Timeline Çeviri İngilizce
1,305 parallel translation
- Ama bu farklı. Alternatif bir zaman çizgisindeyiz.
We're in an alternative timeline.
Bugün alternatif bir zaman çizgisindeydim ve şimdi gelmiş "Ben de eve kaçayım o zaman" diyorum.
I've been to an alternative timeline and now I'm saying "I'll be off home, then"?
Ya da zaman çizgisi değiştiği anda biz stargate'den geçtiğimiz için etkilenmedik.
Or maybe because we were in transit through the stargate when the timeline shifted.
Bunu genellikle başka gezegenlere yolculuk için kullanıyoruz. Ama bu kez geçitten başka bir zaman çizgisiyle geçtik. Sandıklarınızın aksine, o zaman çizgisinde ben astronot değilim.
Now, normally, we use it to travel to other planets, but this time we came through it from an alternate timeline, one where, amongst other things, I'm not an astronaut.
Geldiğimiz zaman çizgisinde, seninle yüzlerce gezegene gittik.
In the timeline where we come from, we've actually traveled to several hundred planets together.
- Evet, bizim zaman çizgimizde senin en iyi arkadaşın sayılırım.
- "We," as in you and... - Yeah, in fact, in our timeline, I'm the closest thing you have to a best friend.
Bu zaman çizgisinde birçok şeyin farklı olduğu belli,
Obviously, some things are different in this timeline,
Aslında bu bir tür çoklu evren yerine değiştirilmiş zaman çizgisi...
Actually, it was less an altered timeline than it was this kind of multiverse thing...
Hangi zaman çizgisinde olursan ol, olağanüstü biri olduğunu düşünüyorum.
I imagine you're an extraordinary person in whatever timeline you happen to be in.
Kendi zaman diliminizde, sizi toplumun dışında yaşayan
I take it that in your timeline, that you're not a discredited whack-job
Düşmanlarımız zaman çizgisini değiştirdi.
The timeline was altered by one of our enemies.
Sizin öykünüze göre, zaman çizgisi değişeli 70 yıl oldu.
According to your own story, it's been 70 years since the timeline was changed.
Zaman çizgisini düzeltmeye çalışmamızdan korkuyorsunuz.
You're afraid we're going to try and repair the timeline.
Alaska'ya uçarak gelmeseydim sizin beklediğiniz gibi daha sevecen, daha anlayışlı olan o eski komutan olabilirdim, ama bu zaman çizgisinde yaşasaydınız inanın...
I might be more like the kind, sympathetic former general you were hoping I'd be, but trust me, if you lived in this timeline...
Zaman çizgisini silmek söz konusu olamaz.
Erasing the timeline is not an option.
Bilgi verilen belgelerin 2000 bilmem kaçıncı sayfasında, sizden biri, hanginiz bilmiyorum, buna benzer bir işgali sizin zaman diliminizde nasıl idare ettiğimi anlatıyor.
On page 2,000-and-something of the brief, one of you, I can't remember which, talks about how I handled a similar invasion in your timeline to the one that might happen here.
Teal'c, anlaman gerekir. Geldiğimiz zaman çizgisinde Goa'uld'lar yenildi ve Jaffa'lar özgür.
Teal'c, you have to understand, in the timeline we just came from, the Goa'uld are defeated and the Jaffa are free.
Zaman akışını değiştirince bana ne olacaktı?
What will happen to me due to the change in the timeline?
Her gün 12'de aynı yerde yemek yiyor sık gittiği yerleri ve bunları ne zaman yaptığını bir liste şeklinde hazırladım.
He eats lunch at 12 : 00 at the same place every day and whoever drew up his haunts list did a fine job, I added a timeline.
Aşağıdaki ekrandan kayıtlara tekrar bakarak, Bayan Taylor söz konusu zaman diliminde, bize göndermiş olduğunuz telefon ve internet kayıtları dışında kimseyle bağlantı kurmadığınızı doğrulamanızı istiyorum.
If you could just again review the records on the screen below, ms. Taylor. I want to confirm that during the timeline in question, you had no outside contact other than what's reflected in the phone and internet logs you uploaded to us.
Bu sürede çekildiğinizi görmek için üç saat içinde, savaş gemilerinin çekildiğinin. uydu görüntüleriyle doğrulanmasını istiyoruz.
In order to meet this timeline, we require satellite confirmation within three hours that the carrier air wing is in full retreat.
Amiral Smith kuvvetlerimizi geri çekme planını getirdi.
Admiral smith laid out the timeline for withdrawing our forces.
Dale, kronolojik bir sıralama yaptı ve geçtiğimiz Mart ayında bir günde 7 şirket birden satın aldıklarını gördü.
