Summertime Çeviri İngilizce
240 parallel translation
Yaz zamanı... Tatil zamanı...
Summertime... vacation time
Buraya yazları geldiğini söylemiştin.
I thought you said you only came here in the summertime.
Uğultulu Tepeler o günlerde güzel bir yerdi yaz günleriyle ve gençlikle ve de mutlu seslerle doluydu.
Wuthering Heights was a lovely place in those days... full of summertime and youth and happy voices.
Yaz mevsimi ve alkolün güzel bir karışımı.
A beautiful combination of summertime and alcohol.
Yazın kartopu oynamaya ne dersin?
How would you like to be able to make snowballs in the summertime?
Yazları plaja gider. Tüm tıraş bıçaklarımı bacaklarını tıraş etmede kullanıyor.
Beach in the summertime, uses up all my razor blades shaving her legs.
Yazın New York çok sıcak oluyor.
It's hot in New York in the summertime.
# Ve yaz zamanı, giyilir organze #
And in summertime, it's organdy
Santa Carla, Notre Dame ve Holy Cross yazın antreman yapamaz.
Santa Carla, Notre Dame and Holy Cross can't practice in the summertime.
Düşünceme göre, ne kadar tutarsa tutsun çocuklarının bonolarını satman gerekse de derim ki, yaz zamanı, New York'ta klimalı olmak zorundasın.
I feel no matter how much it costs if you've got to sell the kids'bonds I say in the summertime in New York you've got to have air conditioning.
" Yaz zamanı ve yaşam kolay.
" Summertime, and the living is easy.
Opera, ebedi arkadaşlık, yaz, mazurka dansı, baharda taşra ve askerlerin eve dönüşü.
The opera, eternal friendship, summertime, dancing the mazurka, the country in spring and welcoming soldiers home.
Ruhumuza huzur veren şeye.
It makes you cool in the summertime...
Yaz vakti, yaşamanın kolay olduğu zaman.
Summertime, when the livin'is easy.
Çocukları yazın okulda tutmak hiç normal değil.
Well, it's unnatural to keep kids in school in the summertime.
Bugün Perşembe, saat 6 : 26. Havanın 22 derece olduğu bu güzel yaz gününde Bobby Don Brewer Show'u dinliyorsunuz.
It's 26 after 6 on a Thursday, it's 71 degrees in the good old summertime on the Bobby Don Brewer Show.
Ve burası da teras! Yazın oturup biranı... Amadeo!
On the balcony in summertime with a beer!
Bütün Amerika'yı Las Vegas'la değerlendirmemelisin çünkü Las Vegas çölde ve şu anda yaz.
You mustn't judge all America by Las Vegas because Las Vegas is in the desert and it's the summertime now.
Burayı yazın görmelisin.
You should see this place in the summertime.
Unut dertlerini, sıyrıl her tasadan ve şu sıcacık yaz havasını çek içine.
Forget your worries, abandon each care and breathe in the warmth of the summertime air.
"There ain't no cure for the summertime blues."
"There ain't no cure for the summertime blues."
* Yaz zamanı *
In the summertime
Bugün yaz zamanı değil mi?
Isn't it summertime?
Bu çalan "Yaz mevsimi, Yaz mevsimi." 1958 yılının en özgün şarkısı.
This is "Summertime, Summertime." The most inventive song of 1958.
Eksi 15 derecede "Yaz mevsimi, Yaz mevsimi" diye dolaşan başka kimseyi duydun mu hiç?
Who ever heard of anybody playing "Summertime, Summertime" when it's 15 fucking degrees below zero.
Yazın, günbatımında plaj inanılmazdır.
In the summertime, at sunset, the whole beach looks incredible.
Savaştan önce... yazın kapalı olurduk... ama deniz üssü geldiğinden beri... artık sene boyu yoğunuz.
Before the war, we used to close down in the summertime, but since the naval base came, we're busy all year round now.
Yazları giymeye hiç ayakkabımız olmadı.
# In the summertime we didn't have shoes to wear
Zıpla zıpla Herkes şarkı söylüyor
♪ Somersault, summertime Everybody sing along
Yazın bile arabada ısıtıcıyı açan adam sen miydin?
And you're the guy who warms up the car in the summertime.
Yazın, Sovyetler Birliği'nin bu kısmında, güneş asla görülmez diyebilirsiniz.
In summertime, the sun never sets on these parts.
muhtemelen yaza doğru.
by summertime.
Yaz mevsimleri.
- Summertime... - I'm starving!
Yaz gelince sadece çöp kokusu duyulur.
Summertime, all you can smell is the garbage.
.. ve geri kalan zaman da yaz tatili.
is summertime.
Yaz Zamanı'ndaki Katherine Hepburn gibi.
Like Katharine Hepburn in Summertime.
Yazları mükemmel çalışıyor ama.
- Summertime it works perfect, though.
Yaz nihayet geldi ama benim gibi havalandırması olanlar için dert değil.
Yup, it's summertime and the winos are sizzling. Fish are hopping and the DJ's high.
Buck Henderson, Union Buster... ve Troy ve Yaz mevsimi gülümseyen Fabrika'dan. ama Spiffy hakkında bir kaç şey söylemek için burdayım 21. yüzyılın leke çıkarıcısı.
Buck Henderson, Union Buster... and Troy and Company's Summertime Smile Factory... but I'm here to tell you about Spiffy... the 21 st century stain remover.
Çünkü baylar ve bayanlar, belli ki yaz mevsimi Fransız şehirlerinde bile aynı anlama geliyor.
Because, ladies and gentlemen, apparently summertime MEANS THE SAME THING, EVEN IN THE FRENCH PROVINCES!
- Nesin sen, idiot? Yaz mevsimindeyiz geri zekalı!
" What are you, a fucking idiot, it's summertime you fucking moron...
Yaz aylarını sevmiyorum çünkü herkes plaja gidiyor! Bu plaja gitme olayını anlamıyorum.
I don't like the summertime cause everyone goes to the beach, I don't understand the beach.
- Hadi plaja gidelim., - Yazı seviyorum. Sonunda havalar ısındı.
"Let's go to the beach", "Oh, I love the summertime, it's so worm finally, let's go to the beach, oooooh"...
Yaz saati uygulaması gerçekleşiyor.
For the entire summertime... occurring in one day.
# In the sweet summertime
# In the sweet summertime
Çok yakında yazın kraliçesi olacağım.
Soon I'll be queen of summertime.
Yaz vakti.
It's summertime.
Yaz mevsimi.
Summertime.
"yazın" diye cevapladı.
And he said, "In the summertime."
Ne zaman istersen.
You know, weekends or the summertime.
Yaz zamanı Belgrad çok güzel olur.
Summertime in Belgrade is beautiful.