Subway Çeviri İngilizce
3,097 parallel translation
"Metro Kahramanı Medeni Hukuk Avukatı."
"Civil rights lawyer, the hero of subway" Giving up is more embarrassing
Seoul Spor Kulübü'nün onur konuğu olarak metro kahramanı cesur vatandaş Hwang Jung-min bizler için atış yapacak.
Today's first kick will be done by someone who loves FC Seoul Our hero of subway, courageous citizen Hwang Jung-min will do the honor
En sonunda vazgeçip alt geçide ilerledim.
I finally gave up and started for the subway.
Metro manyağı oldun resmen.
You're being subway creepy.
Ve Greendale bu rüyalarıma kulak verdi... onları çaldı... ve Subway'e sattı.
And Greendale listened to those dreams... And stole them... And sold them to Subway.
Subway, Greendale'den çekilmekle tehdit ediyor ve okul yönetimi öfekli.
Well, Subway has threatened to pull out of Greendale and the school board is furious.
Metroda cesetler varmış.
Bodies from the subway.
Gizli görüşmeler yapıyorsun, ben olmadan depoları araştırıyorsun ve kardeşim metro davasında çalışıyor raylarda bunu bulmuş.
You've been having secret conversations, you executed that search without me, and my brother's investigating the subway case... he found this on the platform.
Acıyla kıvranırken çığlık attı ve her aldığı derin nefeste.. .. cehenneme gitmeyeceğini düşündü. İşte ben Bronxdaki..
She screamed as the pain ripped through her, and in between each labored breath, she thought, there is no way in hell I am having this baby on a subway train in the Bronx.
Metroda şaşırdım
I'm stuck on the subway
Metroda mı?
On the subway?
Sadece tek bir şey uyuyor metro.
The only one that fits... the subway.
Birinci ekip 15 dakika kadar önce metroda izini kaybetmiş. Ama bir şeylerin peşindeymiş gibi göründüğünü söylediler.
Team one lost him in the subway about 15 minutes ago, but they said it looked like he was trying to go dark.
Metroda tesadüfen duyduğu bir dedikodu için simsarını arayacak basit bir tacir değil o.
He's not a day trader who's gonna call his broker Because he overhears gossip on the subway.
Metrodaki anonsu duymamı sağlaman iyi oldu. - Nedir bu?
That was nice, though- - letting me hear the subway announcement.
Bir düşünsene, bir saat içinde, metro yoğunluğuna bağlı olarak bir sahanın ortasında olacağız. Aynen.
Just think, in an hour, depending on subway traffic, we're gonna be in the middle of a field.
Bay Barlow'u takip edip metroda- -
We can follow Mr. Barlow to the subway stop...
Metro yolculuğum da her zamanki harikalığındaydı.
My subway ride was the standard amazingness.
Peki, bugün metroda, yarın?
So, today a subway car, tomorrow, what?
Metroda curcuna yaratan manyağı yakaladınız.
You caught that lunatic that's been terrorizing the subway.
- Subway. Mükemmel.
Subway - - excelente.
- Yeni metroya mı bineceksiniz?
Gonna ride the new subway?
Ya da metro da 30 dolar.
Or $ 30 on the subway.
Metroya bunlardan asacağım.
I'm gonna put these in the subway.
Telefon numaramızın metroda olma fikri pek hoşuma gitmedi.
I just--I don't really love the idea of our phone number being up in the subway.
Metroyla gidebilirim.
I can grab the subway.
Bunlardan yalnızca bir tanesini yanlış bir yere yerleştirmek... Metro bağlantı kutusu ya da bir sürü akım kablosunun geçtiği herhangi bir yer...
If you set just one these off in the wrong place, a subway junction box or anywhere where a bunch of power lines cross,
İki kez de merdivenlerde ve apartmandaki tüm düz yüzeylerde köpekler gibi yaptık.
On the floor of a sandwich shop in the subway. Plus twice we did it like dogs on the hallway stairs and on every smooth surface in my apartment.
Akşam trenle döneceğim.
I'll take the subway home tonight.
Çatılar açık. Metro çıkışını görebilecek şekilde durur. Yani arkadamda.
Open roof, clear line of sight to the subway exit.
Metroda.
Subway.
Udall, hâlâ metroda.
Udall is still in the subway car.
Benden metro tünelinde topuklularla yürümemi mi bekliyorlar?
They expect me to walk through a subway tunnel in heels?
Burası metro.
It's a subway.
Metroda sıkışıp kaldık.
We were trapped on the subway.
Metrodakileri arıyorsun.
You're calling people who are on the subway.
Metro çarpmış.
Hit by a subway train.
Metronun kameraları bozulmuş, o yüzden emin olmanın yolu yok.
Well, the subway cameras were broken, so there's really no way to know for sure.
Wendy söylememiş ama bu konuştuğum garsona göre kazadan önce Wendell kız kardeşini arayıp her şeyin sona erdiğini, tüm sorunlarının çözüldüğünü söylemiş.
Wendy didn't say, but according to this waitress, just before the subway accident, Wendell called his sister and said it was over and all of their problems were solved.
Metro istasyonundaki saldırılara dair bir makale okumuş ve hiçbir kameranın çalışmadığı bildiğinden Wendell'ı orada öldürmeye karar vermiş.
He read an article about a recent mugging in the subway station, and decided to kill Wendell there because he knew that the cameras wouldn't be working.
- Metroyla giderim.
- I take the subway.
Şimdi eğer izin verirsen, sarhoş olup metroda seks yapacağım.
Now if you'll excuse me, I'm gonna go get drunk and have sex on the subway.
Şu ilerde ki metro istasyonunda indir lütfen.
Drop me off at the subway station up there.
Metroda bir kadını rahatsız etmek.
Rubbed up against a woman on a subway.
İçgüdülerim sayesinde sekreterimizi metroda buldum.
I found our secretary on a subway platform because of it.
Herkes yanındaki arkadaşını bulsun, ve metroya giden yolumuzu bulalım.
Everybody locate your buddy, and let's make our way to the subway.
Neden sadece metroyu kullanmadın?
Why didn't you just take the subway?
Bir blok ötede tren varken neden bu yoldan gitsin? Kaçabilecekken neden saklansın?
Why do that when there's a subway station a block away?
Ki burası da tren tabelasının göründüğü yer.
Where you can see a sign for the subway.
Ve çevre kameralardan aldığımız fotoğraflar var, trene binerken olaydan sonra.
We also have surveillance photos of you at that subway stop from before and after the murder.
Bir metro...
A subway...