Spotted Çeviri İngilizce
3,246 parallel translation
Stannis Baratheon'un filosu kuzeye doğru gelirken görülmüş. Tarth'ı geçen 200 gemi.
Stannis Baratheon's fleet has been spotted sailing north past Tarth- - 200 ships.
Sportsmaster'ın Louis Armstrong New Orleans Uluslararası Havalından giriş yaptığını algıladı.
Sportsmaster was spotted coming through Louis Armstrong New Orleans International Airport.
Söylesene Floyd, şu benekli yavru ne zamandır sende?
Tell me, Floyd, how long you had that spotted shoat there?
Kayıtlara geçsin, eğer o gördüğüm kadın senin gerçek aşkın değilse kocaman bir yalancısın.
But for the record, unless that was your one true love I spotted on the way out of here, you are a big, fat hypocrite.
Wilcox ve Fountain'ın orada görülmüş.
One was spotted near Wilcox and Fountain.
Onu ilk Acadamie des Beaux-Arts'da gördüm.
I first spotted her at the Acadamie des Beaux-Arts.
- Wade Messer'ın yeri saptandı.
Nothing. Wade Messer's been spotted.
- Mavi kamyonu belirledin.
You spotted that blue van.
Sen ciğeri yüzünden yüzünde lekeler olan ve kucağına sıcak çay dökmekten kasıkları hiçbir işe yaramaz hale gelen ihtiyarı teki değilsin.
You are not some liver-spotted old man constantly spilling hot tea in his lap until his whole crotch was useless.
Benekli baykuş reyiz akımı...
The spotted owl trend...
Quinn, Pasifik Konser Salonu'na girerken görüldü.
Chuck. Quinn was spotted entering the Pacific Concert Hall.
Görünüşe göre yakalandın.
Looks like you got spotted.
Kıyının ilerisinde daha büyük bir şeyin ayak izleri vardı.
Spotted the footprints of something bigger down the shore.
Ayrıca polislerle sağlıksız yemekler yemekte istemezdin değil mi?
Besides, you wouldn't want to be spotted lunching with cops, now, would you?
Kensi ve Deeks, Mia Bolton'ın evinde bir adam görmüşler.
Kensi and Deeks spotted some guy at Mia Bolton's house.
Ekipler Russell'ın aracını 215 no'lu yolun kenarında terk edilmiş olarak bulmuş.
Patrol spotted Russell's SUV abandoned near the 215.
Yağmurluk giyen adamı ben gördüm.
I'm the one who spotted that guy in that raincoat.
lnwood Hill Doğa Tutkunları Grubu onu fark etmiş.
He was spotted by a group of Inwood Hill nature enthusiasts.
Bakın onların yaklaşık 100 metre ilerisinde ne fark ettim. - Bisikletli bir adam.
Look what I spotted about a hundred yards ahead of both of them.
Benekli levrekler, solucan severler...
And... spotted bass like to eat worms... Oh, my gosh.
Pekala, Kyle. Dinle. Keçilerin kanını emen Meksika kökenli, dört bacaklı ve dehşet verici bir yaratık hakkında bir efsane var ve bu yaratık South Park'ta görülmüş olabilir.
Alright Kyle, listen - legends tell of a horrific four legged creature from Mexico that sucks the blood of goats and it might have just spotted in South Park.
Kocaayak'ın da bahsi geçmiyor ama birçok insan Kocaayak gördüğünü söylüyor, Kyle.
Well, neither is bigfoot Kyle, but there are a lot of people who say they have spotted a Sasquatch.
- Hans? Sanırım, sığınak gibi bir şey buldum.
I think I've just spotted some kind of bunker.
Romalıların gelişi kolayca fark edilir.
A Roman advance easily spotted.
- Evet. Motosikletli bir polis sabah saat 7 civarında hendeğe yuvarlanan bir araba olduğunu bildirdi ve sürücüsü hava yastığı üzerinde sızmış durumdaymış.
