Theresa Çeviri İngilizce
1,622 parallel translation
Keşke Theresa sizin siyah olduğunuzu bana söyleseydi.
I wish Theresa would have told me you guys were black.
Theresa'nın erkek arkadaşı.
This is Theresa's boyfriend.
- Baba, Theresa'nın erkek arkadaşı beyaz.
- Dad, Theresa's boyfriend is white.
Theresa'nın bana söylediğine göre, bir bankada kredi departmanındaymışsınız.
So, Theresa tells me you're in charge of the loan department at the bank.
Theresa'nın büyük babası 60 yıl bellboy'luk yaptı ve hiçbirşey çalmadı.
Theresa's grandfather was a bellman for over 60 years and he never stole nothing.
marilyn, plan hakkındane düşünüyor bilmiyorum ama Theresa'yı biliyorum.
I don't know what Marilyn is like about schedule, but I know Theresa is...
Şey, Theresa, ilk tanıştığımız günden bu yana sayıyor.
Well, see, Theresa counts from the first day that we met.
Umarım Theresa, fotoğrafçı olarak iyi para kazanıyordur.
I hope Theresa makes good money as a photographer.
Theresa'nın da öyle.
So does Theresa.
Theresa söylemişti bir ara...
Theresa mentioned once that...
Ben ona bahsetmiştim aslında başkası bana anlattığında... ama bu Theresa değildi.
I mentioned it to her... after someone else told me... that wasn't Theresa.
Theresa ve benim...
Theresa and I have a...
Theresa'nın yeni erkek arkadaşından bahsediyorum.
I'm talking about Theresa's new boyfriend.
- Theresa'nın bir arkadaşı.
- A friend of Theresa's, he says.
Theresa'nın çok güzel bir kız olduğunu söyledi.
She said that Theresa was a very pretty girl.
- Ben Theresa'nın erkek arkadaşı.
- This is Theresa's boyfriend.
Theresa!
Theresa!
- Sana Theresa'nın hayatından uzak durmanı söylemiştim.
- I told you to stay out of Theresa's life.
Sana yalan söylemedi mi, Theresa?
Did he lie to you, Theresa?
Sen ve Theresa'dan bahsediyorum.
I'm talking about you and Theresa.
Sen spordan hoşlanmazsın, Theresa spordan hoşlanır.
You don't like sports. Theresa loves sports.
- Theresa söyledi sana.
- Theresa told you.
Theresa yapamaz.
Theresa doesn't.
Ama benim Theresa'mı seviyor. Ve bu da bize yeter.
But he loves my Theresa and that's all right with us.
Ne olduğunu biliyorsun, Theresa.
You know what that is, Theresa.
- Theresa, hayatım!
- Theresa, darling, where's your sister?
Bunlar Saitani, Anna-Theresa.
These are Saitani, Anna Teresa.
Dünyada bazı şeyler oluyor, Anna-Theresa.
There are things happening in this world, Anna Teresa.
Evet haklısın, sen de Theresa Anne'sin.
Oh, yeah. Right, and you're Mother Theresa.
Birden Rahibe Theresa'ya döndün.
Mother-fucking-Teresa all of a sudden.
Rahibe Teresa mı?
Mother Theresa of Calcutta?
-... ve eski numaralarını mı çeviriyor sence? - Bu beni hiç şaşırtmazdı, Theresa.
- I wouldn't put It past her, Theresa.
Theresa adında bir bayan için bir kitap çeviriyorum.
I'm translating a book for this lady, Theresa.
Şimdi Theresa'yı ziyaret etmeliyim.
I have to go and see Theresa now.
Theresa yemeklerini çok beğendi.
Theresa loves your cooking.
Theresa'yı ziyaret etmeni istiyorum.
I need you to visit Theresa.
Theresa'nın çok iyi olduğunu söylüyor.
She says Theresa's doing wonderful.
- Peki ya Teresa?
How about Theresa?
Theresa merdivenlerden yukarı düşer.
Theresa falls up the stairs.
Theresa merdivenlerden aşağı düşer.
Theresa falls down the stairs.
Theresa merdivenlerden yukarı düşer.
Theresa falls up the stairs...
Theresa kim?
Who's Theresa?
- Theresa merdivenlerden aşağı.
- " Theresa falls up the stairs.
Theresa merdivenlerden yukarı.
Theresa falls down the stairs. "
- Theresa.
- Theresa.
Theresa, dadımdı.
Theresa, she was my nanny.
Crane, Theresa Crane.
Crane, Theresa Crane.
Theresa.
Theresa.
Ryan'ın Theresa'yı hamile bırakıp bırakmadığının belli olmadığı ve Marissa'nın annesiyle Luke'un seviştikleri yerde mi?
The place where Ryan may have conceived Theresa's baby and where Marissa's mom and Luke got it on?
New York İtfaiyesinde çalışıyorum, Theresa!
I'm a New York City firefighter, Theresa!
Theresa.
Hey, Theresa.