Superintendent Çeviri İngilizce
1,391 parallel translation
Ne yapmak için işe alındığını belirten madde.
- A contract for Capeside's superintendent of schools. The one which states what he's hired to do.
Müfettiş Chalmers yerinde olsa ne yapardı?
What would Superintendent Chalmers do?
- Müfettiş Chalmers!
Superintendent Chalmers!
Müfettişim bizi bir kulübe davet etti.
My superintendent invited us to a club.
Müfettiş Notarlin nerede? Polis Komiserinden bir mektubum var.
I have a letter of introduction to Superintendent Notarlin.
Müfettiş Notarlin'i görmeliyim.
I'm here to see Superintendent Notarlin.
Müfettiş Chalmers, okulun duvarını boyamayı önerdiğinde az kalsın okul meleği "muriel" dediğini düşünüyordum.
You know, when Superintendent Chalmers suggested a school mural... I almost thought he said a school Muriel.
Pekâlâ, bu beni bir kokteyle katılmış güçlü bir idareci olarak mı gösteriyor yoksa bir şeyi örtbas etmeye çalışan O.A.B * annesi gibi mi gösteriyor?
Ok, is this a powerful madam executive having cocktails at the Mercer Hotel or is it a P.T.A. mom trying to cover up an affair with the superintendent?
Fena değil, Bayan Fleischman. Tabii eğer bundan sonra okul aile birliğinde çalışacaksan.
It's fine, Mrs. Fleischman if you're gonna continue that affair with the superintendent of the school district
- Fransızca, kapıcı anlamına geliyor.
- It's French for "superintendent."
Baş poliş müfettişi Lagan, efendim.
Chief Superintendent Lagan, Sir.
Efendim, bu baş müfettiş Lagan.
Sir, this is Chief Superintendent Lagan
Müfettiş, hakkınızda çok şey duydum. Kıdemli polis memurunuzdan.
Superintendent, I've heard a great deal about you from your Chief Constable.
Hakkımda referans istiyorsanız, Otto Dibelius'a sorun Protestan kilisesinin levazımcısı.
If you want references on me, ask Otto Dibelius, superintendent of the Protestant Church.
Levazımcı Dibelius seni tavsiye edebilir.
The Dibelius superintendent can advise you.
Bina müdürü ya da mühendisi... kim yetkiliyse onu çağır.
- Yes? Call your building superintendent... or engineer, whoever's in charge.
Sadece Müfettiş Wong ve ben senin gerçek kimliğini bileceğiz.
Only Superintendent Wong and I know of your identity
Müfettiş Wong?
Superintendent Wong?
Polis ölenlerden birinin OCTB müfettişi.. Wong Chi-shing olduğunu doğruladı.
The police confirmed that one of the victims was superintendent in OCTB Mr. Wong Chi-shing
O deli değil Müfettiş Bey.
He's not a nut, Superintendent.
Ben Brian Hutchinson hapishanenin amiriyim.
I'm Brian Hutchinson... the superintendent of the prison.
Karşınızda Mutfak Kolezyum'unun sunucusu, Chairman Koji!
Welcome the superintendent of Kitchen Coliseum, Chairman Koji!
emekli olduktan sonra Hollanda'ya gidiyormuşsunuz.
Superintendent general, it seems that you are going to move to Holland after you retire,
başkomisere göz göre göre suikast girişimi olurken merkez ofisin işi ağırdan alması.
The real problem is, the central office for being able to sit back and come up with a lazy plan... While knowing that an assassination threat was made against the superintendent general in public.
Başkomiseri koruyacağım.
What are you planning on doing? I'm going to guard the superintendent general.
Durumu merkeze bildireceğim
I'll call the Superintendent.
Gün doğana kadar silahı bulamazsak merkeze rapor edersin 26316 merkez?
If we can't find it by morning, I'll report to the Superintendent myself. Sergeant 26316, do you copy?
Niye geldin?
You don't need to report to the Superintendent?
Yani Hare'ye gönderirler.. Güney Afrika'da, Cape Town.
So they send in Hare, Superintendent Francis Hare... late of Cape Town, South Africa.
Ve bu senin hayatının mücadelesi değil mi?
And wasn't this the challenge of your whole life, Superintendent?
Bu kısmı daha az eğlenceli bulabilirsin, Superintendent.
This section here you might find less amusing, Superintendent.
Superintendent Hare, Eğer yaşarsa.. annesi kadar eder.
Superintendent Hare, if he lives... easily worth an outlaw's mother.
Walter, New Jersey'deki bir okuldaki ilk siyah müdürlerden biri.
Walter was the first colored superintendent of a school in the state of New Jersey.
Affedersiniz Müdür.
Excuse me, Superintendent.
Müdür Vicente, son olaylardan dolayı acı çekiyor.
Superintendent Vicente pained by the recent events.
O T.I.A. Müfettişi bana "Üzülme, mutlu ol. Her şey kontrol altında." dedi.
That T. I. A. Superintendent told me "Don't worry, be happy, it's all under control"...
Sabah dört civarıydı galiba ve Arlington Mezarlığı'nın nezaretçisini aradık.
M and called the superintendent of Arlington Cemetery.
Ben bu geminin ustasıyım, efendim, iskelenin komiseri değilim.
I'm the master to the ship, sir, Not superintendent of the dock.
Buraya bir müfettiş getir.
Fetch the superintendent down here.
Ben bina sorumlusu Espinosa.
I am Superintendent Espinosa.
- Hayir, biz rapor dosyaliyoruz, rutin sorular. Bu anlamsiz, Bina sorumlusu.
This is absurd, Superintendent.
Bu anlamsiz, Bina sorumlusu.
That's absurd, Superintendent.
Bina sorumlusu, lütfen.
Superintendent, please.
Bina sorumlusu, söyledim.
Superintendent, I told you.
Yönetici Spinoza.
Superintendent Spinoza.
Bina sorumlusu.
Superintendent.
Süper stajyer mi olacaksın?
You'll be a superintendent soon.
Uygun değil mi? - Uygun. Cather ismimi biliyordu.
If she had, would she have gone back and gotten the superintendent to let her in so she could discover the body?
Bu umduğumdan daha fazla bir tepkiye neden oldu.
The superintendent general himself is going to have a press conference?
Başkomiser Daidoh.
You haven't changed, Superintendent-general Daidoh.
Merkez seni takip etmeme izin verdi.
The Superintendent approved the request.