- Yeah, a motorcycle cop spotted a car in a ditch this morning about 7 : 00 A.M., and the driver was passed out in the airbag.
Sanık Gültekin Akıncı Bey, dün gece ayın 20'si olması itibariyle çıplak gözle de anlaşılacağı üzere bu tarihin dolunaya tekabül etmesine rağmen görevini aksatmış olup, davasına ihanet etmiştir.
Even though a full moon visible to the naked eye was spotted last night, on the 20th of the month, suspect Gültekin Akýncýbey failed to execute his duty thus betraying his cause and fellow Grey Wolves.
Olan şu ki onunla istasyonda karşılaştım ve Fransız kız arkadaşım, İngiliz bir metresim olduğunu düşünüyor.
As it happens, I was spotted at the station. And now my French lady friend thinks I've got an English mistress.
Yerlerini saptadım.
I spotted them.
Onları buldum.
I've spotted them.
Elvis, geçen perşembe süpermarketin tekinde hindi tıkınırken görülmüş ; ama bu ölmediği anlamına gelmez.
Elvis was spotted buying turkey jerky in a 7-Eleven in Yakima last Thursday but that doesn't mean he's still alive.
Silah sesi duydum ve sonra da kıyafetini gördüm.
Heard the shot, and then I spotted your outfit.
3 M.S. S. ajanı bir saat önce El Prat'ta görülmüşler.
Three MSS operatives were just spotted at El Prat an hour ago.
Raul Hernandez'in Finley Park'ta olduğu tespit edilmiştir.
Raul Hernandez has been spotted in Finlay Park.
Dedikodu çıkabilir diye ayrı koltuklarda oturduk.
We sat apart so as not to be spotted.
Arabası görülürse diye yaşlı kadının plakasını kullanmış.
He used the old lady's plates just in case his car was spotted. - Premeditated.
Toplantı sırasında ortaya çıkmış olan şey, potansiyel bir Higgs sinyalinin iki deneyde de saptanmış olmasıydı.
What had emerged during the meeting was that a potential signal of the Higgs had been spotted in both experiments.
Sırtına bir şey takman gerekiyor eğer Tessler'ın muhafızları seni disksiz görürse sen daha farkına varmadan yakalarlar.
If you're spotted without a disk Tessler's guards will pick you up as a stray in no time
Bu sarı benekli kertenkelesi... ya da yerlisiyseniz Avustralya monitör kertenkelesi.
This is a yellow spotted monitor lizard, or goanna, if you're from this neck of the woods.
Yakult'u gören O'ydu
She's the one who spotted yakult.
- Benekli orkide.
It's a spotted phalaenopsis.
Santiago Valmont, geçen salı burada görülmüş.
Santiago Valmont, he was spotted here last Tuesday.
Bir güvenlik görevlisi onu hurdalıkta görmüş ve akıllılık edip kahramanlık yapmaya çalışmamış.
A security guard spotted him at the scrapyard, and he had the good sense not to try and be a hero.
Bir hava kuvvetleri sürücüsü cesedi tarama yaparken bulmuş.
An air force driver spotted her body on a sweep.
- Farz edelim birinin salata yediğini gördünüz?
What if you were spotted eating a salad.
Yerlerini belirledik efendim.
We've spotted them, sir.
Hareketlilik Patagonya Tilkisinin dikkatini çekmiş.
The Patagonian fox has spotted the commotion.
Kahretsin, Han. Senin için 100 dolar verdikten sonra satıyorsun beni.
You're going to sell me out after I spotted you $ 100 in ones.
Fark edilmeden gidelim. Bitti mi yani?
We should go before we're spotted.
"Gray Chandler Murray Tamara Mellon ile görüldü."
"Gray Chandler Murray spotted with Tamara Mellon."
Özellikle de benekli levrek.
Particularly spotted bass.
- Kuzeydeler!
Captain, we've spotted them! North side!