Talkie Çeviri İngilizce
391 parallel translation
1931 yılında sinemalarda sesli film olarak gösterime girdi.
It appeared as a talkie in cinemas in 1931.
Şarkı banttan.
This is the talkie.
Bir cep radyosu kullanmalısın.
You ought to use a walkie-talkie.
Git benim cipteki telsizi bak.
Check the walkie-talkie in my jeep.
- Lockwood-Lamont konuşuyor
- It's a Lockwood-Lamont talkie. - What?
"Lidyalıların Patavatsızlığı" isminde sesli bir film arıyorum.
I'm looking for an early talkie called Lydia's Indiscretion.
Vaslov, siz, ben, sırt telsiziyle Zabrinczski.
That's Vaslov, you, me, Zabrinczski with backpack, walkie-talkie and DF.
Köylü kıyafetin var mı?
Strictly an all peasant talkie.
Bir tanesinde telsiz vardı.
One of'em had a walkie-talkie.
Telsiz, iki 35 mm'lik kamera...
Walkie-talkie, two 35mm cameras....
Müvekkillerinizden biri bir telsizle yakalandı.
One of your clients was arrested with a walkie-talkie.
- Walkie-Talkie'leride al.
Get radio stations.
Bir el telsizi.
Another walkie-talkie.
Demek iki herif teknemize çıkmışlar.
I bet those two guys are on the boat using the other walkie-talkie.
Bir dahaki sefere partiye telsiz bağlantısı yapıp... etrafta devriye gezeriz.
Next party we will buy a walkie talkie and play radio-patrol.
Şimdi telsizle Ho'yu çağır.
You can call Ho on the walkie talkie now.
Face, Murdock, Hannibal'ın dükkânına doğru gidiyorlar.
[Amy On Walkie-Talkie] Face, Murdock, they're heading towards Hannibal's shop.
Markalı Walkie-Talkie $ 65!
Brand name Walkie-Talkie only $ 65!
Walkie-talkie'yi geri ver bana şimdi!
Get me backthe walkie-talkie now!
- Tubbs. - Evet, Tubbs.
[Switek On Walkie-talkie] Tubbs.
Hatta walkie talkie de alabiliriz.
Maybe even walky talkies.
Evet, walkie talkie'leri kullanabiliriz.
Yeah, we could use the walky talkies.
Yuvadan Kartala.
HATCHER ( over walkie-talkie ) : Nest to Eagle.
Patch, arabadan ne haber?
[Dickie Over Walkie-Talkie] PATCH, WHAT'S THAT CAR?
[TELSİZ SESLERİ]
[WALKIE TALKIE SOUND]
[DAKTİLO, TELSİZ ve AĞLAMA SESLERİ] Daha önce dayısının yanında otururken annesinin isteği üzerine ayrıldı.
[TYPEWRITER, WALKIE TALKIE and CRYING SOUNDS] While she was staying with her uncle with her mother's request, she left.
- Telsizle konuşurken duydum.
- I heard him on the walkie-talkie.
- Walkie-Talkie
- The walkie-talkie.
İşte sana bir dürbün ve irtibat kurmak için bir telsiz.
Here's some binoculars and a walkie-talkie so we can keep in contact.
Keşke ben de aynı şeyi söyleyebilseydim, Devon,... fakat işitsel monitörlerimden biri bazı çocukların oyuncak telsizi olmuştur.
I wish I could say the same, Devon, but one of my auditory monitors must've landed in some kid's walkie-talkie.
Ne zaman benimle konuşmak istersen... telefon aç... ve telsizimi açmamı söyle.
Whenever you want to talk to me... call me on the phone... and tell me to turn on my walkie-talkie.
Sen hep sesli film yapmamı isterdin?
What's wrong? You wanted to make me a talkie.
Şimdi bir tane yapıyorum.
Now I'm making a talkie.
Roberta, burada telsiz kalem fener, dürbün hatta rozet bile var.
Roberta, it's got a walkie-talkie wristband a penlight, binoculars, even this cool badge.
Devon?
RAYMOND ON WALKIE-TALKIE :
Şu telsizi eline al ve Mulder'ın nerede olduğunu öğren.
Get on that walkie-talkie and find out where Mulder is.
Bir telsiz alacağım.
I'll take the walkie-talkie.
Telsizi al.
Grab the Walkie-talkie.
Seksenli bir telsizden sinyal yakalamış olmalı.
Must've have picked up a signal from an Eighties Walkie-talkie.
Emri walkie-talkie aracılığıyla verdin.
You gave the command from across the midway over a walkie-talkie.
Seni o telsizin arkasından atmalıyım ama bir fırsat daha vereceğim. Çünkü sen bir amatörsün.
I should throw you after that walkie-talkie, but I'm giving you a break'cause you're amateur.
- Telsizdeki kızın mıydı?
- That your kid on the walkie-talkie?
Telsizden mi arıyordun?
Were you calling from a walkie-talkie?
Ama neden bunun kablosuz özelliğini kullanıp Karan konuşmuyorsun?
Why don't you speak to Karan on this walkie-talkie?
- Telsizim bozuldu da...
My walkie-talkie busted. I don't know what's going on.
Bob telsizini düşürmüş!
- It was Bob. He dropped his walkie-talkie!
Telsizim bozuldu.
- My walkie-talkie broke, man. Two minutes.
- Telsizli kadın sen misin?
- You're the woman with the walkie-talkie?
Beverly Hills'de oturan bir bilim deney tahtası mı yoksa süpermarketde kendine ait bir bölümü olan kadın mı?
- Your first "talkie". - What did you ever win?
Telsiz.
Walkie-talkie.
Josh?
( walkie-talkie crackles ) Josh?