Speed Çeviri İngilizce
13,607 parallel translation
Ayrıca senden Vernon Masters ile konuşmanı ve yönetimin değiştiğini ona bildirmeni istiyorum.
I'm also gonna need you to speak to Vernon masters, bring him up to speed on this administrative overhaul.
- Frankie, hareketlen.Hızlanmamız lazım.
- Frankie, get moving. Speed it up.
Siktir, hızına dikkat et!
Shit, watch your speed!
- Hızlan.
- Speed up.
Bugün biraz kasisliydis, fakat hala herzamanki günüme çevirebilirim.
So today's had some speed bumps, but I can still turn it back into the best day ever.
Hızla giden bir arabadan öbürüne nasıl atlayacak ki?
How is he going to jump from one chariot to the other, going full speed?
Son vagona kadar bekleyeceğiz hızlanmadan önce atlayacağız.
We wait for the last car, just before it speed back up.
Şu şekilde ifade edeyim, hız limitini aştık.
I'll put it to you this way, we're over the speed limit.
Ambulansı arayın, dostum.
Speed dial fucking EMT, man.
Buradakiler senin gibi tehlikeli bir amazondan çekiniyorlar çünkü sen üçlü tehlikesin yani hem güç, hem hız, hem de çabuk ayaklar.
Guys around here avoid you like you're a dangerous fighter, because you're a triple threat... power, speed, and footwork.
Orada işleri hızlandırır mısın, Barbara?
Uh, will you speed things up there, Barbara?
Hız, teknik, yarışma formatı çok farklı.
The speed, the technique, the format, it's so different.
Efendim, daha hızlı olmanız lazım.
Master, you need more speed.
" Bilgisayar bunu yüksek hızlı veri depolama aygıtı...
"The computer uses it " as its high speed storage unit,
Ama kapsülün yörüngeye girecek hızı yoktu, bu yüzden geri indi.
But the capsule didn't have enough speed to go into orbit, so it came back down.
Ve kütle, ağırlık, hız, zaman uzaklık, sürtünme değerlerinde... en ufak bir değişiklik veya bir rüzgar esintisi... "devam / terk" durumunu değiştirir.
And any changes to mass, weight, speed, time... distance, friction, or a puff of wind... would alter the "Go / No-go."
Şu anda hesaplanan yörünge hızı ne?
We're orbiting the Earth at what speed now?
Hızı biliyoruz, fırlatma aralığı belli... ve farz edelim, iniş bölgesi Bahamalar.
So we have the vehicle's speed, the launch window... and for argument's sake, the landing zone is the Bahamas.
Cihazı daha yeni kurduk Bay Harrison.
We're just getting up to speed here, Mr. Harrison.
Köpeği pişirme poşetine koyup, onu motor bloğuna yerleştirin. Ve her zaman yaptığınız gibi arabanızı 32 km hız limitinin üzerinde sürün.
Just put the dog in the bag, place it over the engine block, and drive your usual 20 miles per hour over the speed limit.
Ne nüfuzun varsa kullan, ne kadar paran varsa ortaya dök. Kaptanla konuş ve son hızla gitmemizi söyle.
What influence you have, whatever money you can use, talk to the captain, tell him to put on all speed.
Bu, iyileşmeni hızlandıracak.
This will speed the healing.
Gücün, hızın, iyileşme yeteneğin.
Strength, speed, and the capacity to heal.
Flash'ın hızını çalmanda sana yardım edeceğim.
I will help you steal The Flash's speed.
Ben başka bir şeyden bahsediyorum Zoom'u hızını çalabileceğimiz bir yol.
I'm talking about something else... a way we can steal Zoom's speed.
Flash'ın Tersi'ni ararken,... hırsızların bariz bir şekilde yüksek hızda hareket ettiği birkaç davaya rastladım. İnsanlar sevdikleri eşyaları bir saniye öncesinde ellerinde tutarken,... ikinci saniyede onları kaybediyorlardı.
I stumbled upon a few of these cases when we were looking for the Reverse Flash, robberies that were seemingly committed at high speed... people holding their beloved items one second.
Hızın.
Your speed.
Hızın, herkesten daha hızlı konum değiştirmeni sağlıyor.
Your speed allows you to change positions faster than anyone else.
Neden hızını yeniden kazanmanın yollarını aramıyoruz?
Why don't we figure out how to get your speed back?
Buraya ilk geldiğimde,... yaptığım tek şey hızımı geri almak için çalışmaktı.
When I first got here, all I did was work on how to get my speed back.
Ama hızının hala iyi çalışıp çalışmadığını görmeliyiz.
But we need to see if your speed still works.
Beni kurtarmanın tek yolu, hızımı geri almam.
The only way to save me is to get my speed back.
Ama inanılmaz hızlı koşabilen, uçabilen, küçülebilen insanlar gördüm ben.
I have seen people speed and shrink and fly.
Işık hızında dahi yıldızlardan gelen kötü niyetli düşüncelerin Dünya'ya ulaşması binlerce, hatta milyonlarca yıl sürebilir.
Even at the speed of light, mean-spirited thoughts from the stars can take thousands or even millions of years to reach the Earth.
Işık hızına geç!
Warp speed!
Bilinmeyene doğru tam gaz ilerler.
They go full speed ahead into the unknown.
Hızın bir süper boğa gibiydi.
It was like a Superbowl of speed.
Le mans'ta yarışacaksanız, en yüksek hızda çok yüksek bir otomobile ihtiyacınız var.
If you're going to compete at le mans, you need a car with very high top speed.
Eğer dayanıklılık veya hız yardımcı olursa, Ya da performans, bunu elde etmekte hiçbir sorunumuz yoktu.
If helped durability or speed, or performance, we had no problem getting it.
Sahne, hız savaşı için hazırlandı.
The stage is set for a war of speed.
En üst hızı inanılmaz.
Its top speed is incredible.
Kısa yol yarışı için ne kadar iyi olursa olsun Avrupa için uygun bir araba olmayacaktı Çünkü sadece en üst hız yoktu.
No matter how good it was for short track racing it was not going to be a suitable car for Europe because it simply didn't have the top speed.
Crane kurtulmama yardım etti.
Crane got me up to speed.
Şüpheli yüksek bir hızla bilinmeyen bir noktaya gidiyordu. Yeraltı infazını gerçekleştirmeye gidiyordu.
The suspect was travelling at high speed to an unknown destination with the intention of committing a gangland execution.
Prince's Road üzerinde hızla ilerleyen şüpheli park edilmiş araçlar ile birlikte açık bir yola ilerliyordu.
Travelling at high speed along Prince's Road, the suspect approached a line of parked cars with open road ahead.
Senin kaplumbağa hızınla alakalı.
This is about your turtle speed.
Bu telefonu kullandığın sürece, numaram hızlı aramalarında olacak.
As long as you use that phone, my number's in your speed dial.
Bütün organizasyonu ışık hızıyla yaptık.
And we put the whole thing together at the speed of light.
Tek yapmamız gereken adamı kullanıp Zoom'ın hızını çalmanın bir yolunu bulmak sonrasında kızını kurtarabileceğiz.
All we got to do is use him to figure out how to steal Zoom's speed and then we'll get your daughter back.
Eobard'ın, Hız Gücü içinde olmuş olması muhtemel. Onu, bir sığınaktaymış gibi koruyup sağ kalmasını ve zaman çizgisinin zarar görmemiş olmasını sağlamış olabilir.
It's possible Eobard was in the Speed Force, protecting him like a bomb shelter, keeping him alive and his time line intact.
Hızlan.
- Speed it up.