English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İngilizce / [ T ] / Taşın

Taşın Çeviri İngilizce

32,316 parallel translation
12 yaşında yaz kampından eve döndüğümde en yakın iki arkadaşımın taşındığını öğrenmiştim.
When I was 12, I came home from summer camp and two of my closest friends, they had moved away.
Peki o taşındığını söylediğin arkadaşların?
And those two friends you told me about, the ones that moved away?
Montauk'a taşınırsam peki?
What if I moved to Montauk?
Nerede olduğunu söylemeden geç saatlere kadar dışarıda olman telefonda konuşurken kalp masajı yapman taşınacağını söylediğin mesaja ne demeli?
I mean, it's... it's the staying out late all night without telling me where you are, it's CPR during phone conversations, it's the... how about the phone message saying that you might be relocating?
Hastanede cidden elimi taşın altına koydum ve muhtemelen o insanlardan bir kaçına tekrar rastlayacağım şimdi Marcy hakkında gelişmeleri bekliyorum o yüzden sana yalan söylemeyeceğim.
I really stuck my neck out back at the hospital, and I'll probably run into some of these people again, and now I'm just waiting on a Marcy update, so I'm not gonna lie to you...
Kimin rafının taşınacağına karar verin, ben de halledeyim.
Just decide whose case you want moved, and I'll get it taken care of.
Eğer senin ailen taşınırsa benim ailem dışarı atılır.
If your family moves in, my family moves out.
Taşınıyoruz!
Well, we're moving!
Taşınıyoruz çünkü kardeşin için mükemmel yeri buldum.
We're moving because I found the perfect situation for your brother.
Taşınmak istemiyorum ve tekrar annemin hayal kırıklığına uğramasını izleyemem.
I don't want to move, and I can't watch Mom get disappointed again.
Taşınmanın her şeyi düzelteceğini düşünüyor ama düzeltmeyecek ve bir sonraki mükemmel yere doğru yola koyulacağız.
She thinks it's gonna fix everything, but it won't, and we'll be on to the next perfect place.
O yüzden mi Los Angeles'a taşınıp yazar oldun?
Is that why you moved to L.A., - became a writer?
Bir X-ray ışını belli bir miktardaki enerjiyi bir karşı maddeden ya da nükleer patlayıcıdan X-raylere uyumlu bir kirişe taşıyarak çalışır.
An X-ray laser works by translating a very specific amount of energy from an antimatter or nuclear explosion into a coherent beam of X-rays.
Buradaki herkesin öleceği kesin ama lazer o enerjinin büyük kısmını ışınlara taşıyacak.
Certainly everyone here, but the laser will translate most of that energy into the beam.
Çocuklar, eşyalarınızı içeriye taşıyın!
Boys, bring your stuff inside!
Eğer, taşımazsanız, yakalanmazsınız.
If I don't have one, I don't get busted.
Ama bu kadar iyi taşıdığın bu derinin altında bile kardeşini elbette tanırsın, Andra'ath.
Surely, though, even in this skin, that you yourself wear so well, Andrath, surely you recognise your own sister.
Silah taşıdığını öğrendim.
It's come to my attention that you have a weapon.
Bayanlar ve baylar taşıma kabinlerinde küçük bir yangın oldu.
Ladies and gentlemen, we've had a small fire in our cargo hold.
Taşıyıcımın beyni konjenital olarak gelişmemişti.
My host's brain was congenitally underdeveloped.
Dikişlerin kopmasını istemezsin ve beni buraya taşımak pek de kolay olmamış olmalı.
You know, you don't want to tear those stitches, and it couldn't have been easy carrying me all the way out here.
Tüm taşıyıcaları kapıya yazdığımda içlerinden birini tanıdığını söylemişti.
Back when I wrote all those T.E.L.Ls on the front door of ops, he said he knew one of them.
Aklının çalışma şekline bayıldım ama sadece modern çağın bilgisayarlarına erişebiliyoruz çünkü taşıyıcının tam ölüm saatine ve konumuna ihtiyacımız var.
I love the way your mind works, but actually, we're only able to come back to the modern age of computers because we need the precise time and location of the host's death.
Taşıyıcımın buzdolabı pastırma denen şeyle dolu.
My host has a refrigerator full of something called bacon.
Taşıyıcının beynindeki hasarlı bölgeleri atlayarak orjinal yüklemeni yeniden paketleyeceğiz.
By repackaging your original upload in order to bypass the damaged areas in your host brain.