Last night, Dale ran a timeline, and we found a day last March when BR bought seven companies in one afternoon.
Yapmamız gereken şey, programa odaklanmak.
We need to focus on this timeline. That's what we need to do.
- Rolex'i var veya yok umurumda değil anlaşmaya sadık kalacağız.
- I don't care if he has a Rolex or not. We need to stick to the timeline that was agreed to.
Ancak maalesef, görev süremiz hatırı sayılır ölçüde kısaltıldı.
Unfortunately, the timeline of our mission has been shortened considerably.
Oluşturduğumuz zaman çizelgesi sayesinde bulduk.
That's the timeline we've been able to piece together.
Doğrusal zaman çizgisinde, ketum olayları kronolojik olarak okumakta güçlük çekiyorum.
Um, I suffer from a kind of chronological dyslexia which makes it very difficult for me to place discreet events accurately on a linear timeline.
Zaman çizelgesi biraz karışık.
THE TIMELINE'S MESSY.
Susuzluktan ölen birinin zaman çizgisini de açıklayabilir.
That would explain The timeline Of someone dying Of dehydration.
Öncelikle olayların sırasını onaylamanız lazım.
First we need you To confirm the timeline again.
Bayanlar baylar, sanırım zaman çizgisini bulduk.
Ladies and gentlemen, it appears as though we've found our timeline.
Ama bir zaman kalıbı var.
But there is a timeline pattern.
Bir matematikçi tarafından keşfedilen zaman çizelgesi dışında hiçbir seri unsuru olmayan bir seri vakasına ajanlar atamayı denersem kovulurum.
if I tried to reassign agents to work a serial case that had no serial elements, outside of a timeline pattern discovered by a mathematician, I mean, I'd get fired.
Senin zaman çizelgesi kalıbına uyan iki cinayet buldum.
So, I found two murders that fit into your, huh, timeline pattern.
Varsayımsal nedenlerden dolayı deli olmadığımı zaman çizelgesi kalıbımın doğru olduğunu düşünelim.
Well, let's say, for hypothetical reasons, that I'm not crazy, that my timeline pattern is correct.
Zaman çizelgesinde neden anormallikler var?
Why the anomalies in the timeline?
Amita zaman çizelgesinin üzerinde yaptığı çalışmayı gösterdi. Bazı soruları cevaplıyor.
Well, Amita showed me this work she's doing on your timeline, and it answered some questions.
Miller olduğundan eminim ama zamanlar tutmuyor.
You know, I'm sure Miller's our guy, but the timeline is off.
Kaynağının verdiği saatlerde tutarsızlık varmış.
Claims he's got a list of inconsistencies in your source's timeline.
Şartların bizi yönlendirmesine izin vermemeliyiz. Katılıyorum.
We shouldn't let circumstance impose a timeline.
Sanırım zaman çizelgenizde bir yanlışlık var.
I think your timeline's a little off.
Hızlı bir kronoloji...
Okay. WILLOWS : Quick timeline...
Bu yüzden geriye kalan vaktimizi sınırlayan bitiş süresi hızla daralıyor... hem de biz 2008 yılında şu anda konuşurken, 7 yıldır bu salınım hızla artıyorken.
And so that means, really, the time, timeline we've got, ticking clock, is that we have to stabilize global emission within just 7 years from now as we speak 2008.
Bir zaman çizelgesi yaptım, şuraya bakarsanız. Para kazanıp ta gitarlarınızı tekrar almamız için ne kadar zamana ihtiyacımız var göstermek için.
I've written up a timeline, if you look over here, to show us how long it's gonna take to raise the money to get your guitars back.
Büyük bir zaman çizelgesi olmuş.
It's a pretty big timeline.
Tabi köpek balığının bir yerden başka bir yere ışınlandığını düşünmüyorsan Sanırım bu saldırıların zaman uyuşmazlığına bir cevap olmuştur.
Unless you believe that the shark Téléport from place to place - - - I think you'll see it fits Timeline of the disaster.
Allison Goldman'ın son saatlerinin çizelgesini yapmaya çalışıyordum.
So i'm trying to put together a timeline of allison goldman's last hours.
- Hikâyeler yaratmak yerine..... bir zaman çizelgesi belirleyeceğiz.
So instead of making up stories, We are going to establish a timeline.
Geçmiş ve değiştirilmemiş bir zamandaki bizler gelecekten gelen bir Kino'yla şimdi değiştirildiler.
RUSH : Us in a previous unaltered timeline, modified now by the introduction of the Kino from the future.
Deneyecek. Zaman çizgisine bakılırsa da yakında olacak.
AND WITH HIS ESCALATING TIMELINE,