Temps Çeviri İngilizce
228 parallel translation
Vücut ısıları tehlikeli bir şekilde yükseliyor.
Their body temps are soaring dangerously.
Bilet alabilirsiniz, zamanınız var.
Achetez vos billets. Vous avez le temps.
Toddy sokağı, Hayes Lane ve Strat Temps bölgelerini aramak için Hayes Wharf'ta kara polisine katılın.
join mobile police... to search area boarded by Toddy Street, Hayes Lane and Strat Temps
Ateşin var mı? Yine Les Temps Modernes'e yazıyorum, kitaplar üstünde çalışıyorum.
Writing in Les Temps Modernes as always, and some books.
À la recherche du temps perdu'nün yazarına çatlak diyorsan, dışarı gel.
If you're calling the author of A la recherche du temps perdu a loony I shall have to ask you to step outside.
Hatırlayacağınız gibi, her yarışmacı Proust'un A La Recherche du Temps Perdu'sunun kısa bir özetini yapacak.
As you may remember, each contestant has to give A brief summary of proust's a la recherche du temps perdu
Unutmayın, bu akşam her yarışmacının A La Recherche du Temps Perdu'yu özetlemek için azami 15 saniyesi var.
Remember, each contestant this evening Has a maximum of 15 seconds to summarize A la recherche du temps perdu
Daha önce oynamış.
Il a deja joue dans le temps.
The Temps.
The Temps.
- Lancelot Vadisi, Passe-Temps yakını.
- Lancelot Valley, near Passe-Temps.
Ve bazen de L'Air du Temps.
And sometimes you wear L'Air du Temps.
Kovic Geçici İşler.
Kovic's Temps?
Geçici. - Geçici olmak iyi iştir.
temps are fair game.
Düşünüyordum da belki sadece "les bon temps roule" olabilir.
I was thinking maybe we could just les bon temps roulez...
- Tayin getirirlerse böyle olur.
They get that for hiring temps.
Que la mort au-dela du temps
May death for all time
Kulübün geçici elemanları mı varmış?
Strip joints have temps?
Le Temps gazetesi durumu fevkalade özetliyor.
Four, five, a whole neighbourhood, we don't know. - What do you think?
İşe yaramaz asker sürüsünü kendine getiren tahrike dayanarak,... sizi temin ederim ki, bu karar ancak ve ancak rakipleri galeyana getirmeye yarayacaktır.
The Talbots read the Paris press : " " "Le Temps" ", " "Le Gaulois" ", " "Le Siecle" ". " Today, they'd certainly watch the TV news.
Bilgilenme hakkı. Mevcut bir burjuva kültürü bulunuyor, ama bizim de bir güzellik algımız ve fikirlerimiz var.
"The newspaper" "Le Temps" "sums up the situation very well..."
"Le Temps", "Le Gaulois" ve "Le Siècle." Bugünse, TV'deki haberleri kesin izleyeceklerdi.
I was against the Commune, but I stayed to help my neighbourhood.
Göz içi sıvılarının ısısı aynı.
Identical body temps in vitreous humour.
Excusez-moi, je n'ai pas le temps!
Excusez-moi, je n'ai pas le temps!
Ah, ça prends du temps, Monique.
Ah, ça prends du temps, Monique.
Öyle görünmüyor ve izini aldığımızda geçici kronları düşerdi.
Doesn't present that way. And temps would've come off when we took his impressions.
Belki de hepimiz geçici elemanlarız.
We're all temps.
Neden tüm geçici elemanlar sürtük oluyor?
WHY ARE TEMPS ALWAYS SO SLUTTY?
Plastik cerrahlar klasik ofis çalışanları gibi değildir.
Plastic surgeons aren't your standard office temps.
Bay Sloan geçici sekreterlere asla bağlanmaz.
Mr. Sloan never bonds with the temps.
İşsizlik % 11'den % 20'nin üzerine çıktı, buna geçici işler dâhil değil.
Unemployment has gone from 1 1 % to more than 20 %, not counting the temps.
Happy Time'daki yeni görevin olası geçici çalışanlarla görüşmek olacak.
Your new position at Happy Time will be to, huh, interview potential temps.
Geçiciler, bu ekonomi için çok iyi iş çıkartıyor olmalılar.
Temps must be doing really well on this new economy.
Adı "L'air du temps".
Oh that's "L'air du temps".
laissez les bons temps rouler.
Well, laissez les bons temps rouler.
Geçici elemana ihtiyacı olacak.
Chances are he'll need temps.
Bilim adamlarını geçici görevli olarak FBI'a sadaka gibi verdiğiniz sürece bize asla saygı göstermeyecekler
FBI agents will never respect any of us as long as you simply dole out scientists like office temps.
Sıcaklık neredeyse iki derece artmış.
Baseline water temps are up almost two degrees.
Bunlar geçici, çok acıyor!
They're temps. They hurt like hell.
Geçici personel olduğunuzu biliyorum, ama dikkatsizliğiniz bağışlanmaz.
I know you're temps, but there's no excuse for sloppiness.
Çoktan geçici personeli çağırdım.
I've already put in the call for temps.
Tekrardan Homer olma zamanı.
Il est temps pour Homer de redevenir Homer.
Çocuklarla zaman geçirmeme neden oldu.
Elle m'a fait passer du temps avec les enfants.
Televizyon izlemek yerine sohbet ettik.
Et le temps pour la télévision est devenu un temps de dialogue.
Ama oralarda çalışacak herkesin, hatta geçici işçilerin bile geçmişlerini kontrol ediyorlar.
But, you know, they require a background check for anyone going to work in that building, even temps.
Geçici elemanlar gibi.
Temps, of sorts.
Tüm geçici işçiler başvurmuştu.
All the temps... all the temps applied.
Ve bir ve iki ve üç ve dört!
Temps ile and two, and three, and four.
Civar bölgelerdeki su sıcaklığı raporlarını inceletiyoruz.
We have teams checking the surrounding counties for water temps.
Le Temps gazetesinden, Francis Bourdet.
Francis Bourdet of Le Temps.
Bon Temps'deydi, zaten biliyordur.
That was le Bon Temps, she already knows
Şu var ki...
The thing is though, in all the years that I've lived in Bon Temps,