Tamı tamına Çeviri İngilizce
5,137 parallel translation
Tamı tamına 13,800.
- Really?
Tamı tamına 132 senelik spor tarihinin en uzun galibiyet serisine sahipler.
At 132 years, it's the longest winning streak in the history of sport.
- Tamı tamına öylemi?
- Is it uncut?
Evet, tamı tamına.
Yeah, exactly.
Tamı tamına yedi.
Seven on the nose.
Hava saldırısına karşı tatbikat yapmanın tam zamanı.
It's time for an air raid drill.
- Ne? Sineği yerseniz, $ 3,622 hesabınıza yatırılacaktır. Tam olarak Shelby'nin MasterCard'ına olan borcu.
If you eat the fly, $ 3,622 will be credited to your account, exactly what Shelby owes on her MasterCard.
Şimdi, bu bireylerin herbirini, hiyerarşi sırasına göre nereye yerleştireceğinizi tam olarak bilmelisiniz çünkü onların her bir tanesi övmek ve aldatmak işini icra eder.
Now, you must know exactly where to place each of these individuals in the pecking order because almost every single one of them makes a profession to flatter and deceive.
Tam arka tarafına bir ok saplanmıştı.
He had an arrow sticking right out of his back.
Bunların hazırlandığına dair inancım tam.
I have a trust that's been set.
Şimdi de sırtına dövme yaptırmış. Tam bir menapozlu!
Now she's got a tramp stamp... okay, she's menopausal!
Herhangi bir tehlikeden bizi sakınacağına güvenim tam.
I trust that you will steer clear of any danger.
Yaklaşık bir ay önce, kontrol sırasında tam da dışarıda gözaltına alınmış.
Well, she got nicked right outside at a dui checkpoint, about a month ago.
Tam buralardan üçgen şekillerinde kesmişler. Çıkarttıklarını da kasıklarına nakletmişler ki bozulmasınlar diye.
Like a triangle of his skull, they cut it right out of his head... and they implanted it in his groin... so it wouldn't die.
Dinleyin odalarınıza yerleşip vedalaşmak için tam tamına 1 saatiniz var..
Listen up, people. You got exactly one hour to go settle into your room and say your goodbyes!
Tam suratlarına dokunduracakmışsın gibi
It's like you got a chance to put it right in they face.
Böyle bir şey tam da Amy'nin başına gelecek türden.
It seems like the kind of thing that would happen to Amy.
Şu an o kahrolası yüzünün tam ortasına yumruk atabilirim.
I should punch you right in the fucking face right now.
Tam bir korkaksın amına koyayım!
You're such a fucking pussy!
Tam buraya, tam buraya amına koyayım!
Right here, fucking right here!
Tam bir göt lalesisin amına koyayım!
You are a fucking twat!
Aslına bakarsanız, gerçek olan bunun tam tersidir.
In point of fact, the opposite is true.
Çok üzüldüm, Şerif. Ama benim kızlarım tam. Ayrıca bağlantılı olduklarına dair kanıtla buraya gelmezsen nasıl yardımcı olabiliriz anlamadım.
I'm sorry for your loss, Sheriff, but my girls are accounted for, and unless you come here with evidence that they are related,
Tam tamına 4 yıl, 7 ay, 3 günümü aldı.
It took me four years, seven months and three days to do it.
Tam 3 saat oldu. Eğer hız kurallarına uyuyorsa kaldı ki bir suçlu olduğu için uymuyordur.. şu an 100 lerce mil uzakta olmalı tamam mı?
It's been three hours since... someone driving, even if he's going the speed limit, which he's not because he's a fucking kidnapper, they're hundreds of miles away.
O tam tamına 30.000 papel eder.
Diamonds? That's 30 grand out the door.
Aslına bakarsan tam sana göre bir iş var.
Actually, I do have a perfect spot for you.
Kelebek tam ağın ortasına doğru uçtu.
This Moth Flew Right In The Middle Of It.
Rahat bölgenin tam yanına mı düşüyor?
Is that right next to precious comfort zone?
Tam olarak hepsi değil, daha propagandası bitmedi ama karaya ayak bastığında el altından yapmasına gerek kalmayacak, ihtiyacı olanı alacak.
Not every last one. Haven't finished canvassing yet, but when he gets ashore and he doesn't have to be sneaky about it, he'll get what he needs.
Her iddiasına girerim ki tam bir hayvandır.
I bet he's an animal.
Tam tişörtüm çıkmak üzereyken ekranda "Çok Yakında" işareti belirmesi haliyle insanın aklına o şeyi getiriyor.
The "Coming Soon" sign appears right when my shirt is about to come off. It's supposed to make you think about it.
- Onun tadına bakmayalı tam bir hafta oldu.
I haven't eat'n your missus out for a week. Yeah?
Tamıtamına yirmi altı tanecik.
Exactly 26 specks.
Tam tamına 5 dolar mı?
5 whole dollars?
Sanki dün gece yolun ortasından geçerken bir anlığına tam olarak geriye hayvanlardan başka kimse kalmamıştı.
I mean literally, last night, for a second, it was like there was nobody left anywhere... except animals. Running down the middle of the street.
Aslına bakarsan tam olarak bilmiyorum.
Well, you know... I'm not absolutely certain.
Yani şu anda, tam biz konuşurken altının çatına iki tane sıksam?
I mean if I put two bullets... right between your eyes right now as we speak.
Patronu tam adamın evinden çıkarken aramış. İkisi de onun eve tek başına gitme konusunda ısrar ettiğini duymuş. Telefonda da bir saatten fazla kalmış, yani deliller sağlam dostum!
His boss called just as she was leaving his house, they both heard her insist on going home by herself and then stayed on the phone for over an hour, so it's cast iron mate!
hele bir din adamına bunu yapmak tam bir yalancılıktır.
Lying to an ordained minister is flat-out bad.
tam işler rayına giriyorken... yeni posta kanser olduğumu öğrendim.
When I finally caught up to- - [crying] New post. I have cancer.
Aslına bakarsan tam da bu iş için bir şeyim var.
- Actually, boss, I've got just the thing for this.
Birkaç hata yapmış olabilirim ancak tam bu adaların ortasına varmayı deniyordum.
I may have made a few estimates, but I- - I was trying to head us dead center to these islands so even if we were off somewhat
Stüdyo Orkestrası'na girebilmenin tek sebebi Nassau'dayken senden ne beklediğimi tam olarak söylemiş olmamdı!
Only reason you're in Studio Band to begin with is because I told you... what I'd be asking for in Nassau.
Pekala, dinlen, sağlığına kavuş tam olarak sağlığına geri dön.
Well, rest, recuperation, get you back to the full of your health.
Ben de tam, siktiğimin bir hurdacınına döndüm.
Oh, I'm fucking knackered, I am.
Bu barda tam şurada ünlü "sip in" bölümü vardı. Eşcinsellere hizmet veren barları yasaklayan.. New York eyaleti kurallarına kafa tutmak içindi.
There was a famous "sip in" right here in this bar... to challenge the New York State regulation... that prohibited bars from serving homosexuals.
Elinde o defterle kapı kapı gezmesi komik görünse de lakabına tam olarak uyuyordu.
Looked funny walking door to door with it like the tax man, which ain't bad as far as nicknames go.
Bak tam da kafasına göre.
It compute with him.
Sizi 7 / 24 tam olarak gözetleyecek değil ama yakınınızda birisinin olmasına karar verdik.
We've decided that there should be someone assigned 24 / 7 to... not supervise but... someone in the background on continuous rotation.
Tam da suratına vurmak istemeyeceğin biri.
The kind of face I don't think you'll want to punch.