ipek bornozumu üzerimden atıp vücudumun her santimetrekaresini köpüklere teslim ettim.
I drew a bath, poured a glass of wine, put on a little John Legend. Then I slipped out of my silk robe and let the bubbles soak every inch of my body.
* Manhattan kadınları ipek ve satenler içinde *
♪ Manhattan women are dressed in silk and satin ♪
- Evet, ipek bu.
No, that's silk.
İpek gömleği kurtarışımı anlattı mı sana?
Hey, did he tell you I saved the silk shirt?
Belki ipek çarşaf olmasını beklemiş olabilirim.
Maybe I expected there to be silk sheets.
Yün ile ipek kravatların polyester olanlara göre daha kaliteli olduğu görüşü hakimdir.
Wool or silk ties are considered higher quality... than the polyester variety.
Senin kırmızı ipek ceketini sevdim.
I loved your red silk jacket.
Köyümüzden bir kız almıştı bunu... ve saçları ipek gibi yumuşacıktı.
A girl from our village bought it, and her hair was smooth as silk.
Gerçek şu ki, karımla evlendiğimde, ona bir kırmızı ipek ceket sözü vermiştim.
The truth is, when my wife and I got married, I promised her a red silk jacket.
Dedem, Qinqin'in kırmızı ipek ceketini ödünç almak için... uzun, çok uzun bir yolculuk yaptı.
Grandpa made the long, long trip to borrow Qinqin's red silk jacket.
Yüzde yüz örümcek ağından yapıldı.
It's made entirely of spider silk.
Ne? İpek mi?
Is it silk?
# İpek giyiyor olabilirsin #
♪ you might like to wear silk ♪
Sibirya'da Yüzbaşı tüm isyanlar ipek kadar pürüzsüz olur.
In Siberia, Lieutenant, all rebels become as smooth as silk.
Eşcinsel bir ailenin eve gidip ipek kimonolarında ağlamalarına neden olacaksa, varsın olsun.
And if a couple of same-sex parents end up crying at home in their silk kimonos, so be it.
Biz evin içinde kavga etmiyoruz. O yastıklar el boyaması ipekten.
We do not fight in this house with pillows made of hand-dyed silk.
"Varlık içinde yokluk çekiyorsun."
'Pay for cotton, but lie in silk.
- İpekten bir sicim yeterli olacaktır.
- Cord of silk will suffice.
Müslüman hanımlar ipek elbiseler giyebilsin diye.
So that Muslim ladies could wear silk dresses...
İpeksi damarlara işlenmiş Masonsu oymalar yapmalıyız.
We can put masonic etchings in the silk veins.
Çok üşüyorum. Kıyafetlerin hazır. Çiftliğimizdeki ipeklerle tamir ettik.
Your clothes are ready, repaired with silk from our farms.
Peki ya yürürken ipek paltosuyla koridorları süpüren Sforza?
And Sforza, as he drags his long silk coat through the halls?
... mumlar ipek çarşaflar yağ.
candles... silk sheets and... - oil... - Hmm?
İnsanlar hazine avukatı olduğunu öğrenince karşılarında öyle birisini bekliyorlar.
Tell people you're a silk, it's what they expect.
O yüzden klasik takımlar ve çeşit çeşit ve dokunma hissi hoş olan ipek, sahte kürk ve kadife gibi kumaş elbiseleri kullanacağız.
So, we've used classic suit and dress patterns with loads of different fabrics that are cool to touch, like silk, faux fur and velvet.
O, bana doğru ipek eşarbını attı.
She threw her silk scarf towards me.
Arkasından aşağıya uzun koyu ipek uzanıyordu.
Long dark silk down her back.
ve doğuda Han orudusuna kadar dayanan
And from the east to the silk road The Han empire
Ah... bunlar çok güzel şeyler bunlardan esinlenmeliyim.
Ah... these are fine silk that, I use to wipe my writing supplies.
Benim canım yeleğim.
Good old spider silk.
İpekten yapılmıştı o, Ted.
Yeah, that was made out of silk, Ted.
İtalyan ipeğinden mi o?
Is that Italian silk?
Benim asıl görevim, gül çelenkleriyle süslenmiş geçitten geçmeni sağlamak ve Vince'i beyaz aygır üzerinde orkestra eşliğinde oraya getirmek.
So my original vision was to have you walk down a silk carpet through a garland of roses and have vince ride in on a white stallion to the sounds of a string quartet.
Harika bir dokusu olduğu için ipek kullanacağım... Kapalı dünya, açık yaralar.
I use silk with its beautiful texture... closed world, wounds open
En küçük ipek külot benim gardrobumda.
Wardrobe has me in the tiniest silk panties.
20 papele bir hatun bir ipek takım elbise ve koca bir biftek alabiliyorsun.
For 20 bucks, you can get a broad, A silk suit and a steak the size of a fat baby.
Dikkat edin ipek elbisenize bulaşmasın.
Careful not to get any on your silk.
İpek mi bu?
Is it silk?
Evet, fevkalede bir restorantta ipek gömleğime, şarap döktüm.
Yes, but for red wine on a silk shirt, I showed remarkable restraint.
Üzerinde ağırlığı kadar altın taşıyan ve yelkeni renkli ipekten yapılmış bir gemisi olan bir korsan gördüm.
And I've seen a pirate who wore his weight in gold and whose ship had sails of colored silk.
- İpekten bir sicim yeterli olacaktır.
Cord of silk will suffice.
İpekli olanlar hoşuna gidiyor, ipekli...
He really likes those silk ones, those silk- -
prenses çok güzel kokuyor... haha pudra ve gül suyu ama ne var ki bu bir gemi savaşı değil bu prensesin eşyalarını taşımak için yapılmış bir gemi.
Silk... Wooo... The princess, she smell nice... haha
Çikolata mı yoksa Fransız pastası mı?
Uh, chocolate or French Silk?