Suspended Çeviri İngilizce
2,844 parallel translation
Vic, tekrardan açığa alınmayacak kadar iyi bir ajansın.
Vic, you're too good an agent to be suspended again.
Ekipten çıkarılmamızı isterse şaşmam.
I wouldn't be surprised if he tries to get us suspended.
Troy, bu taraf ve öteki taraf arasında kalmış durumda.
Troy is suspended between here and the other side.
Açığa mı?
Suspended?
Gerçekler senin cezalandırılman gerektiğini söylüyor ki anladığım kadarıyla bu şartlı tahliyenin ihlâli anlamına gelir.
The facts say you should be suspended. Which, from what I understand, would mean a revocation of your parole.
Ve bu soruşturma sonucunda ceza alırsa şartlı tahliyesini ihlâl edip hapse girecek.
And if he's suspended as a result of this hearing, he violates his parole and he goes back.
Eğer Foreman'a anlatırsak, House ya tedaviyi kabul eder ya da açığa alınır. House tedaviyi kabul etmeyektir.
We tell Foreman, House either agrees to treatment or get suspended, which means House gets suspended.
İncelemeden sonra lig disiplin komitesi hareketin illegal ve tehlikeli olduğuna karar vermiş ve oyuncuya üç maç ceza vermiş.
After review, the league disciplinary commissioner ruled the hit illegal and dangerous, and suspended the player for three games.
Patronun olarak burada olsaydım çoktan ceza almıştın.
If I was here as your boss, you'd be suspended by now.
- Eşyalar havada uçuşmuş.
- Objects suspended in mid-air.
Belki son kısın yedilik yerine dörtlük olabilirdi.
Maybe that last chord should be an A-suspended seventh and not an A-suspended fourth.
Üstelik 12 tane ödenmemiş park cezası var ve de geçici ehliyetle trafiğe çıkıyor.
She's also got 12 outstanding parking tickets and she's been driving on a suspended license.
Acı vermeyen gömülü çubuklar tarafından askıda duruyorlar.
They are suspended by painlessly inserted rods.
Arkadaşı uzaklaştırıldı. Wheeler'ın da gitmesi gerek.
The friend is suspended, and Wheeler has to go, too.
Manzarada asılı gibi.
Suspended in the landscape.
Sadece... görevinden alındığında yeterince heyecan yaşadığını düşünmüyor musun?
It's just... don't you think you got enough excitement when you got suspended?
Daha önce görevi askıya alınmıştı.
Got suspended previously.
Onunla konuştuğun sıralarda zaten lisansın askıdaydı.
Your license was suspended during most of the time you were talking to her.
Detaylardan emin değilim, ama bankanın mal varlığına el konuldu ve bütün işlemler geçici olarak durduruldu.
? I'm not sure of the details, sir, but the bank's assets have been seized and all trading suspended.
Üzgünüm bayım, söylediğim gibi.
Like I said, I'm sorry, sir, but all trading has been suspended.
Tanabe Hoca'yı bir süreliğine okuldan uzaklaştırmaktan başka çare yok gibi.
It seems that he has no choice but to be suspended from school for a while.
Sivil hükümeti görevden uzaklaştırıldı.
The civilian government's been suspended.
Çünkü cezalıyım. Neden mi?
Because I'm suspended.
Hikâyeyi bırak, uzaklaştırıldın.
Let the story go, you're suspended.
Bunun sonucunda FBI'daki arkadaşın uzaklaştırılırsa umarım bu onu teselli eder.
Well, that'll be cold comfort for your friend in the Bureau if she's suspended as a result.
Bu sabah Senator Walsh, yaşadığı trajediden dolayı kampanyasını sonlandırdı.
This morning Senator Walsh suspended her campaign in the wake of what is a very personal tragedy.
Sosyal incelikler askıya alınmış durumda Leonard.
Social niceties have been suspended, Leonard.
Çünkü Ricky Schwartz, uzaklaştırılmama sebep olup, hayatımı mahvetti!
'Cause Ricky Schwartz got me suspended and ruined my life!
Resmi olarak benim durumum askıya alınır, ve ben Kralı görme fırsatı için bekliyorum.
My status as an official is suspended, and I'm waiting to see how the king deals with me.
Kanca ispermeçet balinasının dişinden yapılmış. Küçük örükler halindeki insan saçlarıyla bağlanmış.
The hook is made from the tooth of a sperm whale and it's suspended from numerous thin braids of human hair.
Yaşlarını göz önünde bulundurunca, Paulette ve suç ortakları göz hapsine çarptırıldılar.
In view of their age, Paulette Courtine and her 3 accomplices were given suspended sentences.
Geçen sene 25 çocuk uzaklaştırıldı.
Twenty-five kids got suspended last year.
- Açığa alındım Kalinda.
- I'm suspended, Kalinda.
Altı aylığına açığa alındın Will.
You're suspended for six months, Will.
Elbette ki, açığa alınmış bir avukattan yasal bir tavsiye aldığını unutma.
Of course you're getting legal advice from a suspended lawyer.
Bu benim davamdı,... ancak bazı ufak yasal sorunlarım oldu,... hukuktan 6 ay süreyle uzaklaştırıldım.
It was my suit, but I've had a little legal trouble of my own, and I've been suspended from practicing law for six months.
Bay Gardner'in avukat olarak açığa alındığı süre boyunca kâr ortağı olarak kalmasını anlıyorum. Önerim...
It's my understanding Mr. Gardner's still a profit participant while suspended as a lawyer.
- Hayır, ben açığa alındım.
No, I'm suspended.
İyi açığa alınmış görünüyorsun. Evet.
You look good suspended.
"Sakın paslanma." Altı aylığına mı açığa alınmıştın?
Don't get rusty. You've been suspended, what, six months, right?
Bir yıl açığa mı alındın?
And you were suspended for a year?
Will'in açığa alındığını biliyorum.
I know Will's suspended.
Öte yandan, cinayet soruşturmasında işbirliği yaparsanız vandalizm cezalarını ertelemeyi garanti ediyoruz. Müvekkilleriniz de motorlarına binip özgürce gidebilirler.
However, should you cooperate with the murder investigation, we would guarantee suspended sentences on the vandalism charges and your clients will ride away free men on their bikes.
Peki ya şöyle yapsak, ben aşk tanrıçası Venüs gibi giyinirim sen de tıpkı Eros gibi çırılçıplak yanımda durursun.
- Okay, then how about - I'm dressed as Venus, the goddess of love, and you're suspended over me like a bare-assed little Cupid.
Sen de bu yüzden hastalarınla görüşmeyi kestin. - Geçici olarak.
So you've suspended your therapy practice?
Üniversite onu görevden almış.
The university suspended him.
Hukuktan altı ay süreyle açığa alındım Sayın Yargıç.
I was suspended from the law for six months, Your Honor.
Açığa alındı,... ki bu da şu anda neden mücadele ettiğimizin en büyük sebebi.
He's been suspended, which is one of the reasons we're struggling now.
Kazı askıya alındı ve ne kadar sürer Tanrı bilir.
We've had the dig suspended, and for God knows how long.
Şu an itibariyle seni görevden alıyorum.
You are suspended as of this moment.
Bir daha düşündüm de, seni görevden almıyorum. Kovuldun.
On second thought you're not suspended.