Sorayım Çeviri İngilizce
3,742 parallel translation
Benim bir adamım vardı, ona sorayım.
I'll see when the guy can do it then.
Tamam, sorayım.
Yeah, let me ask.
Sana birşey sorayım.
Let me ask you something.
Tamam, tatlım. Sana bir şey sorayım.
All right, mamacita, let me ask you something.
Peki, şunu sorayım.
All right, let me ask you this.
Kaptan pilota sorayım.
I'll ask the Captain.
Güzel, Bijlee'ye sorayım.
Fine, I'll ask Bijlee.
Peki dobra dobra sorayım.
All right, I'll put it frankly.
Size şunu sorayım :
Let me ask you this.
Daha ileri gitmeden önce sorayım. Seni bir fincan kahve ve bir bardak gösteri devam etmeli ruhuyla yüreklendirmemin imkanı yok, değil mi?
Before I go any further with this, there's no way a hot cup of coffee and a glass of "the show must go on" spirit will encourage you in any way, will it?
Hey, sana bir soru sorayım.
Hey, let me ask you a question.
Ciddiyim, sana bir soru sorayım, en kötü ne olabilir, ne?
Seriously, let me ask you, what's the worst that could happen, what?
Sana bir şey sorayım.
Let me ask you a question.
Ne yani Magdalena'ya sorayım mı?
So I should ask the Magdalena how to do?
Sana bir soru sorayım.
Let me ask you a question.
Sana şunu sorayım.
Let me ask you this, all right?
Bir sorayım diye düşündüm.
I just thought I'd ask.
- Sana bir soru sorayım.
- Let me ask you a question.
Tamam, sana şunu sorayım.
OK, let me ask you this.
Sana bir şey sorayım.
Let me ask you something.
Bekle, gitmeden önce sana bir şey sorayım.
Wait, let me ask you something before you go.
Genel bir kural olarak, gibi, var, sana sorayım, bir battaniye açıklamada, gibi
Let me ask you, is there, like, as a general rule, like, a blanket statement
Sana bir soru sorayım, Kisha.
Let me ask you a question, Kisha.
Sadece sorayım dedim.
Just wanted to ask.
Dur sana bir soru sorayım.
Let me ask you a question.
Ona sorayım mı?
Should I ask him myself?
Ben etrafa bir sorayım.
I'll ask around.
Bunun işe yaracağını sanmıyorum. Ama arkadaşıma sorayım.
I don't think that cuts it, but let me ask my associate.
Ama bir şefe sorayım.
But let me ask Chef.
Altı aylık hamilesin ben de bir sorayım dedim.
It's just that your 6 months pregnant so I didn't know...
Sana bir şey sorayım beyinli çocuk.
Huh? Let me ask you a question, brainiac.
Sorayım hemen.
I'll ask her.
Tamamdır, soru sorayım demek.
Right, questions.
Ama gitmeden sorayım. Bay Silvestri'nin donörüne ne oldu?
But before you go, what became of Mr. Sylvestri's donor?
Sorumu yeniden sorayım?
Let me rephrase the question.
Peki, Sam, şimdi de ben sana bir soru sorayım.
Now, Sam, let me ask you a question if I may.
Bir şey sorayım, Ann Fitzgerald'ı tanır mıydın?
Let me ask you, did you know Ann Fitzgerald?
Sana bir şey sorayım.
Well, let me ask you something.
Gidip konuşmaya vakti var mıymış sorayım.
I'll go and see if he's all right with a quick chat.
Sana bir şey sorayım Karen.
Well, let me ask you this, Karen.
Söyle sorayım. Eğer sana bu dairede beni bekleyen 10 milyon dolar var deseydim, o zaman vaktinde gelir miydin?
Let me ask you, I-if I would've told you that there was, like, ten million dollars here at this apartment waiting for you, then would you have come on time?
Dr. Robidaux'a geçmeden önce, tekrardan sorayım Francine Cash'e ameliyattan önce hangi risklerin anlatıldığına dair direkt bilginiz var mı?
But before we get to Dr. Robidaux, once again, do you have any direct personal knowledge of what risks that Francine cash was told about before the surgery?
Bay Sutter, tekrar sorayım -
Ms. Sutter, let me rephrase.
Adam geldi. Bildiğin bir soru sorayım sana.
Let me ask you one you will know.
Peki şunu sorayım, sence ne S.H.I.E.L.D.'dan daha büyük?
Ha! And what do you think is bigger than S.H.I.E.L.D.?
Sana bir soru sorayım.
Let me ask you something.
Sana bir şey sorayım.
Let me ask you - -
Amanda, sana sorayım. Bu günlerde kaküllerim hakkında ne düşünüyorsun?
Amanda, let me ask you, what do you think about my bangs these days?
Öyleyse sorayım :
Then I have to ask :
Sana bir şey sorayım.
Who...
Size bir şey sorayım.
Let me ask you something.