Swear Çeviri İngilizce
27,325 parallel translation
Tanrıya yemin ederim ki, bir keresinde isyan varken uyumuştum.
I slept through a riot once. Swear to God.
Bazı sabahlar diğer odadan sesini duyduğuma yemin edebilirim.
Some mornings, I'd swear I could hear him in the other room.
Onları evlendirmemi istediklerinde birbirlerine çok aşık gibilerdi.
They seemed so in love. Swear this one you'll save That was your mom.
Yemin ederim Ben....
I swear I wasn't....
İyi olduğunu görebilmek için camı kırmam gerekiyorsa yemin ediyorum ki...
If I have to break open a window just to make sure you're okay, I swear to God I...
Onu kiliseye kadar takip ettim, ama yemin ederim onu öldürmedim.
I followed her to the church, but I swear I didn't kill her.
Düzeltmeye çalışacağım, söz veriyorum.
I'll try to straighten it out, I swear.
Yemin ederim bir saniye için yeşil yeşil parladı.
I swear to God, they flashed green for a second.
Ayrıca biz anlaşmadık mı eğer biri bir seçim yaptıysa diğeri kabul etmese bile yoluna çıkmayacaktı.
Besides, didn't we say that we were gonna swear off getting in the way when one person makes a choice the other doesn't agree with?
Yemin ediyorum şunları dedi...
And I swear to God, he goes,
Ben Oliver Queen, dürüstçe ve tarafsız bir şekilde.. .. belediye başkanlığı görevimi yerine getireceğime.. .. yemin ediyorum.
I, Oliver Queen, do solemnly swear to faithfully and impartially perform and discharge the duties of the Office of Mayor.
Yemin ederim.
I swear it.
Her seferinde bırakacağıma yemin ediyorum ama her seferinde beni tekrar içine çekiveriyor.
It's like I-I swear it off, and then tonight she just... pulls me back in.
Hayır, hayır, yemin ederim.
No, no, I swear.
Ihab, Allah şahidim olsun ki bana yardım etmezsen Abuddin mahvolacak.
Ihab, I swear to God, unless you help me, Abuddin will burn.
Söz veriyorum.
I swear it.
Yemin ediyorum, ağzını her açtığında sanki Emeril Lagasse'nin göt deliği konuşuyor.
I swear to God, every time he opens his mouth, it's like listening to Emeril Lagasse's asshole.
- Annemin üstüne yemin ederim.
I swear on my mother's life.
Scooby çerezlerine sonsuza dek içtenlikle tövbe ediyoruz.
We solemnly swear off Scooby Snacks forever.
Odin'in son nefesine kadar yemin ederim seni bulacağım!
I swear by the last breath of Odin, I will find you!
Sen, geri döndüğümde yokluğumda işleri hallediş biçimin yemin ederim ki buramda bir şeyler hissettirmişti.
And you, when I came back, and saw the way you handled things while I was away, I swear, I had this feeling right here.
Eğer polise benim adımı söylersen, yemin ederim ki, seni öldürürüm.
If you mention my name to the police, I swear to God, I will kill you.
Sadece ve sadece gerçekleri söyleyeceğinize içtenlikle yemin ediyor musunuz?
Do you solemnly swear to tell the whole truth and nothing but the truth?
Yemin ederim şu an bize yalan atarsan polise giderim.
I swear to God, if you lie to us right now, I'll go to the police. - Just tell us who it is!
Söz veriyorum bu sondu.
Last time, I swear.
Yemin ediyorum Nate, eğer hâlâ onunla irtibat halindeysen...
I swear to god, Nate. If you are still in contact with her...
Tanrıya yemin ederim ki eğer şu an yalan atıyorsan polise giderim!
I swear to God, if you lie to us right now, - I will go to the police.
Yemin ederim, fırlatıp kaçmaya başladık.
I swear we tossed it when we started running.
Onu daha önce bir yerlerde gördüğüme yemin edebilirim.
I could swear I've seen her somewhere before.
Ayağımın dibinde duran bir çantanın içinde 50 bin dolarla bir bankta iki saat oturdum.
Why the hell would I do that if I knew they were both dead? I swear. I sat on a bench for two hours with $ 50,000 in a bag at my feet.
Senin için elimde tutuyorum, yemin ederim.
It's not a problem. I'll have it for you, I swear to God.
Yemin ederim, her kuruşumu biriktiriyorum.
I swear, I've been saving every cent.
Ama Zadie'ye tecavüz etmedim, yemin ederim.
But I didn't rape Zadie, I swear.
Okumayı bitirdim ve Tanrıya yemin ederim ki...
I finished the read and I swear to God...
Tanrıya yemin ederim ki, oyuncu yönetmeninin gözlerindeki yaşları gördüm.
I swear to God, I see tears in the casting director's eyes.
Hepsi aynıdır, Tanrı'ya yemin olsun ki.
They're all the same, I swear to God.
Yemin ederim barışacağımızdan haberim yoktu.
I swear to God I didn't know we were gonna make up just now.
Yemin ederim, yine giderdim.
I swear I would have done it. - [laughing]
Yemin ederim, başvurmazsan seni kıçından tekmelerim.
I swear, I will kick your ass if you don't apply.
Yemin ederim yapmadım.
I swear to God I didn't...
Yemin ederim azıcıktı.
I swear it was just a little.
Onunla yatıp yatmadığımı soruyorsan, Tanrı'ya yemin ederim ki...
If you ask me if I am sleeping with him, I swear to God...
Yemin ederim kazara oldu!
It was an accident, I swear!
Hayır, hayır, kendi istedi, yemin ederim.
Oh, no, no, no. This was all her, I swear.
- Güvenlik sistemini tamir etmiştim.
God, I swear I fixed the security system.
Tanrı şahidim olsun, Barry
I swear to God, Barry.
Bunu bırakacağım kötü huylar listesine ekliyorum.
Add it to the list of vices I've been meaning to swear off.
Yemin ederim tek bildiğim bu.
I swear that's all I know.
Queen Konsolide'deki işi kabul edeceğim ve yemin ederim ki her gün senin aşık olduğun adam olmak için çalışacağım.
and I swear to God I'm gonna work every single day to be the man you fell in love with.
Size yemin ederim.
I swear to you.
Yeminle, bırak gitsin. Bırak ortalık yatışsın.
- I swear to God, just leave it alone.