Raflarımızdan birini öne taşıyacağınız için teşekkürler.
Hey, thank you so much for moving one of our cases up front.
Evet, peki, o sizin gerçek şeytanınız değildi ama yine onun için taş kesildin.
Yeah, well, that wasn't your real devil, but you were still petrified of it.
- Çöp torbalarını bana taşıttaracaksın, değil mi?
Grab me the garbage bags, will you?
Bir takas olduklarını, çoğunluğun iyiliği için feda edildiklerini hayatlarını insanlığı sonraki seviyeye taşımak için verdiklerini söyleseydim.
That they were a trade, a sacrifice for the greater good, that they gave their lives to take humanity to the next level.
Sen Murphy'i kitlelere taşıyacaksın.
You will help bring Murphy to the masses.
Sizin olmayan bir taşıyıcı aldınız.
You took a host that wasn't meant for you.
Flora bizimle güvende olduğu zaman, Müşterilerim tasını tarağını... toplayıp gidecek!
As soon as Flora is safe with us, my clients will be gone!
Herhangi bir toplu taşımada ayakkabı ve çoraplarını hiç çıkardın mı?
Did you ever take off your shoes and socks on a commercial airline?
Eğer seni burada tutmak için geçerli bir neden bulamazsam sonsuzluğu katiller, kundakçılar, toplu taşımalarda ayakkabılarını, çoraplar da dahil çıkaranlarla geçireceksin.
And unless I can figure out a compelling reason to keep you here, you will spend eternity with murderers, and arsonists, and people who take off their shoes and socks on commercial airlines.
Sonra onu dışarıdaki dünyaya taşırsın.
And then you take that out into the world.
Angela'nın yanında taşımış olabileceği bazı kağıtları bulmaya çalışıyoruz.
We're, uh... We're trying to locate some pages that we think Angela might have carried around with her.
Neden kitaplarını arabaya hep ben taşıyorum Sadie?
Why do I carry your books to the car every day, Sadie?
Profesör, bu sarsıntıların taşıdığı asıl tehlike nedir?
Professor, what danger does this concussion threat truly pose?
İnsan ırkı nüfusunun geri kalanını taşır.
And it's carrying the rest of the population of the human race.
Niye kız kardeşinin iç çamaşırını yanında taşıyorsun?
Why do you have your sister's underwear?
Son oynadığında Ginny Baker'ın tüm dünyayı omuzlarında taşıdığını düşünmüş olabilirsiniz. Şimdi de birinci sıradaki Giants'a karşı oynadığını belirteyim.
Well, if you thought Ginny Baker had the weight of the world on her shoulders in her last start, now she gets to take on the first-place Giants.
Şimdiye kadar benim için önem taşıdğını unutacağım.
I'm gonna forget you ever mattered to me.
Taş gibi bir kaltaksın.
You're a tough-ass bitch.
Zaten sizin zımbırtılarınızla uğraşmak yeterince kötüyken şimdi de imza atıp yukarıya mı taşımam gerekiyor?
It's bad enough I have to deal with your crap. Now I have to sign for it and carry it upstairs too?
Onca hardalı tek başına taşıyamazsın sonuçta.
There's no way you can carry all that mustard by yourself.
Seni kaldırışını, taşıyışını.
Lifting you, carrying you.
Bulamadın çünkü, çok gerekli olmayan dosyaların yanına taşıdım onu. Virüsün ilk olarak kritik sistemlere saldıracağını biliyordum.
You couldn't find it because I moved it to a folder containing nonessential programs, knowing that the virus would attack critical systems first.
Oldu o zaman, arka bahçeye çıkıp dalların ne kadar ağırlık taşıyabildiğine bakacağım.
Okay. I'm gonna go into the backyard and test some branches. For load-bearing capacity.
Tharsis Platosu'nun rüzgar akışını nasıl etkilediğine bakılırsa doğruca tekrarlayan yamaç çizgilerine esmiştir hemen batıdaki şu yüksek taş yatağı çıkıntılarına.
The way the Tharsis Plateau affects the wind flow, it would have blown straight into the recurring slope lineae. On these elevated bedrock outcrops just to the west.
Burada Danbury'de beş yıl daha yatarsın ama Mike'ın ayakkabısından taş bile çıkarsa ilk seçeneğe geri döneriz.
You stay here at Danbury, you do five more years, and if Mike so much as gets a pebble in his shoe, you go back to door number one.
Çantanda daha fazlasını taşıyor muydun?
Did you have more in your backpack?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]