Tinder Çeviri İngilizce
191 parallel translation
Öfkemin gazabından tadacaklar.
"They shall drink in my wrath." " The wicked shall be like tinder.
Çıra, Çelik, Çakmaktaşı Ateş.
Tinder, steel, flint, fire.
Hayır, hayır, Kütük, kütük.
No, no, no, tinder, tinder.
- Billy, sen biraz kav bul.
- Billy, you hunt us up some good tinder.
Eğer o kadın yanan bir ot yığınının tepesine yerleştirilirse ruhunu basitçe teslim edecektir. Acının alevleri onun gururunu yenecektir.
If we set her body aflame on the mountain of tinder only for her soul to survive the flames in its haughty pride,
Nasıl bir kişisiniz ki çakmak taşı ve fitil olmadan ateş yaratıyorsunuz?
What manner of man are you that can summon up fire without flint or tinder?
Kuraklık çalıları kavuruyor...
Drought has parched the plains tinder dry.
Meşale getirin!
Strike on the tinder, ho!
Bileycilere çıra getiren ateş ve su taşıyan başka görevliler de vardı.
That meant another group was needed to bring the sharpeners tinder for their fires, and water, too.
Çakmaktaşı ve çıraya ne dersin?
How about some flint and tinder?
DJ'in tekmelediği fişek, perdeye gidince yangın iyice alevlendi. Bina çıra gibi yandı.
Yeah, and the fact that the DJ happened to kick one sparkler... into your accelerant... and light the place up like a tinder box.
Orada çabuk tutuşan bir şey olabilir.
your body changes... it's a tinder box down there.
Bir şekilde bir kavı serbest bıraktı.
He managed to knock loose some tinder.
Oğlun kavı nasıl yerinden çıkarttı?
How did your son dislodge the tinder?
Çıra nasıl kurutulur biliyor ve kıvılcımlar saçıyor.
He knows how dry the tinder is and he's throwing sparks.
Güçlü Santa Ana rüzgarları ve yangına elverişli koşullar yangının etkisini artırıyor.
With Santa Ana winds blowing strong and tinder-dry conditions this fire shows no signs of weakness.
Bölgenin koşulları yangına elverişli.
There are tinder-dry conditions out there.
Bu ortalığı alevlendirecek kıvılcım olabilir.
This could be the match that lights the tinder box.
- Yalnız su kadarını söyleyeyim ki, bu insanın ölümü savaş görmek isteyen birisi için ışık olabilir.
- Who? - Suffice it to say, for those who wish to see war, this man's death could light the tinder.
Bu insanın ölümü savaş görmek isteyen birisi için ışık olabilir.
For those who wish to see war, this man's death could light the tinder.
Harika yanıyor.
Burns like tinder.
Güneyin ardında, Ndutu düzlükleri çok kuraktır.
Back in the south, the Ndutu plains are tinder-dry.
Kupkuru.
Like tinder.
Yaz boyunca kuruyan kontorta çamları kava dönüşmüş durumda ve yıldırım kibriti çakıyor.
Throughout the summer, the dry lodgepole pines have become like a tinder box and lightning has struck the match.
Onu harlarım, tutuştururum.
I give it breath, tinder.
İçinde kav olan ıslak ayrık otu demeti bulduk.
We found twitch grass covering tinder
- Buradan çıktığımız zaman yarayı dağlamak için kav bulamamız gerekecek.
- When we get clear of here, we're gonna have to find some tinder, cauterize the wound
Yalnızca cehennemin boşluğunu tadan hırs hakikat kavınızı ateşleyebilir.
Only the passion that touches its abyss can light the tinder of your utmost truth.
Kuru ovalarda aniden yangın çıkıyor!
Without warning, fires rip through these tinder-dry plains.
- Ben bunun çalışacağını... - Delik açacaksın... - Odun deliğe oturacak, daha sonra onu çalıların üstünde çevireceksin.
- It fits the wood, then you spin it around some of this tinder.
Kadınların çoğuyla Tinder ve Angler gibi telefon uygulamalarından tanışıyormuş.
He meets most of the women on smartphone applications like Tinder and Angler.
Çıra gibi yanar.
It will go up like tinder.
O antlaşma sizin yangınınız olacak.
It is the tinder on which you burn.
"Trambolin" benim Tinder'daki kullanıcı adım.
"Trampoline," that's my name on Tinder.
Seninle sinemaya gitmeyi çok isterdim ama şu MILF Janine ile müthiş bir randevum var ve onunla Tinder'de tanıştım...
I would love to go to the movies with you, but... Actually I got a smoking hot date with this MILF, Janine, and I met her on Tinder and I could... could really use the apartment.
Tinder gibi ama kız kuruları için.
It's like Tinder but for spinsters.
Tinder'da 78 talibim var.
78 guys want me on Tinder.
Ne zamandır Tinder'dasın?
How long have you been on Tinder?
Hey, kocasıyla Tinder'da tanışmış bir kız tanıyorum.
Hey, I know a girl who met her husband on Tinder.
Hayır, dur, kocasını Tinder'da görmüş.
No, wait, she saw her husband on Tinder.
Şehir kav gibi ve yangın rüzgara karşı bile yanarken yeterince güçlü.
The city is dry as tinder and the fire is strong enough to burn back even against the wind.
Tamam, e-postaya Snapchat'e veya Tinder'a ne dersin?
Okay, how about email? Snapchat?
Onlardan alabilir miyim?
Tinder? Can I take those?
Facebook, Twitter, Instagram, Snapchat, Tinder, günümüzde kullanılan herhangi bir uygulamayla, bir başkasına çok sayıda ulaşma imkanına sahibiz.
Facebook, Twitter, Instagram, Snapchat, Tinder, whatever app is hot today, we have too much access to one another.
Evet, onun Tinder kontrol bir Ben o Popper ± orta jalapeà iken.
Yeah, the one that checked his Tinder while I was mid jalapeño popper.
bu uygulama Tinder gibi.
This app is a lot like Tinder.
Tinder gibi değil.
It is not like Tinder.
Şanslısın o zaman. Çünkü evren sana beni getirdi ve ben de telefonuna Tinder yükledim.
Well, you are in luck, because the universe has brought you me, and I just put Tinder on your phone.
Çakmaktaşıyla kav varmış.
Here is flint and tinder.
Tinder kullanıyorum.
Oh, I'm on tinder.
Tinder * bekleyebilir.
Tinder can wait.