Spotty Çeviri İngilizce
233 parallel translation
Yaşlı Spotty'den bir mektup aldım.
Got a letter from old Spotty.
Zavallı Spotty.
Poor old Spotty.
Spotty'e nasıl oturacağını öğretmeyi deniyordum 3 aydır bunu hergece deniyorsun algılaması biraz yavas gibi görünüyor
I've been trying to teach Spotty how to sit up. You've been trying that every night for three months. He does seem a little slow to catch on.
Çilli uyumaya gitti.
Go to sleep, Spotty.
Çilli buraya gel
JOHANNA : Spotty, come here. Spotty.
Benekli.
Spotty.
Benekli... Büyüyeceksin, güzelim!
Spotty... you'll grow, my lovely!
Konuşmana dikkat et benekli.
Watch it, spotty.
Bir istek aldık, Pip, Pauline, Nigel, Tarquin ve Tarquin'in annesi ihtiyar Spotty'den.
We've got a number requested by Pip, Pauline, Nigel, Tarquin - and old Spotty- - Tarquin's mother.
Geçen hafta Pis Yalancı İkiyüzlü okuldan hıçkırıklar içinde geldi. En küçüğümüz, İğrenç Sivilceli Arsız Mikrop "O aptal" gibi şakaları hiç kaldıramayacak yaşta.
Why, only last week Dirty Lying Little Two-Faced came running home from school, sobbing his eyes out, and our youngest, Ghastly Spotty Horrible Vicious Little is just at the age when taunts like'she's a git'really hurt.
Korkunç Sivilceli Şaşı'nın doğum günü. Arkadaşlarıyla dışkı partisi veriyor.
It's Ghastly Spotty Cross-Eyed's birthday and she's having a disembowelling party for a few friends.
Kıta Avrupalılar Bn.
Those spotty continental boys
Seni benekli dangalak.
You spotty Sassenach pillock.
- Spotty, oğlum.
- Spotty, old boy.
Ve suratı sivilcelendi
And his face became spotty
Evet, suratı sivilcelendi
Yes, his face became spotty
Tanrım, hayır, daha çok, bir tür gayri meşru çocuk gibi kimsenin beğenmediği, bir tür defolu eşya gibi ama, her şeye rağmen, kendi çocuğum gibi.
Lord, no, more a sort of illegitimate backstairs sprog, you know... a sort of spotty squit that nobody really likes, but, nonetheless, still fruit of my overactive loins.
Zorlanmış spektrum iletişimi en fazla lekeli görüntü verebilir efendim.
Forced spectrum communication is spotty at best, sir.
Gözlerinin içine bakıp, ona nasıl bir..... cimri, yalancı, bir işe yaramaz, kokuşmuş, düzenbaz..... aşağılık, sinsi, bok yiyen, piç kurusu, şişko..... cahil, kan emici, köpek öpücü, beyinsiz, ödlek, umutsuz, kalpsiz... .. kıçı büyük, patlak gözlü, çarpık bacaklı, yamuk dudaklı..... solucan beyinli bir bok torbası olduğunu söylemek istiyorum!
I wanna look him straight in the eye and tell him what a cheap, lying, no good, rotten, four-flushing low-life, snake-licking, dirt-eating, inbred, overstuffed ignorant, bloodsucking, dog-kissing, brainless, dickless, hopeless heartless, fat-assed, bug-eyed, stiff-legged, spotty-lipped worm-headed sack of monkey shit he is!
Bayaa aar bi küfür!
I'd bite your bollix off, yeh spotty fuck!
Dili çok çirkin... mavi ve lekeli.
His tongue's very ugly and blue and spotty.
Kızlar her zaman şöyle diyor, "Beyaz, Mikey'ye bakınca Mikey'de ona bakıyor."
Girls always be sayin', "Mikey got them spotty white spots on him."
Neden bu benekli piç kurusuna inanıyorsun ki?
Why you gonna believe this spotty little motherfucker?
Bu benekli piç kurusu, kendi başına yaptı!
This spotty little motherfucker, he did it hisself!
Hey, o zaman ne olduğu tam belli değil.
Hey, records from that era are spotty at best.
Lekeli yanmış?
Spotty tan?
Lekeli yanmış.
Spotty tan.
Noktalı köpecik.
Spotty little dog.
Alacalı kürküm göze batıyordu.
My spotty puppy coat is in plain sight and leaving tracks.
- Hadi, Sivilceli!
- Come on, Spotty!
Yazın en başarılı filmi "İsteksiz Sosyete Kızı" idi, sosyeteye adım atmak üzere olan sivilceli kızı canlandırdım, çok da heyecanlıydım zira bütün sene boyunca, ilk defa elime "genç" bir rol geçmişti.
And the big hit of the summer was "The Reluctant Debutante", and I played the spotty debutante, and I was very thrilled because it was the only "young" part I had the whole season.
Düşük standartlı bir travma panelleri vardı ve cerrahi kapsamları ara sıra iyiydi.
They had a substandard trauma panel and their surgical coverage was spotty at best.
Bir anda genç doktorların ders malzemesi oluverdim.
And all of a sudden I'd become an object of studies for spotty, young medics.
Angel, Darla'yla olan geçmişin en iyi ihtimalle lekeli.
Angel, your record pertaining to Darla has been spotty at best.
Pek not tutmazdı, her şey kafasındaydı.
He was a spotty note-taker, but up here, a steel trap.
Bay McDonald bu firmadaki pek de iyi olmayan davranışlarınız, çok iyi bir şekilde gözlemlendi.
Mr. McDonald your conduct at this firm has proved spotty, at best.
8 ve 12 yaşları arasında küçükler goril dünyasında benekli genç olurlar görünüşleri ile en fazla korku veren zamanlarıdır.
Between 8 and 12 years old... the young males become the spotty teenagers of the gorilla world... the ones most worried about rank and appearances.
Sohbetler şimdi biraz buğulu, ama hatırlıyorum.
The conversation's a little spotty now, but I do remember.
Şiko ile benekli olan önlerinden geçerken altlarına işiyorlar artık.
Fatty and Spotty wee themselves when I walk by!
Buzdağı gibidir. Beneklisinden.
she's like an iceberg, all spotty.
Benekli canavar.
The spotty monster.
- Benekli canavar.
- The spotty monster.
Ve bunu yaparken de benim sivilceli koca kıçımı siler misiniz?
While you're at it, could you wipe my wide, spotty a...
Andrews Havaalanı'nda cesedi FBI'a ver yoksa Gizli Servis'te yapacağın tek iş başkanın köpeğini gezdirmek olur.
Turn the body over to the FBI at Andrews or the only presidential detail you'll get will be walking spotty.
Bir tane daha sorunlu polis.
- That's another one with a spotty jacket.
Bunu bulan adam arkadaşlarına haber verir onlar da herkes bilsin diye internete koyarlar.
Spotty man talks to his spotty friends who put things up on the web for everyone to see.
Bay bay Spotty!
Bye, Spotty-wots!
Vampirlerdeki ölümcüllük hâlâ belirsiz.
The lethality in vampires is still spotty.
- Tutarsız hafızan,
Your spotty memory.
Oh, iyi fikir, benekcik.
Oh, good idea, spotty.
Yaptığın şey nedeniyle zaten burada kahramansın ve şimdi de beleş seks yapıyorsun.
Time to go. Hey, you have one of those spotty dogs? One of those dalmatians?