Tac Çeviri İngilizce
4,714 parallel translation
- Tacı var mıydı? - Evet.
- Did she have a crown?
Takım, hareket et!
Tac, move!
Tacı vardı.
She had a tiara.
Herkes 10 dakika içinde tam teçhizat hazır olsun.
I want everybody in TAC gear in ten.
Sana daha önceden reddettiğin bu tacı bırakıyorum.
" I leave you this tiara, which you once refused to accept.
Annem bana küçük bir kızsın diyerek sözel olarak saldırırken, taktığım tacın aynısı.
Same tiara I used to wear when my mother would assault me for not being a little girl.
Yoksa o tacı bu kadar yıl giyemezdin.
Or you never would have donned that crown all those years ago.
O çok ama çok değerli tacını dile.
Wish for your precious... precious... crown.
Tacını dile, ve bütün acıların sona ersin.
Wish for your crown, and all your suffering goes away.
Tacını dile, ve bütün acıların sona ersin.
Wish for your crown, and all his suffering goes away.
Tacım...
My crown...
Tacımı diliyorum!
I wish for my crown!
Tac Mahal'ı yok edin!
Destroy the Taj Mahal.
Destek ekibini yollayın, baksınlar geride bir iz bırakmışlar mı diye.
Dispatch the TAC team, and put any breakout sweeps on hold.
Şu tacı görüyor musun, hanedan armasının üzerinde duruşunu?
See this crown, how it hovers over the coat of arms?
Kim kazanırsa veda konuşmacısı tacını alır.
Whoever wins... will be crowned valedictorian.
Ama hiçbir zaman Tina Cohen-Chang'in elbisesinden buzlu içeceği temizleyip muzaffer bir şekilde sahneye dönüp Balo Kraliçesi olarak hak ettiği tacı taktığı an kadar onur duymamıştım.
But I've never been so humbled as I was the moment Tina Cohen-Chang wiped the slushie off of her gown and triumphantly returned to the stage to claim her rightful crown as prom queen.
ISA elemanlarının icabına bakabilirim sanırım, ama garantisi yok.
I can probably handle an ISA tac team by myself, but no guarantees.
Küçücük bir tac uğruna beni bir çöp gibi kenara attın.
You tossed me aside like a piece of rubbish, all for a little red crown.
Papalık tacı Şeytan'ın elinde. Benim yanımda olman gerekiyor.
The Devil sits on the papal throne and your place is at my side.
1 numaralı tim, ileri!
Tac Team 1... advance!
Tim-2, yürüyün!
Tac 2, let's go!
Tim-1, tim-2, baştan alıyoruz.
Now Tac 1, Tac 2 reset!
Tim-1, ileri!
Tac Team 1... advance!
# Tacın kelleşen kafanda #
Upon your balding crown
Zülüflerime, yıldız ışıltısından çiçek tacı taktım ben.
Its almost as though the stars dress up our hair
Saldırı timi olmadan bunu yapmayı sevmiyorum.
I don't like this without a full tac team.
Bazen saldırı timleri bu konuda çok da iyi olmuyorlar.
Sometimes tac teams aren't so good at that.
Ve burada da tacı ve cenk arabasıyla Lilantha var.
Oh, and there's Lilantha with her crown and her chariot. Lilantha...
6 numaralı kanalı kullanacağız.
We're using TAC-COM-6.
Mercia tacını almanıza yardım etmek için paralı askerleriniz olarak savaşmayı kabul eden Kuzeyliler bunlar.
So, these are the Northmen who've agreed to fight as your mercenaries to help you gain the crown of Mercia.
Hemen bir ekip toplayıp gönderiyorum.
I'll scramble our TAC team now.
İskoçya kraliçesi Mary'nin çocukluğundan beri İngilizler onun ülkesini ve tacını istiyordu.
Since Mary, Queen of Scotland, was a child, the English have wanted her country and her crown.
İyi tarafından bakarsak, 6 yaşındaki tüm kızlar tacımı kıskandı.
On the bright side, every six-year-old there was jealous of my tiara.
Bu espriyi Modern Family yapsaydı anında başınızın tacı yapardınız!
If Modern Family did that joke, you'd be carrying'em around on your shoulders!
"Evrenin göz bebeği insan, canlıların baş tacı! Ama benim için nedir insan, bu özü toz yaratık?"
"The beauty of the world and the paragon of animals, yet to me, what is this quintessence of dust?"
o tacı giymeyi öğrenirim.
I'll learn to wear it.
İki dakika daha geç gelsen peşine Taktik Ekip takacaktım.
I was about two minutes away from sending a TAC team out after you.
Kral Tacı Turnuvasına hoş geldiniz.
Welcome to the King's Crown Tournament.
Katilimiz eğer Kral Tacı Turuyla bağlantılıysa, bakmamız gereken dosyalar turun konakladığı şehirlerde olabilir diye düşünüyorsun.
You're thinking that if our killer is connected to the King's Crown Tour, maybe our cases that we're looking for are in cities where the tour has stopped. Yeah.
Bir taç yaprağında parmak izi bulduk.
We found a fingerprint on a flower petal.
Scone'daki taç giyimine bizi izlemek için davetlimiz olan her kim varsa.
Whom we invite to see us crowned at Scone.
Bu çiçeklerin taç yaprakları ışığın düşük enerjili, uzun kırmızı dalgalarını soğuruyor.
The petals of these particular flowers absorb all the low-energy, long red wavelengths of light.
Onu bir taç için kenara fırlattın.
You tossed him aside for a crown.
- Taç Grace için ama.
No, the tiara is for Grace.
Bu spiral altın oran ve kendisini doğada tekrarlayan bir matematiksel desen. Taç yapraklarda, bal arılarında ve bilirsin işte galaksideki yıldızlarda ve DNA'mızdaki her molekülde.
So this spiral, this is the golden ratio and it's a mathematical pattern that just repeats itself in nature, in flower petals and honeybees and, you know, the stars in the galaxy and in every molecule of our DNA.
Taç yapraklara baksana.
Look flower petals.
Taç var.
A crown.
Taç giyme törenimden önce mi sonra mı?
Before or after my coronation? !
bir sonraki gelişimde, sana bir taç getireceğim.
The next time I come, I'll bring you a crown.
Nick, Kral Taç'ında ki katılımcı ve çalışanların listesini aldı.
Nick got a list of all the participants and the vendors at the King's Crown.